Maç boyunca top rakip yarı alanda kaldı, İzlanda kalemize daha az geldi. Oyunu yöneten, karar veren, istediğini yapan ya da yapmaya çalışan taraf Ay-Yıldızlılarımızdı. Peki neden?

Umut Nayir’in yaptığı asist ve kazandırdığı fauller santrforlu oyunun bize önemli katkısıydı. Rakip kaleye yakın, fizikli, pas dağıtabilen bir 9 numaranın varlığı etki yarattı. Montella’nın “Gol atıp kaybetmeyi mi tercih edersiniz...” gibi abuk yorumunu geçersiz kılmaya ilk yarı da yeterdi ama ikinci devrede çok daha iyi oynadı milliler. Kerem’in birbirinden güzel golleriyle üçü bulup liderliği de aldık. Umut’un kaçırdığı net pozisyon kırılma anı olmadı Allah’tan.

Orta alanın düştüğünü görmesine rağmen oyuncu değişikliğinde geç kalan Montella yine kendini eleştirtecek bir konu buldu.

En büyük silahı, belki de tek silahı duran top olan, 2-0 kazandıkları Karadağ maçında iki golü de kornerden bulan İzlanda dün de aynı şekilde ağlarımızı sarstı. İlk kornerlerinde golü attılar; ne adam ne de alan savunması yapabildik. İzlanda resmen çoban matı yaptı. Ulaşmak istediğimiz seviyeler açısından üzücü...

Yetenekli ayakların yüksek pas kalitesiyle oynadığı her maçta favori oluruz. Bu iskelete bir de net bir 9 numara eklersek A Ligi’ne yükselmek bir yana Dünya Kupası’na da katılırız. Dileğimiz de bu...