Hiç eğip bükmeye gerek yok. AK Parti ve MHP dışında her parti seçimi istiyor. Cumhur İttifakı ile dirsek temasındaki DEM’i de hariç tutabiliriz.
Süreç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tanımladığı haliyle “fırsat penceresi.” Bu iç siyasetin de “fırsat-kayıp” dengesinde yürüyeceğini anlatıyor.
Etki-tepki mekanizması ilk sandığa hemen yansıyacaktır, bu yüzden süreç tamamlanmadan Cumhur İttifakı içerisinde veya çevresinde kimse sandığı istemiyor.
Gelelim yeni senaryolara...
13 Ocak 2022’de kaleme aldığım bir yazıyı hatırlatmak istiyorum.
Yazının başlığı “Erken yapılacak olan başka bir seçim mi?” sorusunu yöneltiyordu.
O dönem Erdoğan’ın masasına giden anketler kötü haberler veriyordu ve başka stratejiler masadaydı.
Cumhur İttifakı birkaç içinde erken yerel seçimi tartıştırmaya açacaktı. Gerekçesi de hayli anlaşılırdı. Cumhurbaşkanlığı seçimi kaybedilecek olursa, bir yıl sonra girilecek yerel seçimlerde de büyük bir yenilgi beklenecekti. Belediyeleri aynı gün oylatmak, bir yıl sonra seçime gitmekten yeğ duruyordu. Akla yatkın bir siyasi öngörüydü.
Bu ihtimal iki soruyu doğuruyordu.
1-Cumhur İttifakı, erken yerel seçimin de Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte yapılması teklifini masaya getirirse Millet İttifakı ne derdi?
2-Cumhur İttifakı, İmamoğlu ve Yavaş’ın kamuoyunda en çok tartışılan engelini kaldırmak ister miydi?
Yazıyı yazdıktan sonra Millet İttifakı kulislerine gitmiştim ve yerel seçimin bir yıl öne alınarak 2023’te yapılmasının gündeme gelmesi durumunda çoklu sandığı destekleyecekleri yönünde cevaplar almıştım.
Sonra 6 Şubat depremleri yüreğimizi yaktı ve her şey değişti...
Bugün yeniden hatırlatmamın bir sebebi var. O günlerde öneriyi sunan aynı isimler yine konuyu masaya taşımaya başladılar.
CHP’li belediyelere dönük operasyonlar, mitingler ve buna bağlı gelişen toplumsal reaksiyonlar gün gün Erdoğan’ın önüne gidiyor çeşitli ölçümler halinde.
2026, sabır taşı için son sınır gibi... Ekonomide de adalette de bir tık ilerisi net görünmüyor.
Bu yüzden Türkiye, süreçle bağlantılı referandum sınavını verdikten sonra erken seçimi tartışırken “aynı gün, çok sandık” ihtimali de ortaya atılabilir.
Aynı gün hem Cumhurbaşkanlığı hem milletvekili hem de belediye başkanlığı sandığı...
Epey karmaşık ve çok sesli bir adaylık gündemi.
Belediye adayları, milletvekili adayları, Cumhurbaşkanı adayları...
Çok çeşitli bir propaganda dönemi. Belki biraz karmaşa...
Öneriyi Erdoğan’ın önüne şimdiden getirenler bunu düşünüyor.
Yalnız hem Cumhurbaşkanlığı, hem genel, hem de yerel seçimin aynı tarihte yapılabilmesi için Meclis’te aşılması gereken bir engel bulunuyor.
Anayasada yerel seçimlerin “5 yılda bir yapılması” hükmü yer aldığından, değişiklik şart.
Bunun yapılabilmesi için Meclis’te 367 milletvekilinin oyu gerekiyor. Hesap basit, Cumhur İttifakı isterse dışarıdan 25-30 kadar milletvekili desteğiyle 2026 yılının sonlarında bize bu gündemi tartıştırabilir.
Ben şimdiden bir ön almış, erkenci bir yazı yazmış oldum. Günü gelince hatırlatmak üzere.
KÖŞENİN GÖZÜ
Tarih: 8 Ağustos 2012.
AK Parti’nin erken yerel seçim istediği tek tarih
Dönemin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, dönemin Burdur Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya’yı makamında ziyaret etmişti.
Burada yerel basına konuşan Bozdağ, mahalli seçimlerin 2013 yılı içinde yapılması yönünde bir önerilerinin olduğunu hatırlatarak diğer siyasi partilerden de olumlu yaklaşım olursa mahalli seçimleri bir defaya mahsus geçici bir maddeyi anayasaya koymak suretiyle erkene alma yönünde kararları olduğunu söylemişti.
O dönem ittifakta olmamasına karşın MHP’nin de bu karara olumlu yaklaşım sergilediğini hatırlatalım.
Bozdağ, ‘’Mahalli seçimleri bir defaya mahsus öne alan geçici bir maddeyi anayasaya eklemek suretiyle mahalli seçimlerin 2014 yılının Mart ayında değil de 2013’ün Kasım, Aralık veya Ekim ayında, tabi partilerin de görüşleriyle yapılması temin edilecek’’ demişti.
Ancak Erdoğan bu stratejisini tartıştırıp sonra geri adım atmış, özetle hiçbir şey değişmemiş ve 2014 Mart ayında seçimler yapılmıştı.
KÖŞENİN SÖZÜ
“Doğru ya da yanlış diye bir şey yok, sadece popüler fikirler var.” - 12 Maymun filmi.
