Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Erdoğan kaybetti çünkü taahhütlerini yerine getirmedi...

Erdoğan seçimlerden önce halka pek çok taahhütte bulundu...

Ve fakat...

Hiçbir taahhüdünü yerine getirmedi...

Faiz düşecekti...

Ama düşmedi...

Aksine % 200’e yakın yükseldi...



TL değer kazanacaktı...

Kazanmadı...

Aksine...

2013 yılından itibaren % 400’ün üzerinde değer kaybetti...

Nasıl mı?..

O halde buyurun arşive...



2013 yılı mayıs ayında 1 dolar 1.84 kuruştu...

Bu yazıyı yazarken baktım...

1 dolar 7.88 kuruş idi...



Çok mu geri gittim?..

O halde...

“Bu kardeşinizi seçin doları, enflasyonu ve faizi düşürsün” diye taahhütte bulunduğu 2018 Haziran cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesine gideyim...



2018 yılı mayıs ayında...

Yani...

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden yaklaşık 1 ay önce...

1 dolar 4.10 kuruştu...



Seçimden 2.5 yıl sonra...

Yani günümüzde...

15 gün önce 1 dolar 8.57 kuruşa kadar çıktı...

Erdoğan “Demokrasi, hukuk, insan hakları, AB ve ABD ile sıcak ilişkiler” deyince...

Bir ara...

7.53’e kadar düştü...

Bu yazıyı yazarken baktım...

1 dolar 7.88 kuruş idi...



1 doları 7.88 kuruşta tutan ise...



24 Aralık perşembe günü faiz oranlarının arttırılacağına ilişkin oluşturulan hava veya dedikoduydu...

ERDOĞAN: GÜNDEM DEĞİŞTİRME USTASI...


Erdoğan her zor zamanında olduğu gibi dün de...

Kişisel bir bahane buldu...

Ve...

CHP’de tecavüzcülere sessiz kalan zihniyetin kadın hakları konusunda söyleyecek hiçbir sözü olamaz. Belediye başkanlarının, başkan yardımcılarının aşağılık kabahatlerini örtmek için 40 takla atan bunlar değil mi?..” diyerek...

CHP’yi kurumsal olarak suçladı...

[caption id="attachment_217003" align="alignnone" width="800"] CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu[/caption]



Bunun adı gündem değiştirmektir...

Erdoğan, AKP sözcüleri, bakanlar ve Erdoğan medyası bugünlerde...

Kasım ayı enflasyon oranını tartıştırmamak için...

Her türlü eski olayı...

“Yeni yaşanmış” gibi köpürtecekler...



Bu siyasi modelin adını artık hepimiz biliyoruz:

“Aaaaa cambaza bak...”.

ÇİFTE STANDART SEÇMENİ İRRİTE EDİYOR...


Geçtiğimiz günlerde:

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Konseyi müstafi üyesi...

Meclis eski Başkanı...

Başbakan eski Yardımcısı Bülent Arınç...

Hem de partisine prestij kazandıracak bir açıklama yaptığı halde...

Ortağı Bahçeli’den gördüğü üzerine Erdoğan tarafından azarlanmış...

İstifaya davet edilmişti...



Muhalefet, Arınç’ın sözlerini savunup Erdoğan’ı eleştirdiğinde...

AKP Genel Başkanı şöyle emişti:

“Partimizi bağlamaz...”.





Haklı mıydı?..

Tabii ki haklıydı...

Çünkü AKP’yi bağlamazdı ama...

Çünkü Arınç, halk tarafından seçilmiş bir AKP milletvekili değil...

Ama...



Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan’ı bağlar...

Çünkü Arınç...

Erdoğan tarafından, devletin en yüce katlarından birine atanmış, “Hukuken bir bilge kişi” idi...

HAK VE SORUMLULUK SİYAM İKİZLERİDİR...


Anayasamız basın özgürlüğünü en geniş şekilde tarif eder...

Gazetecilere, gelişmiş dünya demokrasileri ölçeğinde özgürlük verir...

Ancak...

Aynı anayasamız gazetecilere, “sorumluluk” da yükler...



Bir ülkenin yasalarıyla:

Bir kişi ya da kişilere...

Veya kurumlara...

“Özgürlük hakkı” verilmişse...

Mutlaka bir de “sorumluluk” yüklenmiştir...



Sorumluluk olmadan hak...

Hak olmadan da sorumluluk olmaz...

YANDAŞ BASINDAN NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK ÖRNEĞİ


Dün: 3 Aralık 2020 Perşembe idi...

Kasım ayı enflasyonu açıklandı: % 2.3...

Çıkan sonuç öylesine yürek yakıcıydı ki...

İktidar gazetelerinin web siteleri bu felaketi haber yapamadılar...



Oysa...

Kamuoyunu vereceği doğru haberlerle bilgilendirme sorumluluğu olan ve...

Haber verirken güzel ahlaktan ayrılmaması gereken medyanın kasım ayı enflasyon oranını açıklamaması...

Nitelikli dolandırıcılık suçudur...

HALK DAHA ÇOK ACI ÇEKİYOR...


İktidara yakın meslektaşlarım zannediyorlar ki...

Gözlerini kapayınca her türlü felaket (Mesela dün açıklanan aylık çok yüksek enflasyon oranı) kayboluyor...

Halkın acıları bitiyor...



Aksine...

Halk aldatıldığını bizzat yaşayarak gördüğü için...

Daha çok acı çekiyor...