Kamuoyu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kayyum artık istisna olacak” sözüne takıldı ama öncesinde anlattıkları daha ilginçti. 

PKK’nın fesih gündeminin tam ortasında, Erdoğan yeni belediye düzenlemesine işaret etmiş ve bu önerisini tartışmaya açmıştı. 

“Karşılaşılan sorunların başında merkeze uzak ilçeler meselesi yer alıyor. Büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasındaki yetki paylaşımı gözden geçirilmeli. Yetki karmaşası bazen çatışma noktasına kadar gelebiliyor. Farklı parti belediyelerin zabıtaları gerilimler yaşayabiliyor. Bunun önüne geçmek için yetkilerin daha kesin tanımlanmasında fayda vardı” dese de...

Erdoğan konunun özünü büyükşehirlere bağlamıştı:

“Bu şehirlerimizdeki il özel idaresi yapılanması gözden geçirilmeli. Vali ve kaymakamlarımızın görevlerini daha aktif hale getirmeliyiz. Belediyelere kamudan tahsis edilen ve topladıkları mali kaynakların denetimi için yerel dinamiklere, ilgili merkezi kurumlara dayanan yeni bir yapı kurulmalı.”

Belediyecilik bilen ve bu konuda uzun yıllardır sendikal faaliyet gösteren Tüm Bel-Sen Başkanı Erdal Bozkurt, Erdoğan’ın sözlerinden ne anladığını şöyle aktardı:

“Bizim yaptığımız okumaya göre; belediye yetkilerinin artırılması yerine, zaten var olan ağır merkeziyetçi vesayetin artırılması hedefleniyor. Hızla büyüyen ve gelişen kent yaşamına cevap vermek için belediye imkanlarının artırılması ve mali olarak güçlendirilmesi beklenirken tersine valilik-kaymakamlığa yetki devriyle belediye kısıtlanıyor.”

Bozkurt geçmişte de buna benzer bir düzenlemenin kulislere yansıdığını da anlattı:

“Uzun süredir unutulmuş bir konuydu. İleriye değil geriye götürecek bir istek olarak görüyoruz. Ayrıca sendikal haklara müdahale girişimi de ortada.”

Kendileri açısından beklentiyi de ifade etti:

“Asıl kamu hizmeti sunan belediyelerden akaryakıt ve elektrik gibi hizmetlerin ücretlendirilmesinde vergi-ÖTV uygulamalarından vazgeçilmeli.”

Bakalım tartışma başka neleri getirecek...

“Buğday mezarları” hatırlatması

İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, geçtiğimiz Ağustos ayında canlı yayın konuğum olmuş ve tarımla ilgili sarsıcı bir iddiayı ilk kez gündeme taşımıştı. İktidarın tonlarca buğdayı toprağa gömdüğünü ve bunların büyük bölümünün çürütüldüğünü öne süren Çömez, “Seçimden önce AKP ekmek fiyatları düşük olsun diye Ukrayna’dan ve Rusya’dan akılalmaz bir buğday ithalatı yaptı. O dönemde Türk çiftçiler daha yeni ürün toplamıştı, iktidar o ürünleri başta almadı. Gelen tepkiler sonrası ise mecburen aldılar ancak bunu TMO silolarına koyamadılar. Nereye koyduğunu biliyor musunuz, bir naylon serip toprağa gömdüler. Adres veriyorum size Bandırma’nın Merinos çiftliğinin bahçesi, gidin bu akşam toprağa gömülmüş 100 küsür bin ton buğday göreceksiniz. Bunun gibi Bursa’da, Ankara’da toprağa gömülü buğday var. Ve maalesef toprağa gömülü buğdayın yarısı şu anda kullanılmaz vaziyette, yarısı çürümüş, yarısı nemli, yarısı mantarlı” demişti. 

Çömez, canlı yayında Tarım Bakanı’na bir davette de bulunmuştu:

“Tarım bakanı dediğime inanmıyorsa yarın Bandırma’da kendisiyle buluşalım basının önünde açalım oraları. Bakın ne çıkacak toprağın altından. Tarım bakanlığının eliyle biz tarım mezarları açmışız.”

İYİ Partili isim daha sonra verdiği adreslere de giderek sosyal medya üzerinden görüntüler paylaşmış ve suçlamalarını sürdürmüştü.

Şimdi yeni bilgiye gelelim...

Önceki gün Turhan Çömez aradı ve suçlamaları üzerine TMO’dan kendisi hakkında yargıya şikayet gittiğini ve yaptığımız canlı yayınla ilgili 48 sayfalık bir dilekçe verildiğini söyledi. Çömez, bunun üzerine mahkemeye bilgi ve belge sununca davanın reddedildiğini açıkladı. 

Fikri takip olsun, duyurmuş olalım.

KÖŞENİN GÖZÜ

Tarih: 22 Temmuz 2022.

Adres: Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi.

Bugünlerde yeniden gözlerin çevrildiği ve bu kez barış ihtimalinin masaya yatırılacağı adreste 3 yıl önce...

Türkiye adına dönemin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Rusya adına Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Ukrayna adına Altyapı Bakanı Aleksandr Kubrakov ve imza törenine tanıklık eden BM adına Genel Sekreter Antonio Guterres, tahıl ürünlerinin Ukrayna limanlarından sevkiyatına ilişkin “Tahıl Koridoru Anlaşması” adlı belgeyi imzalamıştı.

Sırasıyla uygulanma-aksama ve çekilme tartışmalarını görmüştük.

Bu kez neler göreceğimizi, yakında öğreneceğiz. 

KÖŞENİN SÖZÜ

“İsabetli metot, metotsuz isabetten üstündür.” - William Shakespeare.