Önce, 5 yıl önceki yazımdan bir bölümle karşınızdayım sayın seyirciler:

“Gündeme ilk olarak “Türk ekonomisini düzeltecek” kurum olarak oturmuştu...
Bizim ekonominin, sele kapılmış yavru ceylan misali uçuruma doğru sürüklendiği günlerdi... AKP’li Cumhurbaşkanı Washington’da Başkan Trump ile görüşmeye gitmiş, yanına damadını da almıştı... Hazine ve Maliye Bakanı damat, müjdeyi işte orada vermişti:
-ABD’li McKinsey şirketi, Türk ekonomisini yakından izleyecek, raporlar hazırlayacak ve danışmanlık yapacak!
Bakan Albayrak’ın açıklaması böyleydi. ABD’li şirketin bu “çok faideli” çalışmalarının Amerikan Doları ve Türk Lirası cinsinden kaça patlayacağını ise açıklamamıştı...
Ortalık karıştı tabii; Türkiye’nin tamamen Batı boyunduruğuna mahkum edildiği, IMF kapısının ardına kadar açıldığı eleştirileri yükseliverdi... Tam da o günlerde ortaya bir de McKinsey ile çok daha önceden anlaşma yapıldığı iddiaları ortaya atılmasın mı!.. Eleştirilerin dozu daha da artınca görünürde o iş yattı...
Görünürde diyorum, çünkü bu şirketin iktidarın zirveleriyle bağlarını koparmadığı, aksine “yakın ilişkinin” sürdürüldüğüne dair iddialar devam etti... Ta’ki istanbul seçimlerinden hezimetle çıkan ve “Tek Adam Sistemi” adı verilen, muhalefetin “Ucube” dediği bu sistemin revize edilmesi tartışmaları iktidar partisini iyice sarıp sarmalayınca, McKinsey ismi yeniden gündeme düştü:
-Üstelik bu kez “yerli ve milli” sistemin mimarı olduğu da ortaya çıktı!
Eh bu kadar “ayıp” kadı kızında bile olurdu; mimarı oysa, revize eden de o olacaktı doğal olarak değil mi ama!

Rehabiliteyi de bu en yerli, en milli şirket yapacak!.

İzninizle biraz detaya gireyim...
AKP’nin İstanbul’da seçmenden yediği “okkalı tokadın” ardından, yaklaşık bir yıl önce devreye giren sistemin devlet yapısına uymadığı, özellikle iktidar partisi içinde dile getirilmeye başlandı...
Hatta bu sert eleştirileri yumuşatmak aracıyla AKP Grup Başkan Vekili Bülent Turan ve Naci Bostancı’dan “sistem rehabilite edilecek” açıklamaları geldi. Kısacası parti üst yönetimi de sistemdeki tıkanıklığın farkındaydı...
İşte tam bu tartışmalar sürerken, Saadet Partisi’ne yakın Milli Gazete büyük bombayı patlattı; Muhammed Vefa’nın haberine göre, adı açıklanmayan üst düzey bir AKP’li, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin AKP tarafından hazırlanmadığını açıklayıverdi, iyi mi!.. Daha da acıklısı bırakın hazırlamamayı, sitemle ilgili en ufak bir çalışma ya da toplantı bile yapmamıştı!..
Pekii, Türk milletine en yerli en milli, “Türkler için en ideal yönetim biçimi” diye anlatılan bu sistemi, iktidar partisi yapmadıysa kim yapmıştı? AKP’li yetkili onu da açıklıyordu:
-Ekonominin dümeninden el çektirilen ünlü Mckinsey, “Madem öyle ben de Başkanlık Sistemi’ni dizayn edeyim bari” demişti!
Haberi, büyük bir şaşkınlık içinde “şaka mı bu” diye düşünerek okudum; hayır gayet ciddiydi, üstelik bu “yerli ve milli sistem” karaya oturunca, güncellenmesi, yani Türkçesiyle “iyice yerli ve milli hale getirilmesi” görevi de yine bu şirkete havale edilmişti...
-Yaşasın en yerli, en milli şirketimiz McKinsey!

Ekonominin “yeniden kurtuluşunda da” görev McKinsey’in!

Aradan yıllar geçti...

Bakanlık görevinden epey buruk ayrılan, AKP’li Cumhurbaşkanı’nın ağır ithamlarına maruz kalan Mehmet Şimşek, uzun bir aradan sonra, yerlerde sürünen ekonomiyi “adam etmek” üzere göreve çağrıldı...

Aradan geçen yaklaşık bir yıllık sürede Şimşek doğru dürüst bir başarı gösteremediği gibi, işler daha da kötüye gitti, aranan para bir türlü bulunamıyordu...

13 Mayıs’ta Şimşek, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la birlikte “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ni” açıkladı. Paketin içindeki en büyük tasarruf önlemi(!) şöyleydi:

-Kamuya personel alınmaması!

Paketteki diğer maddeler de geri kalmıyordu tabii! Muhalefet bunu “örtülü IMF programı” olarak niteledi, haksızlar mıydı peki? Kesinlikle hayır! Tasarruf da alınan tedbirler de tamamen halkın sırtına bindirilmişti... Şöyle de diyebiliriz:

-İktidarın gücü zengine değil, emekçiye yetiyordu!

Sonra iddialar başladı; buna göre “en yerli ve milli şirket” ABD’li McKinsey yine sahadaki yerini almıştı! Daha basit anlatayım:

-Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, tasarruf paketini Amerikalı uluslararası yönetim danışmanlık firması McKinsey raporlarından yola çıkarak tasarlamıştı!

Zaten, Şimşek’in, geçmişte de McKinsey ile epey birlikte yol aldığı da arşivlerde sıra sıra yer alıyordu...

Mesela, 9 Nisan 2015 tarihinde “Türkiye’yi IMF’den kurtardık” şeklindeki paylaşımına gelen eleştiriye McKinsey raporuyla yanıt vermişti.

Yine, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı olduğu dönemde TÜSİAD’ın bir toplantısında, “McKinsey’nin yayınladığı bir kitabı bulamıyorum içeriğinde çok önemli rakamlar var Amazon.com’dan aldım bekliyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Kısacası bu durumda, yerli ve milli ekonomimize verdiği katkılardan dolayı, “en yerli ve milli şirket” McKinsey’i bırakın eleştirmeyi, madalya verilse yeridir!

-IMF ve Dünya Bankası da unutulmamalı tabii, yazık, günahtır!

Haa unutmadan, Hazine ve Maliye Bakanlığı, McKinsey iddialarını şiddetle yalanladı, bilginize...