Hazırlık maçı olması, hataların, yeni oyuncuların görülmesi açısından önemli şüphesiz. Ancak konu milli takım olunca insan istiyor ki kayıpsız devam edilsin. Neyse nazar boncuğu olsun diyelim ama eksikleri de görelim

Bir teknik adam ‘Bu Semih Kılıçsoy, solunda tank gibi giden Kenan Yıldız, sağında pır pır Yunus Akgün ile arkasında Hakan Çalhanoğlu ve Orkun Kökçü gibi iki inceci pasörle acaba nasıl oynuyor’ diye merak etmez mi? Montella etmiyor, Semih’i, Ümit Milli Takım’a geri gönderiyor. Çocuk golcü orada da golünü atıyor ama neden A Milli değil; ilginç. Enes Ünal’ın eldeki en tecrübeli milli santrfor olduğuna katılmakla birlikte Montella’nın oyununda merkez santrfor görevinde kaybolduğunu söylemek gerek. Enes’in hücumdaki etkisizliğine ek olarak bir de penaltı yaptırması da en büyük şanssızlığıydı.

Ceza sahasına çok adamla girip topla buluşsak da bitiricilikte başarılı değildik. Günümüzün en önemli konusu, gol bölgesinde çok adamla olmak. Bu gibi anlarda oyuncu kalitemiz fark yaratmalı. Önemli kurtarışlar yapmışken yediği ikinci gol (ofsyat olsa da) Mert’e yakışmadı. Macaristan üst üste 12 maçını kaybetmemiş bir takım olarak karşımıza çıktı. Disiplinli, düzeni belli bir ekip. Ciddi bir rakibe karşı kazanacak kadar pozisyon da bulduk. Bu gecenin en pozitif konusuydu.