Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Ekonomi kimin için?

Ekonomi bir, sosyal bilim dalıdır...

Ve...

İnsan içindir...

İnsana göre...

İnsanın refahına göre tasarlanır...

İnsanın refahına göre:

Tasarlanmalıdır...



Yani canlarım, ekonomi:

Halkın tamamının refahını ve çıkarlarını korumak amacıyla yönetilmelidir...

Ama...

Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde ekonomi:

İktisadî ve siyasî egemenlerin ortaklığında...

Bu grupların ekonomi politik tercihine göre:

Yönetilir...

[caption id="attachment_420500" align="alignnone" width="600"] Erdoğan[/caption]



Erdoğan iktidarlarının önceliği...

Nüfusun %80’ini oluşturan yoksul yurttaşların çıkarlarından değil...

%20 varlıklı seçmenlerin çıkarlarından yana oldu...

Ve sonunda ekonomi:

İşte bu hale geldi...



Oysa...

Çok büyük bütçe açıkları veren iktidar:

Ekonomiyi büyütebilir...

Fiyatlar da artmayabilirdi...

Nasıl mı?..

Bütçe açıklarını üretime dönüştürerek...

Yani...

Talebi kısmadan...

Üretimi artırarak...



Erdoğan hükümetleri bütçe açıklarını:

Üretimi artırıcı yatırım ve istihdamda kullanmak yerine...

Ahbap – çavuşun zenginleştirilmesinde kullandı...

[caption id="attachment_420501" align="alignnone" width="600"] Özal[/caption]



Turgut Özal merhum ise...

Orta direğin, demokrasinin temeli olduğuna inanıyordu...

Onun için:

Orta gelir sınıfın sayısını mümkün olduğunca yükseltmeye yönelik:

“Refah ekonomisi” politikaları uyguladı...

[caption id="attachment_420502" align="alignnone" width="600"] Babacan[/caption]



Ali Babacan’ın ekonomiyi yönettiği dönemde de keza:

Özal’ın bu politikaları öncelendi...



Erdoğan ise:

“Ben ekonomistim” demeye başladıktan sonra:

Orta direği çökertti...

Ortodoks’un tercihi


Soru:

Ortodoks ekonomi politikaları ne demektir?..

Cevap:

Ortodoks ekonomi politikalarının sözlük tarifi şöyle:

“Serbest ekonomi modelini savunur ve bütün politika araçlarının da buna göre tasarlanmasını ister...”

[caption id="attachment_420503" align="alignnone" width="600"] Şimşek[/caption]



Bu da benim tarifim:

Ortodoks ekonomi politikaları:

Enflasyonla mücadele etmeyi önceler:

Bunun için:

Gelir arzını kısar...

Talebi cezalandırır...

Bunun için:

Nakit serveti olanların paralarına enflasyon üzerinde faiz vererek...

Daha çok nakit servete sahip olmalarını tercih eder...

Heterodoks’un tercihi


Soru:

Heterodoks ekonomi politikaları nedir?..

Sözlük tarifi şöyledir:

“Mal ve hizmet fiyatlarının tek bir merkezden kontrol edilmesini sağlayarak fiyatları kontrol altında tutmaktır. Bu yaklaşımda fiyatlar talep enflasyonundan bağımsızdır ama faiz ve kur gibi küresel bileşenlerden etkilenir...”.

[caption id="attachment_420504" align="alignnone" width="600"] Nebati[/caption]



Benim tanımıma göreyse (Erdoğan’ın uygulamaları):

Görünürde hayat pahalılığıyla mücadeleyi önceler...

Görünürde maaş ve ücretlilerden yana tavır alır...

Bu nedenle iktidar:

Maaş, ücret (eşel mobil), kur ve faizlere müdahale eder...

Siyasetten arınmış ekonomi dersi


Liberal ekonominin kurucu babası olarak kabul edilen Adam Smith:

“Bir papağana arz/talep yasasını öğretirseniz onu iktisatçı yaparsınız” diyerek bu ekonomi kuramının ne kadar önemli olduğuna dikkat çekmişti...



Bu Smith sözünden sonraki ilk soru şu:

Enflasyon nedir?..

Cevap:

Enflasyon:

Bir ekonomide...

Arz/talep denkleminde...

Talep tarafının artarak denkliği bozması...

Ve böylece:

Fiyatlar genel düzeyinin yükselmesidir...



Yani:

Denklemin:

Talep tarafı arz tarafından fazlaysa...

Ya da:

Üretim miktarı...

Talep miktarına yetişememişse...

O ülke ekonomisinde fiyatlar genel seviyesi artar...

Buna:

Enflasyon denir...



Denklemin arz tarafı talep tarafından fazlaysa...

Yani...

Üretim miktarı...

Talep miktarından fazlaysa...

O ülke ekonomisinde fiyatlar genel seviyesi düşer...

Buna ise:

Stagflasyon denir...



Ancak...

Her enflasyon...

Hayatın pahalandığı...

Her stagflasyon da hayatın ucuzladığı anlamına gelmez...

Aradaki önemli fark


Soru:

Enflasyon hayat pahalılığı değilse...

Hayat pahalılığı nedir?..



Cevap:

Geçen yıl bu zamanlar...

Aylık gelirinizin tamamıyla...

50 kg beyaz peynir satın alabilirken...

Bugünlerde sadece:

25 kg alabilmenizdir...





Yani:

Fiyatların %100 artması...

Sizin refahınızın yarısının çalınmasıdır...



Oysa...

Geçen yıl bu zamanlar...

10 bin lira olan aylık gelirinizin tamamıyla...

Kilosu 200 lira olan beyaz peynirin...

Bugünlerde kilosu 400 liraya çıkmış...

Ve fakat...

Buna karşılık sizin de aylık geliriniz...

10 bin liradan 20 bin liraya yükselmişse...

Ve...

Siz aylık gelirinizin tamamıyla yine 200 kg beyaz peynir satın alabiliyorsanız:

Sizin için hayat:

Enflasyona rağmen:

Pahalanmamıştır...

Erdoğan’ın tercihi


Erdoğan iktidarı süresince:

Seçimlerden önce Heterodoks...

Seçimlerden sonra Ortodoks politika uyguladı...

Ancak...



Her iki modelde de:

Yoksul ve dar gelirlilerin değil:

Yandaşların çıkarlarını koruduğu için:

Ekonomi tepe takla oldu...

Bu ülke neresi?


Bir ülke düşünün ki...

Halkın yarısı...

Kendisine yük olan diğer yarısı için:

Lüks...



Bir ülke düşünün ki...

Her 100 seçmenden 52’si:

Kariyeri...

Deneyimi...

Liyakati...

Dürüstlüğü değil...



Korkutulmayı...

Kandırılmayı...

Yoksulluk...

Ve...

Pahalılık altında:

Ezilmeyi tercih ediyor...



Bu ülke neresi?..

Dünün tweeti


Salih Uzun

@SalihUzunTDV

Atatürk ve Erdoğan resimlerini eşit büyüklükte ve aynı hizada asmak;

1- Devlet geleneklerine ve ciddiyetine aykırıdır.

2- Saygısızlıktır, hadsizliktir.

Biri kurucu diğeri görevdeki cumhurbaşkanı.

Bunu valilerin makam odalarında da görüyorum.

Bitmedi gitti bu kabızlık.

Yeri dolmaz


Değerli sanatçılarımızdan Suna Kan Hanımefendi’yi:

Düşünceye...

Düşünene...

Özgür fikre...

Ve...

Sanata düşman bir iktidar döneminde kaybettik...

Sanatseverlerin başı sağ olsun...