Bill Gates ile Elon Musk otopark yeri yüzünden birbirini öldürmeye teşebbüs eder mi?..

Tabii ki hayır...

Ama...

Eğitimsiz, cahil, görgüsüz, hasbelkader zengin olmuş bir kişi:

Bir otoparkta yerini kaptırmamak...

Ya da...

Başka birinin yerini kapmak için:

Karşısındakini çok rahat öldürebilir...

Peki...

Netanyahu eğitimsiz mi?..

Değil...

Cahil mi?..

Değil...

Görgüsüz mü?..

Değil...

Hamas’ın “Aksa Tufanı” emrini veren lider kadrosu...

Kesinlikle yüksek eğitim almış kişilerdir...

Görgüsüz de olamazlar...

Ama...

Güçlü ve acımasız İsrail ordusunun mutlaka karşılık vereceğini...

Ve...

On binlerce insanın öleceğini bilerek...

Operasyon kararı verebildiler...

Çünkü canlarım...

Sadece burada değil...

Dünya siyasetinde seviye:

Yerlerde sürünüyor...

Siyasetçi sınıfı çok vasat altı...

Çok vasıfsız...

Ve...

Sandıktan çıkmayı hüner zanneden bu çakallar:

Halklarının geleceğini ve çıkarlarını korumak için değil...

Kendilerini sürekli iktidarda tutabilmek...

Ve...

Toplanan vergileri:

Kimi hırsız bürokrat ve kimi yağmacı iş insanlarıyla paylaşmak için siyaset yapıyorlar...

İktidarda sürekli kalabilmelerini sağlayacak en güçlü argüman ise:

Hem komşu ülkelerle...

Ve hem de yurt içinde:

Gerginlik yaratmak...

Günün sözü

İktidardakiler ziyafet vereceklerse zenginleri davet ederler, savaşa gidilecekse yoksulları...

DOĞRUSU BU

İsrail Ordusu’nun (Hükümeti değil) iddiasına göre...

Gazze’de en az 500 kişinin öldüğü hastane saldırısından:

Filistin İslami Cihad Örgütü sorumlu...

Ancak...

Açıklamanın bir yerinde şöyle deniliyor:

“Hastaneye yönelik başarısız roket saldırısından...”.

Açıklamanın bu yarım cümlesinden anlaşılan şu:

Hastaneye roket saldırısı yapıldı...

Saldırıyı yapan biz değiliz...

Ve...

Atılan roketler hastane hedefini bulmadı...

Yahu bu nasıl şey?..

Saldırı var...

Ama...

Roketler hedefi bulmuyor...

Peki:

500 insan intihar mı etti?..

İsrail artık iyice ipin ucunu kaçırdı...

Yarattığı vahşetin paniğiyle...

Ne dediğini biliyor...

Ne yaptığını biliyor...

O halde Netanyahu, dünya medyasının karşısına geçip:

Gazze’deki hastanenin bulunduğu yere BM müfettişlerinin girmelerine izin verileceğine...

Ve...

Teknik olarak:

Atılan roketlerin kime ait olduğunun tespit edileceğine...

İmkân ve izin vereceğini açıklasın...

Doğrusu bu...

İTİRAZIM VAR AMA

Ey benden; Yahudi arkadaşlarım ve dostlarımla ilişkimi kesmemi isteyen!..

Bil ki...

Bunu benden isteyen Sevgilim olsa...

Onunla olan ilişkimi keserim...

Ama...

Yahudi arkadaşlarım ve dostlarımla ilişkimi kesmem...

Çünkü ben...

Dostlarımı...

Arkadaşlarımı:

Dinine...

Mezhebine...

Diline...

Irkına...

Ve...

Rengine bakmaksızın seçtim, seçeceğim...

İtirazlarım ise İsrail halkına değil...

Avrupa ölçeğinde bir demokratik hukuk devletini:

İran ve hatta Afganistan ölçeğinde bir din (Siyonist) devletine dönüştürmek isteyen Netanyahu ve çetesine...

TÜRKİYE’DE DE HÂKİMLER VE SAVCILAR VAR...

Canlarım...

Salı günü duruşmam vardı, gittim...

“Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlamasıyla yargılandım...

Savcı mahkumiyetimi istediği halde...

Yargıç:

Beraat kararı verdi...

Dün de bir iyi bir de sevimsiz haber çıktı postadan...

Önce sevimsiz haberi paylaşayım:

Süleyman Soylu’ya “Bahçeli’nin yamağı” diyerek hakaret ettiğim iddiasıyla ifadem alınmıştı...

Savcı, yargılanmamı istemiş...

Mahkeme de kabul etmiş:

Yargılanacağım...

İlk duruşma 15 Şubat 2024’te...

İyi habere gelince:

“Suçu ve suçluyu övme fiili” nedeniyle ifademe başvurulmuştu...

Savcı “Kovuşturma yapılmasına yer olmadığı” kararı verdi...

Ama...

Asıl güzel olan...

Hukukun üstünlüğü ilkesine saygılı âdil bir Cumhuriyet Savcısının, bu kararı verme gerekçesi...

Bakın nasıl:

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2016/2133-5010 esas ve karar sayılı ilamında “İfade özgürlüğü sadece memnuniyetle karşılanan zararsız veya önemsiz sayılan insanların kayıtsız kalabileceği bilgi ve fikirler için değil, aynı zamanda demokratik toplumu şekillendiren çoğulculuğun, hoşgörülü ve geniş fikirliliğin doğasında bulunan bir gereklilik olarak saldırgan, şok eden, rahatsızlık veren veya ayrılık yaratabilen fikirleri için de uygulanabilmelidir” hüküm ve tespitlerinin yer aldığı hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelinin soruşturmaya konu edilen ve şiddete teşvik, ırkçılık, nefret söylemi mahiyetinde bulunmayan söylemlerinin belli bir suça veya suçluya da özgülenmediği gibi kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığını gösterir herhangi bir tespitin de bulunmadığı, bu itibarla söylemlerin ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı ve atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, belirtilen sebeplerle kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına...”

Enseyi karartmayın...

Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi...

Türkiye’de de:

Hâkimler ve savcılar var...

MİLLETİN DEVLETİ

İstanbul Valiliği açıkladı:

“Dün gece İstanbul’da gerçekleşen İsrail’i protesto gösterileri sırasında bir kişi öldü, 43’ü polis olmak üzere 63 vatandaşımız yaralandı.

Polis bariyerini aşarak emniyet güçlerimize saldıran 5 kişi gözaltına alındı.

Vatandaşlarımızdan tepki gösterirken telafisi mümkün olmayacak hareketlerden kaçınmasını önemle rica ediyoruz...”.

Devleti “partinin devleti” haline getiren Süleyman Soylu’dan sonra, Devlet yeniden:

Milletin devleti oldu...

Bu dönüşümü sağlayan

İçişleri Bakanı Sayın

Ali Yerlikaya’ya:

Teşekkür ve tebriklerimle...

DÜNÜN TWEETİ

Meliha Okur

@melihaokur2

Haber bildik, yeni değil.

“Reel kur” diye diye “düşük faizle” ülkeyi dara sokanların hikayesi böyle sonuçlandı.

“Faiz neden enflasyon sonuç” lobisi ile el ele veren tekstil sektörü çareyi, ülkeyi terk etmekte buldu. Peki emekçiler ne oldu?