Mutlu bir çift olmak için eşlerin zaman zaman yalnız kalarak evliliğin başında ki her şeyin daha güzel olduğu fabrika ayarlarına dönmeleri ve güzel anılardan beslenmeleri gerekir. Ne yazık ki bunu yapmak her zaman kolay değildir.

Cinsel hayatımız nasıl yoluna girer?

SORU:

38 yaşında, 2 çocuk annesiyim. Ailelerden uzakta olduğumuz için her şeyi çocuklara göre planlamak durumundayız. Eşimle hiç yalnız kalamıyoruz, bu durum cinsel yaşamımızı da olumsuz etkiliyor. Bize ne önerirsiniz? T.D./ Gaziantep

CEVAP:

İyi anne baba olmanın ön şartı iyi bir çift olmaktır. Mutsuz çiftler sürekli kendi sorunlarıyla uğraştıkları için çocuklarının sadece fiziksel ihtiyaçların karşılayabilir, genellikle onların duygusal ihtiyaçların far­kında olamazlar. Her şeyden önce toplum olarak anne-babalığı kutsayan, çocukları 50 yaşına bile gelse onlar için kaygılanan kül­türel bir yapımız vardır. Birçok anne, baba çocuklarından biraz uzak kalsa, onlarsız bir şey yiyip içse kendini suçlu hisseder. Eşleri bir arada tutan, ilişkinin çimentosu cinselliktir. Cinselliğin yaşanmadığı, ihmal edildiği çiftlerde evlilik zamanla sadece görevlerden ve sorumluluklardan ibaret sıkıcı bir ev ortaklığına dönüşür. Böyle bir ev ortamında başta çocuklar olmak üzere kimse mutlu olamaz. Bu nedenle evli çiftle­rin arada sırada çocuklarından ayrı zaman geçirmeleri, kendilerini yeniden sevgili gibi hissetmeleri bunun fırsat yaratmaları oldukça önemlidir. Birlikte geçirilen özel zamanlarda cinsel yakınlığın yaşanması da ayrıca çift ilişkisini güçlendirecek ayrılma­ları, boşanmaları önleyecektir.

Cinsel isteksizliğin bir çaresi var mı?

SORU:

7 ay önce doğum yaptım. Eşimle cinsel ilişki yaşamak istemiyorum. Bebekten önce sevişmekten haz alıyordum, şimdi hiç kalmadı. Bunun bir çözüm yolu var mı? M.Ç./İstanbul

CEVAP:

Evlilik boyunca hamilelik ve doğumdan sonraki lohusalık dönemi adeta evliliğin sınavı gibidir ve cinsel hayatın yeniden normale dönmesi her zaman kolay olmaya­bilir ve bu süre bazen sanılandan çok daha uzun sürebilir. Bu dönemde cinsellikten asla uzaklaşılmamalı, karşılıklı dokunma, öpüşme, cinsel temas olmasa bile birlikte sarılıp yatmaya özen gösterilmeli, duygusal bağı koparmamalıdır. Cinselliğin güven, sev­gi, saygı dokunma, konuşma, anlaşılma ve anlayabilme, beğenilme gibi duyguların bir bütünü olduğu unutulmamalıdır. Sizin duru­munuzda eşinizle duygusal paylaşımları, sık sık dokunmayı eksik etmemeniz, her fırsatta erotizme yönelik adımlar atmanız cinsel hayata yeniden başlamanızı kolaylaştırabilir.