Binlerce sayfalık iddianameden binlerce yıllık hapis cezası istemleri çıktı. Kamuoyunda Ekrem İmamoğlu davası dediğimiz İBB soruşturmalarında “ana dava” hüviyetindeki dosya ve suçlamalar uzun süre sonra iddianameye dönüştü.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bir kez daha duruşmaların canlı yayınlanması talebini hatırlattı:
“Mahkemenin TRT ekranlarından ve diğer kanallardan yayınlanabilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi harekete geçsin. Milletin temsilcileri, milletin geleceğini ilgilendiren bu yargı sürecini milletten gizlemesin! Alnımız ak, başımız dik! Bizim bu aziz millete hesabını veremeyeceğimiz hiçbir şey yok!”.
Şimdi gözler yeniden duruşma tarihine kadar siyasette, Meclis’te.
Daha önce söylenenler hatırlanmalı en başta...
8 Ağustos tarihli yazımda şunları vurgulamıştım:
“Ana davanın duruşması belirsiz çünkü daha iddianame toparlanacak. İddianame ile birlikte Ekim sonu-Kasım başı gibi bir duruşma takviminin oluşması bekleniyor. İmamoğlu aslen bu davadan tutuklu ve ana dava olarak bu dosya görülüyor. TRT’den canlı yayınlanma talebi de tamamen bu dosyayla ilgili. İkincisi diploma davası...
Soruşturma sürerken İstanbul Üniversitesi, 18 Mart 2025 tarihinde İmamoğlu’nun diplomasını iptal etmişti. Dosyanın iddianamesi 4 Temmuz’da tamamlandı. İlk duruşma 11 Eylül 2025 tarihinde görülecek. Canlı yayınlanma ihtimali olan ilk duruşma, kulislere göre bu olabilir.”
O süreçte yazının akabinde hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de MHP lideri bu işe “olur” verdi. Lakin bir ilerleme olmadı ve diploma davası canlı yayınsız kaldı.
Yazının ilk kısmında söylediğim takvim aynı düzlemde ilerlemiş görünüyor. Kasım ayı
başı itibarıyla takvim belli oldu ve aslolan
dava bu...
İmamoğlu da bir kez daha talebi ortaya koyarken, Cumhur İttifakı “TRT’ten canlı yayın” için tamam demişken daha ne bekleniyor?
Meclis’in harekete geçmesi kaldı...
KÖŞENİN GÖZÜ

Gürcistan’da düşen askeri kargo uçağımızdan acı haberler aldık. Yüreğimiz yandı, şehitlerimiz var.
Dün o kargo uçağının tarihçesini ve hangi haberlerle medyada yer bulduğunu yazmıştım. Bugün daha farklı bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.
Olaya ilişkin konuşan bir görgü tanığı var. Bu görgü tanığına, Gürcistan basınında hadiseye ilişkin hangi haberlerin yapıldığını araştırırken denk geldim. Imedinews sitesine konuşan bu görgü tanığı şöyle diyor:
“Çiftlikten su getiriyordum. Önce birkaç kez dönen, ardından yüksek hızla düşen ve patlayan bir uçak gördüm”.
Devamı da var:
“Büyük bir patlama oldu ve uçak alev aldı. O sırada uçağın yakınında üç kişi gördüm, biri yangını söndürüyordu”.
Ve en önemli kısım:
“Tepede paraşütle inen birini gördüm ama sağlık durumunu bilmiyorum. Kısa süre sonra sınır polisi geldi”.
Bu yazının yazıldığı saatlerde 20 şehidimizin olduğu, 19 şehidimizin naaşına ulaşıldığı ancak bir şehidimizin naaşının arandığı haberleri veriliyordu.
Askeri istihbaratımız Gürcistan basınına konuşan bu tanığa ulaşmalı ve paraşüt detayını irdelemeli. Tanık hayal dünyasında ise de bunun bir yaptırımı olmalı.
KÖŞENİN SÖZÜ
“Bizden hayatımızı isteseydin, sana seve seve verirdik, ama sen bizden gururumuzu çaldın.” - Bajirao Mastani.