Yanan ormanlarımız ile ilgisi olduğunu düşündüğüm konuya değinmeden geçmeyeyim.
AKP medyasında boy gösteren uzman, azman, aydın ve akademisyen, “tarım milli güvenlik sorunu” diyorlar!
Bir de gıda güvenliği.
Tarım ve gıda üreticiye bırakılmayacak kadar önemli diyorlar!
Milleti korkutmak aynı zamanda da alttan alta tehdit için yeter de artar!
Üstüne üstlük iklim krizi algısı ile yaratılan korku her şeyin tuzu biberi olur.
Kış boyunca Anadolu üzerinde sözde iklim krizi ile mücadele için yapay bulut/perdeleme yapan uçaklar, neden yaz sıcağında uçmuyor?
Eylül’de tekrar uçmaya başlar, seller afetler olur, iklim krizi yutturulur.
Tıpkı pandemi gibi…
AKP Hükümeti’nin icraatlarına bakılırsa ABD emperyalizmi, Türkiye’ye “tarım ülkesi” rolü biçmiş!
Ancak Türkiye’yi ve milletimizi kalkındırmak amaçlı değil çökertme amaçlı.
AKP 23 yıldır çıkardığı kanun ve yasalarla köylüye ekme dikme sana teşvik vereyim demedi mi?
Üretime ve ihracata değil ithalata dayalı politikalar ile sadece tarım değil her sektörde kendi bakan ve milletvekillerinin şirketlerinin nasıl kazandığını da bilmeyen yok.
ABD emperyalizminin bu küçük kırıntılarıyla beslenerek 23 yıldır başımızda olduğunu da biliyoruz.
AKP son yıllarda “ tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgeleri “ üzerine yoğunlaştı.
Türkiye’ye biçilen ve AKP’nin seve seve üstlendiği bu rol gereği artık herkesin ekip dikmesine izin verilmeyeceği anlaşılıyor!
Bahane hazır iklim krizi!
Diğer bir bahane de gıda sektöründeki alıp satıcılar deniyor…
Türkiye’de gıda sektörü, AKP’nin elinde değil mi, kimi kandırmaya çalışıyorsunuz!
Yangınlar neden çıkıyor ona gelelim.
Ormanda piknik yasak, aynı zamanda köylülerin çıkan yangına müdahale etmesi de yasak!
Herkesin aklında yanan yerlerin ne olacağı sorusu var.
Cevabı 23 yıldır AKP’nin tarım orman politikalarında saklı.
Satılacak, peşkeş çekilecek yeni yerler açılıyor…