CHP Genel Başkanı Özgür Özel aylardır her fırsatta partisinin cumhurbaşkanı adayının “geniş halk yoklaması” ya da “bütün üyelerin katılımıyla yapılacak bir ön seçim”le belirleneceğini söylüyordu.

İdeal yöntem de buydu.

Çünkü isimleri öne çıkan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı ve İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu küstürmemenin, partiyi karpuz gibi ortadan ikiye böldürmemenin tek yolu buydu.

Yapılacak böyle bir ön seçimde kaybeden sonucu kabullenecek ve CHP, bizzat taban tarafından belirlenmiş güçlü adayın çevresinde birleşecekti.

Böyle bir durumda yenilen tarafın küsmesi, adaylığını bağımsız olarak ya da başka bir partiden açıklaması, sadece onu küçültecekti.

★★★

İktidar, kendisi için son derece tehlikeli gördüğü bu planı bozmak için başlattığı “hücum oyunu”nu dün de sürdü. Bu kez CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i tehdit ettiği gerekçesiyle evinden apar topar alınarak savcılığa götürüldü. Ankara’da yaşayan bu genç arkadaş, üç günde bir İstanbul’da polise imza vermesi koşuluyla serbest bırakıldı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a rest çekti ve “Getir sandığı. Partim hazır. Adayımız hazır” dedi.

Ve ne yazık ki, bu çıkışıyla tam da Erdoğan’ın istediği tuzağa düştü…

★★★

Birileri Özel’i yanlış yaptığı konusunda ikna etmiş olmalı ki hatasını anladı ve birkaç saat sonra ikinci bir açıklama yaparak durumu düzeltti:

“Evet, aday belirleme sürecini başlatacağız. Ama adayımız bir kişinin ya da bir kurulun ağzından çıkmayacak, en geniş katılımla belirlenecek.”

Yani böylece “Adayımız hazır” sözlerini de geri almış oldu.

★★★

Kabul, CHP gerçekten kabus gibi bir dönemden geçiyor. Her gün başka bir hamleyle uğraşmak zorunda kalıyor.

Ama böyle bir dönemde başta Genel Başkan Özgür Bey olmak üzere hiçbir CHP’linin öfkesine yenilme ve yanlış yapma hakkı bulunmuyor.

Herkes söyleyeceği sözü en az beş kez düşünerek söylemeli.

Aksi taktirde AKP’nin istediği hatalara düşer ve partisini zor durumda bırakır.

★★★

Özgür Bey ve arkadaşları olası cumhurbaşkanı adaylarını iktidarın gözü kara operasyonlarından korumak için bir an önce belirlemek istiyor olabilir.

Bu, en doğal hakları…

Ama bunu yapmak için, halka verdikleri sözleri de unutmamalılar.

Demokrasiyi, şeffaflığı, katılımcılığı göz ardı etmemeliler.

Herkesin bildiği gibi CHP, cumhurbaşkanı adayını belirleme konusunda başta Ekmeleddin İhsanoğlu olmak üzere üç kez hata yaptı.

Şimdi kim, iki güçlü aday adayından birini, üyelere sormadan bugünden safdışı bırakırsa, partiyi ikiye böler.

Seçmenine, demokrasiye ve ülkeye kötülük yapar!

Az konuşun!

CHP’de kim iktidarın “yargısal taciz”ini eleştirmeye kalksa, ya hakkında soruşturma açılıyor, ya da ertesi sabah evinin kapısına polis dayanıyor.

Dün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu katıldığı bir programda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e adil olması çağrısında bulundu. Daha üzerinden yarım saat geçmeden hakkında soruşturma açıldı.

İktidarın büyük bir öfkeyle her yere saldırdığı bu dönemde partisini ve yöneticilerini koruma ve kollama görevi, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e düşüyor. Bu sert dönem normale dönünceye kadar, dokunulmazlık zırhına sahip milletvekilleri dışında kimsenin konuşmamasını sağlamalı.

Aksi taktirde üç beş ay sonra cezaevlerinde “CHP Koğuşları” açılmasını kimse engelleyemez!

GÜNÜN SORUSU

Açık sözlülüğüyle bilinen Prof. Dr. Celal Şengör, gazeteci Özlem Gürses’e konuşmuş ve “Sayın Cumhurbaşkanı’yla ortak düşünebildiğimiz bir konu bile yok. Hiç yok. Hangi konuyu ele alırsan al tam zıt düşünüyoruz” demiş… Sorum size:

Peki; ya sizde durum ne? Cumhurbaşkanı’yla paylaştığınız ortak bir görüşünüz var mı?

Transferin bedeli!

İYİ Parti Konya Milletvekili ve eski futbolcu Ünal Karaman, bir ay kadar önce Tunceli’nin Pertek ilçesine bağlı Kolonkaya köyünde, üç arkadaşıyla birlikte nesli tükenmekte olan iki yaban keçisini vurmakla suçlanmıştı. Daha sonra dosya kapatıldı. Dün duyduk ki bu arkadaş partisinden istifa etmiş, iddialara göre AKP’ye katılacakmış…

Ne de olsa “transfer” işine yabancı değil.

Ama gerçekten merak ediyorum, muhalif vatandaşların oylarını alıp iktidara geçmenin ödülü ne?