Medyada başını eski CHP’li Mehmet Sevigen, Gürsel Tekin, Barış Yarkadaş gibi isimlerin çektiği bir “Tek derdim CHP” grubu var...
Tahmin edebileceğiniz gibi kendilerine bu ismi ben taktım.
Çıktıkları her “boş sohbet” programında ne yapıp edip sözü CHP’ye getiriyorlar ve eski partilerini bölmek, güçsüz göstermek için ellerinden geleni yapıyorlar...
Hiçbir AKP’li ya da MHP’li CHP’ye onlar kadar zarar vermiyor!
★★★
Örneğin Mehmet Sevigen...
Baykal’ın sağ koluydu. Seçim otobüsünün üzerinden anonslarını yapar, çantasını bile taşırdı.
Genel Başkan Yardımcısı’ydı...
Önce kara çarşafa CHP rozeti takmasıyla gündeme geldi.
Sonra seçimlerde aday adayı olan kişilerden, adaylık garantisiyle çıkar sağladığı iddiaları aylarca gündemi belirledi.
Bu konuları o zamanki gazetem VATAN’da yazdığım için hakkımda dava açtı ama kaybetti!
Sonuçta büyük bir itibar kaybı yaşadı ve partide “istenmeyen adam” haline geldi.
★★★
Gürsel Tekin’in durumu daha da ilginç...
O parti onu Suadiye’deki çay ocağından aldı; sırasıyla Kadıköy Belediye Meclis Üyesi, Kadıköy Belediye Başkan Yardımcılığı, İBB Meclis ve İmar Komisyonu üyelikleri, İstanbul İl Başkanlığı, Parti Meclisi üyeliği, Genel Sekreterlik ve Genel Başkan Yardımcılığı koltuklarına oturttu.
Ne istediyse verildi... O kadar güçlendi ki Kemal Bey’in ilk yıllarında partinin ikinci adamı haline geldi.
Sonra yaptığı hatalar yüzünden eriyip gitti.
Son yerel seçimlerde bir ilçeden belediye başkanı olmak istediğine, bu istek yerine getirilmeyince de kızıp köpürdüğüne hep birlikte tanık olduk.
★★★
Barış Yarkadaş, Gürsel Tekin’in ekürisi... Yıllarca onun “medyadaki sesi” oldu. Sayesinde milletvekili seçildi.
Tabii bu ikiliye bir de Gürkan Hacır’ı eklemek gerek...
Barış arkadaş, Özgür Özel’in asla genel başkanlığa seçilemeyeciğini, Kemal Kılıçdaroğlu kazanmazsa gazeteciliği bırakacağını açıkladı.
Gazetecilik onu bıraktı ama o verdiği söze rağmen gazetecilik oynamayı bırakmadı.
★★★
Ve... En acısı ne biliyor musunuz?
Şimdi bu üçlü, üç ayrı koldan neredeyse haftanın her akşamı bir başka yandaş kanalda CHP dedikodusu yapıyor.
AKP’nin halkı sefalete sürükleyen politikaları, artan zulüm ve baskı ortamı, tutuklanan masum insanlar umurlarında bile değil.
Varsa yoksa CHP...
Bilmiş tavırlarla her gün bir başka dedikodu üretip, kafalarına göre cumhurbaşkanı adayı belirliyorlar...
Amaç; artık kapısından bile geçemedikleri ve geçemeyecekleri bu partide ikilik yaratmak, kargaşa çıkarmak ve kendileri gibi bataklığa sürüklemek...
★★★
Ne yalan söyleyeyim; üzülüyorum.
Ama bu adamlara değil...
Kendi halimize!
Sahi; bunlar mı kurtaracaktı ülkeyi?
Ah şu Fenerbahçe!
Özlem Çerçioğlu’nun AKP’ye geçtikten sonraki ilk icraatı Efeler’e bağlı Çeştepe Mahallesi’nde halk konseri düzenlemek olmuş...
Sahne kurulmuş, sandalyeler dizilmiş, ses sistemi şahane...
Ama o da ne?
Konsere gelenlerin sayısı bir elin beş parmağını geçmemiş...
Çeştepe halkı, Çerçioğlu’na tepkisini böyle göstermiş...
Peki; AKP’ye oy verenler niye gitmemiş bu konsere?
Çünkü onlar da Çerçioğlu’nu protesto etmiş...
Özlem Hanım ise hemen bahaneyi bulmuş:
“Fenerbahçe’nin maçı vardı, ondan kimse gelmedi!”
★★★
Kendinizi kandırmayı bırakın Özlem Hanım...
İhanetin fiyatı olduğu gibi bir de bedeli vardır.
Siz bundan sonra o bedeli ödeyecek ve çok yakında doğup büyüdüğünüz o toprakları terk etmek zorunda kalacaksınız...
Umarım değmiştir!
Yeşil pasaport!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturma kapsamında “suç örgütü lideri” olduğu iddiasıyla tutuklanan ve etkin pişmanlıktan yararlanarak ev hapsi şartıyla tahliye edilen Aziz İhsan Aktaş’la diğer itirafçı (ya da iftiracı) Ertan Yıldız’ın ev hapisleri kaldırılmış...
Çok merak ediyorum, bu kararı alanlar acaba yüzlerce masum insanı zindana attıran bu adamlara yeşil pasaport vermeyi de düşünüyor mu?
Yazıktır, bir de vizeyle mizeyle uğraştırmayın garipleri!
GÜNÜN SORUSU
Milyonlarca memuru kapsayan toplu sözleşmenin Hakem Kurulu’na gönderilmesini kabul etmeyen Birleşik Kamu-İş Sendikası yöneticileri partili Cumhurbaşkanı ile görüşmek istemiş... Sorum kendilerine:
Cumhurbaşkanı’nın fakirlerle görüşmediğini hala öğrenemediniz mi?
PKK’nın tek şartı!
Eli kanlı katillerin örgütü PKK’nın elebaşı Duran Kalkan bir açıklama yapmış...
Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun başarısı için tek şartın teröristbaşı Öcalan’ın “fiziki özgürlüğü” olduğunu söylemiş...
Bu Duran Kalkan’ın niyeti kötü:
Apo şu anda binlerce kişi tarafından korunan özel bir adada, üç beş elemanıyla birlikte hayatının en rahat günlerini yaşıyor.
Salıverildiğinde bugünkü kadar güvende olacak mı?
Kendisini öldürmek için yemin eden binlerce şehit yakınını kim durduracak?
Üstelik dışarıda hayat pahalı... Adamın emekliliği bile yok. Nasıl geçinecek?
★★★
Yok, yok... Bu Duran Kalkan’ın niyeti Apo’dan kurtulmak... Yoksa niye onun salıverilmesini istesin ki?