BUNU YAZMAK GEREK
Bunların dili bir yerlerine mi kaçtı?
Son dönemlerin en sert muhalif isimlerinden biri Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu.
Dün yazdığı yazıda Türkiye’nin hızla derin bir karanlığa sürüklendiğini belirterek, Anayasa gereği buna engel olmaları gereken kurumları uyarmış.
Serdaroğlu’nun yazısını (yer darlığı nedeniyle mecburen) biraz kısaltarak size de sunmak istedim.
1924 YILINDAN DA GERİYE
Cumhuriyeti kurup, saltanatı kaldıran TBMM’de 3 Mart 1924 günü 3 yasa kabul edildi.
-Şer’iyye ve Evkaf ve Erkân-ı Harbiye Vekâletinin kaldırılması.
-Tevhid-i Tedrisat Kanununun Kabulü.
-Halifeliğin Kaldırılması.
Şer’iyye Vekâleti, TBMM’nin çıkaracağı yasaların “Şeriata” uygun olup olmadığını ve dini vakıfların kontrolünü elinde tutardı. Yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu.
Eğitimi ve öğretimi, dini etkilerden arındırmak, çağdaşlık, bilim ve akıl çizgisine getirmek, halkı cehaletten kurtarmak için Tevhid-i Tedrisat yani Öğrenim Birliği Yasası çıkarıldı.
Adeta ikinci bir devlet gibi, Osmanlı Sarayı’nın yetkilerini kendinde gören, dünya Müslümanları arasında hiçbir etkinliği kalmayan, üstelik Kurtuluş Savaşımızı engelleyen Hilafet Kurumu da kaldırıldı.
Böylelikle çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti, lâik ve üniter bir yapı olarak kuruldu ve din ve devlet işleri birbirinden ayrılmış oldu.
Cumhuriyet, şeriat hukukunun yerine, pozitif hukukun konulmasıdır.
Bir kısım çevreler buna karşı çıkıyor ve pozitif hukuka itiraz edip, yerine şeriat hukukunu getirmek için çabalıyorlarsa, bunun adına gelişmiş demokrasilerde İRTİCA denir.
22’nci yılını tamamlamak üzere olan AKP iktidarının sonunda, lâik Cumhuriyete karşı 2002 yılında kurulan “Yıkım Koalisyonu” (AKP + Şeriatçılar + Kürtçü Bölücüler + Kendilerine Liberaller diyen şaşkın Sosyalistler), bilerek ve planlayarak, lâik Cumhuriyetin temellerini teker teker yıkmaya başladılar.
-Tarikat ve cemaatleri devletin en hassas birimlerine bilerek soktular.
-Bakanlıkları, tarikatlar arasında pay ettiler.
-On bin kadar kaçak Kur’an kursunda, devlet denetimini kaldırdılar. Kendilerine hoca diyen ehliyetsiz şarlatanların küçücük çocukları manen ve fiziksel olarak istismar etmelerine yol açtılar.
- 8 yıllık kesintisiz eğitimi kaldırdılar.
-Tüm Orta Eğitimi, İmam Hatip okullarına çevirdiler.
-Okullardan “Milli Andımızı” kaldırdılar. (Bahçeli’nin de OKUTAMADIĞI)
-Türbanı, ilkokullara ve okul öncesi eğitime kadar indirdiler.
Peki, Anayasal görevleri lâik Cumhuriyeti korumak olan başta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılık Kurumu, tüm Cumhuriyet Başsavcıları, Yüksek Yargı Organları, lâik Cumhuriyetin dinamik kurumları, Cumhuriyetin en önemli projesi olan “Çağdaş Üniversiteler” ve Siyasi Partiler bu saldırı karşısında, susup sinmekten başka ne yaptılar, şu an ne yapıyorlar?
TC Devletinin “Bölünmesine ve Federe İslam Ümmet Devletine” dönüştürülmesine itirazları yok mu? Masalarındaki Anayasa kitaplarını açmaları yasaklandı mı? Dilleri bir yerlerine mi kaçtı? Cumhuriyete ve Atatürk’e hiç mi borçları yok?
Bu aziz vatanı sokakta bulmadık. Demokratik yolla, bu millet ve din düşmanlarını alt edeceğiz.
Israrla söylemeye devam edeceğim: Çaresiz değilsiniz, çare sizsiniz.
Herkes sandığa gidecek, gitmeyenler götürülecek. Her birimiz birer genel başkan gibi çalışıp, AKP’ye oy vermiş insanlarımıza aydınlık ile karanlık, çağdaşlık ile yobazlık, gerçek İslam ile çarptırılmış İslam arasındaki farkı en açık şekilde anlatacağız.
AKP-MHP-Hizbullah adaylarına oy vermeyelim. Kendi siyasi çıkarlarını, ülke çıkarlarının önünde tutup gizli gizli AKP’ye çalışan laik Cumhuriyet düşmanı parti adaylarına da oy vermeyelim.
YENİ ÖĞRENDİM
Pelin Gündeş Bakır’a İngiltere’den “yaşam boyu başarı” ödülü
Geçen hafta İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda ilginç bir ödül töreni yapıldı.
Bir dönem AKP’den milletvekili olan ancak gördüğü haksızlıklar sonucu istifa eden Pelin Gündeş Bakır’a “Kraliyet mezunlar ödülü” madalyası verildi.
Lise eğitimi gördüğü Kadıköy Anadolu Lisesi’ni birincilikle bitiren Pelin Gündeş Bakır ardından Yıldız Teknik Üniversitesi’nin İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun olmuş ve gittiği İngiltere’de inşaat mühendisliği alanında Imperial College London’dan diploma ve yine aynı üniversiteden beton yapılar dalında master dereceleri almıştı.
İngiltere krallığı her yıl seçkin üniversitelerden mezun olan ve alanında başarı kazanan isimlere ödüller veriyor.
3 dalda verilen Kraliyet mezuniyet ödüllerinden birine bu yıl Pelin Gündeş Bakır layık görüldü.
Pelin Gündeş Bakır’la törenden sonra konuştum.
Şunları söyledi: “Bu özel ödül, dün gece İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu’
nda düzenlenen muhteşem bir törenle bana sunuldu. Yaşadığım bu rüya gibi geceyi ve tören sırasında yaşadığım derin duygusal anları hayatım boyunca unutmayacağım. Bu unutulmaz anın sevinci içinde, gözyaşlarımı tutamadım. Bu ödül, sadece kişisel bir başarı değil, aynı zamanda bana destek olan herkese ve bana inananlara sunulmuş bir teşekkür niteliğindedir. Ödül törenindeki teşekkür konuşmamda ödülü “Türk Milleti’ne” armağan ettim...”
Pelin Gündeş Bakır’a “Yaşam boyu başarı” ödülünü İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosu Kenan Poleo verdi.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Yanılmayın bu adam namaz kılmıyor
Japonya’da bir öğretmen okul müdüründen, tüm velilerden, öğrencilerden ve Japon hakkında özür dilemek için geleneklerine uygun biçimde secde etmesine rağmen okuldan atılmaktan kurtulamadı.
Çünkü bu öğretmenin çok ağır bir suçu vardı.
Okul koridorlarına konan bir kahve otomatına 60 yen atmış ancak 125 yen’lik kahve almıştı.
Bir öğrenci bunu gördü ve okul müdürüne haber verdi.
Öğretmen okul müdürü ve öğrencilerin önünde yere namaz kılar gibi oturup secde ederek özür diledi.
Ancak “hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz” diyen Japonlar öğretmeni affetmedi.
Ve öğretmenin okuldaki görevine son verildi.
Ortada sadece 65 yenlik bir sahtekarlık vardı.
Şimdi bir de Türkiye’yi düşünün.
Adamın yüzüne “128 milyar dolar nerede?” diye soruyorsunuz.
Sadece sırıtıyor.
NOT: Fotoğraf temsilidir. Öğretmenin secde ederken bir fotoğrafı yok ama Japon geleneklerine göre ağır bir suç işlendiğinde böyle özür dileniyor.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Mahmud Abbas Hamas’la ilgili ne diyecek?
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas yakında Türkiye’ye gelecekmiş.
Abbas’ı Erdoğan’la Gazze sorununu görüşeceği ve ateşkes sağlanması için yapılabilecek işleri konuşacağı belirtiliyor.
Görüşme hangi havada geçecek bilmiyorum.
Ancak bildiğimiz bir gerçek şu: Mahmud Abbas Gazze’de savaşan Hamas örgütünden hiç hazzetmiyor. Dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi Filistin’de de Gazze’deki Hamas bir terör örgütü olarak kabul ediliyor. Buna karşı Erdoğan ve AKP iktidarı Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmediğini açıkça ilan etmişti.
Gerçi Erdoğan bu sözü sadece bir kere kullandı.
Erdoğan 25 Ekim 2023 tarihinde meclis grubunda yaptığı konuşmada, “Hamas terör örgütü değil, kurtuluş ve mücahitler grubudur” demişti.
Bu tarihten sonra Erdoğan’ın ağzından bu tanımlama bir daha hiç çıkmadı.
Erdoğan muhtemelen Hamas’ın bir mücahit örgütü olduğu konusunda aynı görüştedir ama anladığım kadarıyla bu sözler dış dünyada ve Müslüman coğrafyasında da büyük tepki çektiği için Erdoğan da söyleminin yanlışlığı fark etti.
Merakım Abbas bu görüşmede Erdoğan’a bu sözlerini hatırlatacak mı?
Erdoğan Abbas’ın yüzüne aynı sözleri tekrarlayacak mı?
Açıkçası ben pek sanmıyorum.
ŞAŞIRDIM
TÜİK’in aylık verileri rayına oturuyor
Hem TÜİK hem ENAG aylık ve yıllık enflasyon rakamlarını açıkladı.
Yıllık enflasyonda değişen bir şey yok.
TÜİK’e göre yıllık enflasyon yüzde 67.07 oldu. ENAG enflasyonu ise yüzde 121.98 olarak belirlendi.
Yani fark her zaman olduğu gibi yarı yarıya. Ancak son iki aydır ilginç bir şey yaşanıyor.
Daha önceki aylarda TÜİK ve ENAG arasındaki aylık enflasyon rakamı da neredeyse yarı yarıya olurdu.
Ama son iki aydır hem TÜİK’in hem ENAG’ın aylık artış oranı aynı.
TÜİK aylık artışı yüzde 4.53 olarak açıklarken ENAG bu oranı yüzde 4.32 olarak belirledi.
Aylık rakamlar eşitlendi, darısı yıllık rakamlara.