Korkusuz
Ümit Zileli

Böyle başkan mı olurmuş?

Adı Andres Manuel Lopez Obrador...

Beş yıl önce ezici bir çoğunlukla Meksika’nın yeni devlet başkanı seçilmişti. Seçim yarışı sırasında Obrador, sürekli olarak devletin savurganlığını hedef almış, devlet yönetiminde tasarruf vadetmişti...

Solcu kimliğiyle bilinen yeni başkan yoksulluğun, rüşvet ve terörle kuşatıldığı ülkenin başına geçti... İşte bu solcu başkan bir tarifeli uçakla Büyük Okyanus kıyısındaki Huotulca’dan başkent Mexico City’e gidiyordu... Ancak aşırı yağışlar nedeniyle uçak 3 saat rötar yaptı. Yapınca ne oldu peki? Başkan Obrador, diğer yüzlerce yolcu ile birlikte uçakta bekledi!..

-Şu seviye düşüklüğüne bakın!..

Şimdi biraz geriye gidelim; Meksika’nın eski Başkanı Felipe Calderon 2012’de ABD’den Boeing 727 Dreamliner uçak sipariş etti.

Bu sipariş 4 yıl sonra, 2016’da teslim edildi. Uçak teslim alındığı dönemde bir ülke liderinin kullandığı en modern ve en fonksiyonel uçak olarak tanımlanmıştı. Fiyatı neydi diye soracak olursanız hemen aktarayım:

-218.7 milyon dolarcık!..

Tekrar yeni başkana dönelim; tarifeli uçakta 3 saat bekleyen yeni Meksika Başkanı Obrador’a sordular:

-Başkanlık uçağına binmeyecek misiniz?..

-Asla!

Obrador nedeni sorulduğunda kelimesi kelimesine şu yanıtı verdi:

-Bu kadar yoksulluğun olduğu bir ülkede lüks bir uçağa binmekten utanırım. Artık bu kadar saçmalık yeter. Kibirli davranan siyasetçilerin iktidarı uzun sürmez!..

Solcu başkan işte n’olacak, itibar nedir haberi bile yok! Uçağı satacağım diye tutturmuş!

Valla saraydan da çıktı!


Adamın ne olduğu zaten seçildiği gün yaptığı ilk icraatla belli olmuştu...

Yahu, bi dur, nefes al, dinlen sonra karar ver... Olmaz, daha kazandığı ortaya çıkar çıkmaz maaşını yarıya düşürüvermişti!.. Üstüne üstlük yakın koruma falan da istemiyordu... Hadi bunlara tamam diyelim; tutturmuş, ben bu sarayda da oturmam diyordu, iyi mi!

Muhalifleri, “Milleti uyutuyor, yarın, öbür gün tıpış tıpış gider oturur sarayına” diye alay ettiler ama Başkanlık Sarayı’nın müze ve kültür merkezine dönüşeceği bizzat Obrador tarafından açıklandı!.. Yeni başkan ise gayet mütevazi bir konuta geçti, iyi mi!

İşte bu “bozguncu” başkan solcu ve ulusalcı olarak tanınıyor ve muhalifleri tarafından Venezuela’nın eski Devlet Başkanı Hugo Chavez’e benzetiliyordu...

Obrador başkent Mexico’nun belediye başkanlığı görevini yürüttüğü 13 yıl boyunca hiç başka işi yokmuş gibi halkla yakın ilişkiler kurmuş, yoksulları korumuş, uyuşturucu mafyasının kaleleri olarak bilinen mahalleleri bile sık sık ziyaret etmişti!..

Zaten halka vaat ettiklerine bakarsanız adamın hiç iflah olmayacağını da şıp diye anlayıverirsiniz!..

-Ekonomiyi ABD’ye olabilecek en az bağımlı hale getirmeyi planlamak!..

-Halka eşitlik, gelir ve refah artışı vaat etmek!..

-Yolsuzluk ve şiddetle etkili mücadele sözü vermek!..

Tipik solcu lafları işte!.. Ha, bi de Meksika’ya karşı düşmanca tutumu nedeniyle ABD Başkanına da meydan okudu Obrador, şöyle dedi:

-Meksika’yı şamar oğlanı yapamayacaksın!

Sonra da petrol anlaşmalarını bir bir gözden geçireceğini açıkladı örneğin... Ortaya çıkacak yolsuzluklar eski başkan dahil bir çok yüksek düzey bürokrat ve politikacının ve ABD’li petrol şirketlerinin epey başını ağrıtacağa benziyor...

-Yolu açık olsun!

Türk milleti hibe kabul eder mi?..


Meksika’nın “solcu başkanı” Obrador’un uçak ve saray konularındaki tutumunu görünce, aklıma doğal olarak kendi memleketim geldi...

Katar Şeyhi’nin AKP’li Cumhurbaşkanı’na cömertlik şahikası uçak hediyesi için İktidarın “payandası” konumundaki MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bey “Türk milleti hibe kabul etmez, iade edin” demiş, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın şu sözlerle yanıt vermişti:

-Katar uçağı için Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden 1 lira çıkmadı; bu, iyi ilişkilerin göstergesi, yeni polemiklere gerek yok!..

Vay canına, dünya siyasi tarihinde böyle bir dostluk örneği görmedim ben; 500 milyon dolarlık bir dostluk kıskanılır vallahi... Karşılığında ne gibi “cömertlikler” sergilendi, henüz bilmiyoruz...

-Zamanı gelince öğreniriz inşallah...

Aradan 5 yıl geçti; Katar ile girişilen işler, Kanal İstanbul etrafında “mebzul” topraklar, tank fabrikasına ortaklıklar yalnızca bildiklerimiz, gerisi de çıkar ortaya kuşkunuz olmasın...

-Sandığa giderken aklınızda olsun istedim...

Seçim anketi mi yoksa...


Seçime üç gün kala birinci turda fena halde duvara toslayan Bekir Ağırdır’ın şirketi KONDA, yine bir anketle sahne aldı...

Bu kez geçen seferkinin tam tersi bir role soyunmuş Ağırdır; Açıklamada “20-21 Mayıs tarihinde yapılan anketin son gelişmeleri içermediğini” de itiraf ettikten sonra bu kez Cumhur İttifakı’nı kazanacak taraf olarak göstermiş!

Süleyman Soylu, birici tur öncesi yayınlanan KONDA anketi sonrası şu ağır suçlamayı yapmıştı:

-Türkiye’de anket mafyası var ve Bekir Ağırdır Türkiye’ye operasyon çekiyor. Bu adam uluslararası sistemin Türkiye’deki etki ajanıdır...

“Yok artık” demiştim... Şimdi de ağır tepkiler var. Siz ne düşünüyorsunuz?

-Mesela ben, daha büyük bir kararlılıkla gideceğim oy atmaya, ya siz?