Türkiye’de gündemin, ideolojilerin, politik adımların, işin seyrinin, kaderin ve daha bir dünya örneğin değişebildiğine şahitlik ettik, ediyoruz. 

Fakat bir an “milli güvenlik sorunu” bir an “sonra bakarız” denilen bir gündemi ilk kez tadıyoruz.

2023 seçimlerine gittiğimiz günlerde deprem gerçeği haricinde elbette ekonomik krizi ve göç meselesini konuşuyorduk.

Cumhurbaşkanı adaylarının vaatlerine yansıması bir yana, üçüncü adayın cehennemin kapılarını yüzümüze kapatıp gittiği gerçeği diğer yana...

“Buraya iki nedenle geldim. Karşıda gördüğünüz, arkamda gördüğünüz, Suriye sınırı. Bu necip milletin alnına kara bir leke sürmeden, ırkçılık gibi kara bir leke sürmeden Suriyeli kardeşlerimizi en geç iki yıl içinde kendi anavatanlarına göndereceğiz. Bunu herkesin bilmesini isterim.”

Bu sözleri söyleyen de ikinci adaydı mesela, sınırdaki Kemal Kılıçdaroğlu.

Cehennem kapıcısı üçüncü aday Sinan Oğan ise şöyle demişti: 

“İzleyin bakın Suriyeliler kime oy veriyor. Siz hala bekliyor musunuz? İmza vermezseniz oy verecek adayınız da olmayacak.”

Bu sözlerine gerekçe olarak paylaştığı videoda Suriyeliler, Erdoğan’a oy vereceklerini söylüyordu.

Tartışmalar sonrası oy kaybetmek istemeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan da ikinci tur öncesi “1 milyona yakın mültecinin topraklarına dönmesi için Suriye’de konut yapımıyla ilgili projeler hazırladık. Mültecilerin ülkelerine dönmesini sağlayacağız” diyordu.

Peki ne oldu?

Oğan, Erdoğan’a destek verdi. Erdoğan seçimden sonra bu vaatlerine aynı oranda tutunmadı. “İsteyen kalır” politikasına geri döndü.

Veriler ne diyor, ona da bakalım.

Erdoğan, Mart ayında yaptığı bir konuşmada 8 Aralık 2024 tarihinden beri 133 bin Suriyelinin geri dönüş yaptığını açıklamıştı. Tarihe bakmaksızın toplam geri dönüş ise 873 bin civarındaydı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise bu ay başında, 2016 yılından bu yana gönüllü geri dönüş yapan Suriyelilerin sayısının 1 milyon 200 bini aştığını ilan etti.

Dikkat ederseniz, milat sürekli değişiyor. 

Gündem tekrar sadece ekonomik kriz ve göç olmadıkça sorunu tespit etmekten bile uzak olduğumuz ortada.

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ bugünlerde, “Amerika Birleşik Devletleri 2011 sonrasında Suriye’den kabul etmiş olduğu 6 bin sığınmacıyı ’60 gün içerisinde ülkenize geri dönüyorsunuz’ diye haber yollayarak evlerine, vatanlarına geri dönmeye davet etti. Bizim bir mahallemizde 6 binler çoktan aşılmışken...” hatırlatmasında bulunuyor.

Yüzümüzü normale dönünce yine “milli güvenlik” meselelerimizi konuşmaya başlarız.

KÖŞENİN GÖZÜ

Tarih: 21 Ekim 2018.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜGVA Genel Merkezi’nin açılışında dönemin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef almıştı. Çünkü Kılıçdaroğlu İngiltere’deki konuşmasında “Biz geldiğimizde Suriyelileri ülkelerine geri göndereceğiz” demişti.

Erdoğan’ın karşılığı şöyle olmuştu:

“Ana muhalefet lideri İngiltere’de ne diyor? ‘Biz geldiğimizde Suriyelileri ülkelerine geri göndereceğiz’ diyor. Ensar ile muhacir nedir bu bilmez. Bunlar her zaman zulümle iç içe olmuşlardır. Onlar teröristlerle el ele yürümüş olabilirler ama biz rahmet erleri ile yürürüz. Bay Kemal sen onlarla yürümeye devam et, biz mazlumlarla mağdurlarla yürümeye devam edeceğiz.”

Yani ufukta seçim yoksa, söylenen de yapılan da net, yapılmak istenen de...

KÖŞENİN SÖZÜ

“Irmağı takip eden, denizi bulur.”  Belçika atasözü.