Daha derneği kuralı bir yıl olmamıştı!
Atatürkçü Düşünce Derneği kurucu Genel Başkanı; Atatürkçülüğün ve tam bağımsızlığın ödün vermez savunucusu, Prof. Dr. Muammer Aksoy, 31 Ocak 1990 günü saat 19.05’te Ankara Bahçelievler’deki evine giderken şehit edilmişti...
Prof. Dr. Muammer Aksoy’un cenaze töreninde, kalabalığın en önünde, fotoğrafını taşıyan kişi ise Uğur Mumcu’ydu!
Hukukçu-Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu da 24 Ocak 1993’de emperyalizm tarafından şehit edildi.
Türkiye’de her anlayıştan insanımız Uğur Mumcu’nun dürüstlüğüne güven ve saygı duyduğu için ölümünden sonra arkasından milyonlar yürümüş ve sahip çıkmıştı...
O günden bugüne toplumu şoka sokan eylemler ise aralıksız devam etti!
Cinayetler, darbe davaları, bombalı eylemler ve daha niceleri...
Mustafa Fehmi Kubilayları, Muammer Aksoyları, Uğur Mumcuları, Bahriye Üçokları, Ahmet Taner Kışlalıları, Abdi İpekçileri, Gaffar Okkanları, Necip Hablemitoğluları, Mustafa Yücel Özbilginleri, Kuddusi Okkırları, İlhan Selçukları, Albay Ali Tatarları, Vural Avarları ve binlerce vatanseveri; şehit verdik ve ne yazık ki hala vermeye devam ediyoruz...
Onlar; vatanımızın bütünlüğü, Milletimizin birliği için adalet ve demokrasi için kısacası ‘Tam Bağımsız Türkiye’ için şehit oldular...
Hepsini saygıyla ve minnetle anıyorum.
Onlar, gericiliğe, bölücülüğe, işgale, sömürüye, hırsızlığa, her türlü yozlaşmaya ve yabancılaşmaya karşı mücadele verdiler.
Tüm bunların suçlusu emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı mücadeleyi kazanmak ise Atatürk’ün manevi mirasçıları olarak hepimizin tarihi görevidir!
Uğur Mumcu Araştırma Gazetecilik Vakfı (um:ag) 24-31 Ocak tarihlerini “Adalet ve Demokrasi Haftası” ilan etmiştir.
Her yıl bir tema ile anma etkinlikleri gerçekleştirilmektedir.
Bu yıl ki tema ise “Vicdan sustu, hukuk sustu, insanlık sustu!” olarak belirlendi.
Uğur Mumcu, her zaman Türkiye’yi bekleyen tehlikeleri işaret etmiştir.
Uğur Mumcu’nun doğruları bugün için de hala geçerlidir.
Siyaset-Ticaret-Medya-Terör ilişkilerinin, ABD emperyalizmi ile bağlarını halkımıza anlatmış ve hep haklı çıkmıştır.
25 Ağustos 1975’te “Vicdan sustu, hukuk sustu, insanlık sustu” demişti.
Bugün yaşasaydı, “Vicdan da hukuk da insanlık da yok” derdi!
Türkiye, son yirmi yıldır tarihinin en uzun ve en karanlık gecesini yaşıyor.
Bunca zaman içinde ülkemizde ve bölgemizde bu kadar da olmaz dedirtecek çok şey yaşandı.
Komşularımız parçalandı.
Adaletin, demokrasinin ve bağımsızlığımızın merkezi olan TBMM etkisiz ve yetkisiz hale getirildi.
Atatürk’ün kurduğu rejim değiştirildi.
Salgınlar bahane edilerek ekonomimiz sıfırlandı.
Artık Türkiye bağımsız değildir!
Adalet de demokrasi de yoktur...
Ancak buna rağmen milletimiz umudunu yitirmedi, hep birliğini korudu.
En önemlisi de Türkiye’yi kuran, Müdafaa-i Hukuk ruhuna sahip çıkmaya devam etmektedir.
Tüm ayrılıklarımızı ertelemek ve sabırla bir arada durmak zorundayız.
Tüm şehit ve gazilerimize borcumuz var...
Yarın ülke genelindeki tüm anma programlarında el ele verelim.
Unutmayın, bizlerde vicdan var, hukuk var, insanlık var!