Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın en fazla oy aldığı illerden biri de Yozgat’tı. Bu ilde kullanılan her 100 oyun 72.7’sini almıştı. CHP adayı Kılıçdaroğlu’nun oyu ise sadece yüzde 21,34’tü...

Ancak ekonomi o kadar kötüleşti, ülke o kadar berbat yönetilmeye başlandı ki AKP’nin kalesi sayılan Rize, Trabzon, Kayseri, Yozgat gibi yerlerde bile protestolar başladı.

Örneğin, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasınının ardından tüm yurtta başlatılan protesto gösterileri bu illere de sıçradı.

Yozgat’ın Aydıncık ilçesine bağlı Kazankaya Köyü’nde çiftçiler traktörlü eylem düzenledi.

Dün okumuşsunuzdur; polis bu eyleme katılan 10 çiftçiye 993’er lira trafik cezası kesti.

Özgür Özel de çıkıp dedi ki, “Çiftçilere kesilen cezaları biz ödeyeceğiz...”

★★★

Tamam, iyi niyetli bir girişim ama yanlış!

Demokrasilerde hak kullanmanın bir bedeli vardır. Özellikle az gelişmiş demokrasilerde bu bedel bayağı yüksektir.

Bazen biber gazı yersin, bazen yerlerde sürüklenirsin...

Çoğu zaman da geceyi nezarethanede geçirirsin. Sonrasında cezaevine bile düşersin...

Bakın aynı gösterilerde tutuklanan ve işkencevari uygulamalara maruz kaldığı söylenen 296 öğrenciye...

Hangisi pişman?

Hiçbiri...

Özgür Özel çıkıp da “Onların cezasını ben çekeyim” demiyor...

Ama sözkonusu Yozgat, ceza da para olunca hemen devreye giriyor:

“Biz ödeyeceğiz...”

★★★

Yıllardır AKP’nin oy deposu olan bir ilde bu tür demokratik bir gösteri yapılması, muhalifler açısından elbette umut verici...

Ama o cezayı yiyen Yozgatlılar’ın öğrenmesi gereken bir şey var:

Yaptığın eylemin, verdiğin tepkinin arkasında duracaksın...

Eylemi sen yap, cezayı başkası ödesin; öyle bir şey yok!

Bıyığı terlememiş çocuklar kırık bacaklarıyla, morarmış gözleriyle ne kadar dik durup direniyorsa, sen de direneceksin Yozgatlı çiftçi kardeş...

Eğer bunu yapamıyorsan...

Ve eğer “Romantik Özgür Özel”in “O cezayı biz ödeyeceğiz” teklifini elinin tersiyle itemiyorsan, zaten bir daha düşme yollara...

Çünkü milyonlar, bu “sadakacı düzen” yıkılsın diye çabalıyor.

Bu yüzden dayak yiyor, gazlı saldırıya uğruyor ama direniyor.

Sen de direneceksin Yozgat...

Sen de Trabzon, Rize, Kayseri, Niğde, hatta Bayburt!

Ve bu direnişin bedelini 18 yaşındaki yiğit kızlarımız, bıyığı terlememiş delikanlılarımız gibi kendin ödeyeceksin...

Gazeteci tespiti...

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB’ye yönelik “yolsuzluk” soruşturmasının ardından düzenlenen izinsiz gösterilere katıldıkları gerekçesiyle aralarında gazetecilerin de bulunduğu 25 kişi hakkında, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçlamasıyla 6 aydan 3 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlamış.

İddianamede, önce gözaltına alınıp sonra salıverilen yedi gazetecinin, “eylemleri haber amacıyla takip ettiğine dair bir tespit bulunmadığı” öne sürülmüş...

Tabii canım... Sayın Savcı haklı...

Bir gazetecinin boynunda sarı basın ya da gazete tanıtım kartı, elinde fotoğraf makinesi veya kamerayla olay yerinde olması, onun “haber alma amacı”nda olduğunu kanıtlamaz ki?

★★★

Şaka bir yana ülke tam bir akıl tutulması yaşıyor.

Her şey Fellini filmi gibi... Hem çok anlamsız, hem inanılmaz anlamlı...

Gel de şimdi bu savcıları amacımızın haber almak olduğuna ikna et!

GÜNÜN SORUSU

Sorum İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na:

Daha sonra hakkımızda dava açmamanız için herhangi bir toplumsal gösteriye, toplantıya, mitinge giderken hangi makamdan izin almalıyız ki siz bizim “gazetecilik” amacıyla olay yerinde olduğumuza inanın?

İnsanları katil etmeyin!

Ankara kulislerinde en çok konuşulan konulardan biri, Devlet Bahçeli’nin yeni çözüm süreci kapsamında işaret ettiği ‘umut hakkı’nın Meclis’e her an gelebileceğiymiş...

Yani bebek katili Öcalan’ın cezaevinden kurtulmasına yeşil ışık yakılacakmış...

Ayrıca cinayet işleyip işlemediklerine bile bakılmaksızın silah bırakan PKK’lılarla ilgili yol haritası da Mayıs ayı içinde netleşecekmiş...

★★★

Aman beyler, yapmayın, etmeyin...

Sözüm ona “barış” adına çıktığınız bu yolu, milyonlarca şehit yakınına ve gaziye kabul ettiremezsiniz...

Sokağa çıkmadığınız için bilmiyorsunuz ama bu adamları gördükleri yerde öldürmeye ant içmiş binlerce insan var...

Gelin; daha kabul edilebilir bir yol bulun!

Sırf bir dönem daha koltukta kalabilmek uğruna, kırk bin kişinin katilini ödüllendirmeyin!