“Dede” diye başlıyor mektup ve şöyle devam ediyor:
“Dizileri seyretmediğini videolarından biliyorum ve iyi yapıyorsun, hele TRT1 ve atv’de yayınlanan diziler var ya hepsi palavra, padişahları neredeyse tanrı gibi anlatıyorlar...”.
★
Evet, TV kanallarında dizi izlemediğim doğru...
En son “Muhteşem Süleyman” dizisini izlemiş ve midem bulanmıştı...
Çünkü...
Yaptığı her şey (aşkı bile) abartılı olan ve fakat...
Buna rağmen hak etmediği övgülerle göklere çıkarılan Kanuni Sultan Süleyman, tahta geçtiği dönemdeki koşullar itibarıyla tabii ki:
“Yanlış bir lider” değildi...
★
Oysa...
Kanuni kadar harikalar yaratmış ama...
Hemen hepsi de başımıza iş açmış Padişah olmadı...
En işlevsel harikaları ise ya yarıda bıraktı...
Ya da:
Bizzat engelledi...
★
Hiçbir şey yapmamış olsa bile Kanuni’ye sadece:
Avrasya mimarisine Mimar Sinan gibi çağlar üstü bir değer kazandırdığı için minnettar olmak mümkündür...
Ancak...
★
Batı, Fatih’in desteğiyle başlayan rönesans akımı sayesinde teknik ve kültürel açıdan patlama niteliğinde aşamalar kaydederken...
Kanuni, Avrupa’ya üstünlüğünü sadece savaş yoluyla kanıtlamaya çalıştı...
“Doğu’nun ve Batı’nın hâkimi” sıfatıyla Doğu-Batı ayrımını bizzat:
İçinden çıkılmaz boyutlara taşıdı...
KANAATİM O Kİ...
Tabii ki Siyasal İslâm’ı eleştiriyorum...
Ve eleştirmeye de devam edeceğim...
Çünkü Siyasal İslâm:
Demokratik süreçleri ve çoğulculuğu tehdit ediyor...
Kadın hakları ve azınlık hakları gibi konularda medeniyetten ve adaletten çok uzak....
Radikal ve şiddet içeren eylemlerle ayakta durmaya çalışıyor...
★
Yani canlarım:
Siyasal İslam, tarihsel ve kültürel bağlamda karmaşık bir kavram...
Siyasal İslam:
Demokratik değerler...
İnsan hakları ve...
Sosyal adalet gibi evrensel ilkelerle uyumsuz...
★
Yakın bir zamanda Siyasal İslâm tehlikesinin:
BM ortak kararlarıyla önleneceği kanaatindeyim...
TEHLİKELİ BİR EKOL
Eş’ariyye ekolünü kısa ve öz anlatmak istersem şöyle diyebilirim:
İnsan iradesinin sınırlı olduğunu ve...
Allah’ın her şey üzerinde mutlak bir iradesi olduğunu kabul eder...
Haliyle kullar:
Allah’ın iradesi doğrultusunda hareket ederler...
İnsanın başına gelen her türlü iyi ya da kötü Allah’tandır...
★
Günümüzde, Sünni İslam’ın en önemli kelâm ekollerinden biri olarak varlığını sürdüren Eş’ariyye...
Hem demokratik, laik, hukuk devletleri için...
Hem de:
Dünya barışı için tehlike olmaya devam ediyor...
ÇÖKÜŞE HİZMET
Peki...
Kanuni Sultan Süleyman, kendini:
“Yeni Osmanlı” olarak tanımlayan kesim içinde neden bu kadar popüler?..
★
Hayatını anlatan filmin adını hatırlayın...
“Muhteşem Süleyman...”.
Haliyle bugünkü hayranları şöyle babalanıyorlar:
“Adamdaki ihtişama, iddiaya, güce bak!.. Kimin torunlarıyız biz?.. Hey yavrum hey!..”.
★
Eee, sonra?..
Kanuni, öyle muhafaza edilesi bir ihtişamı öyle muhafaza edilemez uygulamalarla bıraktı ki ardında...
Sonraki 200 sene boyunca Osmanlı’daki siyasî muhafazakarlığın merkezi dayanağı haline geldi...
Ancak...
Dünya bambaşka bir yöne doğru gitmekte inat ettiği için:
Osmanlı’nın hızla çöküşe geçmesinden başka hiçbir şeye hizmet etmedi...
GERİLEMEYE GİDEN YOL
Yüzyıllardır ve halen...
“Geçmişiyle Övünen Toplum” olmaktan öteye geçemeyişimizin sebebi...
Kanuni’nin devletlû kaftanının eteğinde bin bir pırıltısıyla dilimize yapışmış:
“İhtişam...”.
Ya da:
“İtibardan tasarruf olmaz” gafletidir...
★
Demek istemem o ki canlarım...
Bu plânlı değil, psikolojik bir sonuçtu...
Bu hükümler, toplumu da sarayı da bir zındıklık korkusuyla doldurdu...
Böylece kısa zaman sonra, peygamberin kabul etmediği her şey zındıklık sayılmaya başlandı...
★
Aynı süreçte Kanuni’nin havaya girmesi de etkili oldu...
Muhtemelen:
“Bilim veya sanayi bizim bildiğimizden daha fazla gelişemez” gibi bir inanış ortama hâkim oldu...
Eş’ariyye ekolünü benimsemiş olmanın etkisi...
Devlet’in de öyle inanması sonucu:
Gerilemeye giden yol açıldı...
AKIL VE İRADE...
Maturidi ekol; aklın, insanın en önemli rehberi olduğunu savunur...
Ona göre, akıl:
İnsanın Allah’a iman etmesi ve doğru yolu bulması için en gerekli, en çok ihtiyaç duyulan araçtır...
★
Vahiy ise...
Aklın ötesindeki, kanıtlanamamış ama inanılması gereken bilgileri sunar...
★
Ekolün kurucusu Maturidi, aklın vahiy ile çelişmediği görüşündedir...
Bu da onun düşüncesinin rasyonel bir temele oturmasını sağlar...
★
Maturidi, akıl kadar iradeye de önem verir...
İnsanlar, özgür iradeleri ile seçim yapabilirler...
Bu özgürlük, insanların sorumluluğunu artırır...
★
Yani canlarım, Maturidi:
İnsan iradesinin de Allah’ın mutlak iradesi kadar gerçek bir varlık olduğunu savunur...
SİYASAL İSLÂM VE 22 YIL
Kanunî, Batı’dan yüz çevirip Türkmen Alevileri kesen...
Halifeliği Osmanlı’ya taşıyan ama asla önemsemeyen babası Yavuz Selim gibi halifelikten uzak durmak yerine...
Halifeliği gerçekten önemseseydi...
Eş’ariyye ekolünden çıkar...
Maturidî ekolüne resmen girer ve...
Bunu ilân etmesini de bilirdi...
Ama...
Halifelik kimsenin umurunda değildi ve haliyle Devlet:
Kendi doğal Eş’ariyyesiyle (akılsızlığıyla) çöküşe doğru sürüklendi...
★
Türkiye’nin, Siyasal İslâm iktidarında geçen son 22 yılında...
İlim, bilim ve medeniyet konularında hızla geri savrulmasının sebebi: de
Erdoğan ve ekibinin Eş’ariyye ekolünün çıkmaz ve karanlık sokaklarında yürümekteki ısrarı değil mi?..
BİLMEK DEĞİL ÖVÜNMEK
Devlet (Osmanlı):
“İstikrarlı ve bütünlüklü devlet politikası” denen şeye layığınca özen göstermemesi sebebiyle...
Özellikle uluslararası politikada:
“İstikrarsız, yönsüz ve öngörülemez” bir kimlik üstlenmeye ilk kez:
Kanuni’nin döneminde başladı...
★
Bu ise bizi bir bakıma...
Günümüze kadar uzanan:
“En büyük parçası olduğumuz Avrupa siyasetinin en uzak deplasmanı sayılmak” sorunsalıyla baş başa bıraktı...
★
Çetin Altan’ın o ünlü tespiti ne kadar doğrudur:
“Tarihini bildiğimiz için değil, övünmeyi sevdiğimiz için övünürüz Osmanlıyla...”.