Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Başa gelecekleri düşünmek bile istemem...

Demokratik hukuk devletlerinde iktidarlar genelde:

Özgür ve âdil seçimler sonucu değişir...



Seçim dışında ise:

Mecliste yapılacak güven oylamasıyla olur bu değişiklik...

Meclisin güvenini tazeleyemeyen hükümet düşmüş sayılır...



Peki...

Ortada seçim yoksa...

İktidar partisi milletvekilleri sadakatlerini ve vicdanlarını muktedire satmışsa...

Ya da kiralamışsa...



Ve haliyle...

Hükümet Meclis’te de düşürülemez ise ne olur?..



İşte o süreçte:

Devreye anayasal kurumlar girer...



Kurum başkanları bir araya gelir...

Bir basın açıklamasıyla:

Devletin aslî sahibi milletin yanında yer alırlar...



İktidar partisi ya da partilerinin hukuku ayaklar altına aldıklarını...

Demokrasinin sivil darbeyle rafa kaldırıldığını...

Toplumun giderek kutuplaştığını...

Ve...

İç çatışmaya doğru hızlı adımlarla yürüdüğünü...

Yargı bağımsızlığının yok edildiğini...

Adalet duygusunun çöktüğünü...

Somut kanıt ve örnekleriyle anlatıp:

Hükümetin istifasını isterler...



Ya:

Bütün anayasal kurum başkanları sadakatlerini ve vicdanlarını muktedire satmış ya da kiralamışlarsa?...



O durumda başa gelecek olanların düşünülmesini bile istemem...



NOT:

Bu yazıda özenle ve bilerek “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” adı geçirilmemiştir...

CİMER’e şikâyet mektubu yazacak olanlara hatırlatırım...

KEMAL BEY BAŞKANI NEDEN ZİYARET ETTİ?..


Hani bir laf vardır halk arasında...

Beklenmeyen bir olay geliştiğinde söylenir:

“Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü?..”.





Burada, eniştesinin kendisini öpmesine şaşıran kişi “baldız” olsa gerektir...

Çünkü...

Türk-Müslüman geleneğinde kayınbiraderler pek fazla öpülmez...



Ve şaşırma sebebi:

“Öpülmüş” olmak değil...

Bayram seyran olmadığı halde:

Öpülmüş olmaktır...



Zannediyorum ki...

İktidar partililer...

Ve hatta...

Muhalifler dahil:

Şu sorunun cevabını merak ediyorlar:

“Seçim değil meçim değil Kemal Bey Merkez Bankası Başkanı’nı neden ziyaret etti?..”



Elbette önceliği siyasi strateji gereği...

Strateji ise bir tür plânlamalar bütünü...

Belli ki arkasından başka ziyaretler de gelecek...

Gelmelidir de...

SIRADA HANGİ BAŞKANLAR VAR?..


CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu en kısa zamanda:

Meclis Başkanı...

Anayasa Mahkemesi Başkanı...

Yargıtay Başkanı...

Danıştay Başkanı...

Sayıştay Başkanı...

Genelkurmay Başkanı...

Emniyet Genel Müdürü...

RTÜK Başkanı...

Ve...

AA Genel Müdürü ziyaret etmeli...



Ama...

En geç hafta başı itibariyle...

Bu kurumların başkanlarından randevu günü ve saati talep edildiği bilgisi:

Kamuoyuyla paylaşılmalı...



Youtube kanalımı izleyenler...

Çok uzun zamandır...

Ana Muhalefet Partisi Lideri’nin tüm anayasal kurum başkanlarını ziyaret etmesinin neden gerekli olduğunu anlatmaya çalıştığımı hatırlayacaktır...



Neden mi?..

Yazayım ama bir diğer yazıda...

ENSEYİ KARARTMAYIN...


CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası Başkanı’nı ziyaret ederek:

Bir ülkede iktidar olmanın:

“Devletin sahibi olmak” anlamına gelmediğinin mesajını verdi...



MB Başkanı başta olmak üzere bütün anayasal kurum başkan ve üyelerine:

Sizler bir kişi ya da zümrenin değil; tüm ulusun resmi temsilcilerisiniz” hatırlatmasını yaptı...



Halka:

“Ey halkım!.. Aslî sahibi olduğunuz Devletimiz hiçbir kişi ya da zümrenin mülkü değil; sizin adınıza her türlü denetimi yapıyoruz, yapacağız” dedi...



Sözümün özü:

Kemal Bey doğru ve haklı muhalefet stratejisini ısrarla sürdürüyor...

O halde güvenerek şunu söyleyebilirim:



Enseyi karartmayın...

Her şey çok güzel olacak...

E HANİ VERGİ ADALETİ VARDI?..


Küçük esnafa vergi muafiyeti getiren Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.



Kanun, “Küçük Esnaf” olarak tanımlanan yurttaşların yıllık 240 bin liralık cirosuna vergi muafiyeti getiriyor...



Lütfen dikkat...

240 bin liralık cirosuna geliyor muafiyet...





Bu 240 bin liralık gelirin (tüm genel giderler düştükten sonra %15 kâr olsa) 36 bin lirası ancak kâr olduğuna göre...

“Küçük Esnaf” sadece 36 bin liralık kârının vergisinden muaf olacak...

Çünkü...

240 bin liralık gelirin 204 bin lirası zaten tedarikçi firmaya mal alım bedeli olarak ödenecek...



Bir an için “yetmez ama evet” diyeyim...

İyi ama...

Youtube için video hazırlayıp yayınlayanlara neden “sıfır muafiyet” ?..



Yılda 10 bin lira kazanan da...

10 milyon kazanan da niye:

Aynı oranlı (%15 stopaj) vergiyi ödeyecek?..



E hani vergi adaleti?..



Hangi konuda adalet var ki?..

Vergide adalet olsun...

ZAVALLI MÜSLÜMANLAR...


Metropoll anketi:

“AKP seçmeninin yüzde 70’i, Millet İttifakı seçimi kazanırsa yaşam tarzının tehdit altında olacağını düşünüyor...”.



Neden böyle?..

Dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım...





Adam da kadın da AKP’li...

Hayatında bir rekât namaz kılmamış...

Zayıflama diyeti hariç bir gün oruç tutmamış...

AKP’ye midesiyle ve cebiyle bağlı...

Ama...



Zavallı, cahil ve dinine bağlı seçmenleri:

“Bunlar (Millet İttifakı) iktidar olursa; namaz kılamayacak, oruç tutmayacaksınız... Camileri kapatacak, başörtülerinizi yırtıp atacaklar” diyerek kandırıyorlar.



İşte o yüzde 70...

Dini inançları gereği...

“Kâfir” demeleri gereken:

Bencil hesapçılara inanan zavallılar...

BÜROKRATLARIN CEHALETİ...


Biliyorsunuz...

Maliye Bakanlığı bana:

Olmayan vergi kanunuyla...
415 bin lira vergi cezası tahakkuk ettirdi...



Peki, şimdi ne olacak?..

Yandaş müteahhitlerin milyarlarca liralık vergilerini iptal eden Bakanlık:

Yasal hakkı olmayan 415 bin liranın tahsili için bana cebri icra yaptığından utanmayacak mı?..



Canlarım...

Bir devlet bürokrasisi düşünün:

Kanunla tarifi yapılmamış eylemin suç olamayacağını bilmiyor...

DAHA NELER GÖRECEĞİZ...


Döviz bürolarından ne kadar döviz satın alırsanız alın; kimliğinizi ibraz etmek zorundasınız...



Peki döviz satarsanız?...



Tabii ki kimlik istenmiyor...



İktidar demek istiyor ki:

“Döviz satın alanları fişliyoruz...

Bankalarda döviz mevduatı sahibi olanlar zaten biliniyor...

Bunlar iyi günleriniz...

Döviz almaya devam ederseniz daha neler göreceksiniz neler...”.



NOT:

Bu yazdıklarım tamamen kişisel sezgilerimin ve öngörülerimin okurlarla paylaşılma arzusudur...