Heeeeeyt ulan..... Anamı kesen ben, babamı kuşbaşı, kız kardeşimi kıyma yapan yine ben... Havada uçan, karada kaçan... Var mı ulan bana yan bakan?
Raconu da ben keserim, kuralı da ben koyarım...
Haracı da ben alırım, kıyağı da ben yaparım...
Yasa da benim, anayasa da...
İster savaş çıkarırım, ister barış yaparım.
Düşmanımın koluna girip, dostumu çatlatırım.
Fenerbahçe’ye başkan seçip, Beşiktaş’a kongre üyesi olur, Galatasaray Marşı söylerim...
Aslında da Karagümrük’ü tutarım.
Benim ulan ben...
Adım Devlet, soyadım Bahçeli...
Elimde isimler, liste liste...
Tehdit ederim, deste deste!
Kurt gibi adamlarım var poliste...
Şaşıranı şaşı yaparım!
Konuşanın dilini sote eder, kedilere atarım.
Yolumdan çıkanın yoluna taş... Başımı okşayanın uğruna baş koyarım.
Verin bana yetkiyi, solcuları Taksim’de ipe dizerim.
Ben adamı rezil de ederim, vezir de...
Anahtar bende oğlum...
Devlet koymuş babam benim adımı, Devlet... Hükümetleri ben kurar, gerekirse ben yıkarım!
Bana kalsa yarım saatin içinde sosyal medyanın hepsini kapatırım.
★★★
Bu kara mizah yazısının son cümlesini de dün söyledi MHP Genel Başkanı...
Yandaş Sabah’ta yayınlanan özel demecinde, sosyal medyanın aile yapısını ve toplum barışını bozduğunu savunarak,
“Sosyal medyanın kökü kazınmalı. Bana kalsa yarım saatte sosyal medyanın hepsini kapatırım” demiş...
★★★
Unutmayın Devlet Bey; yarım saatte kapatacağınızı söylediğiniz bu mecra...
Gazetesiz bırakılan gazetecinin kalemi...
Susturulan televizyoncunun ekranı...
Direnen işçinin grev gömleği...
Haksızlığa uğrayan vatandaşın serbest kürsüsüdür...
Doğrudur; size kalsa yarım saat içinde internetin fişini çekersiniz...
Bundan hiç kuşkum yok...
Peki; bana kalsa, ben ne yaparım bilmek ister misiniz?
Ben de sizin siyaset sahnesindeki fişinizi çekerim!
Hem de yarım saatte falan değil, bir saniyede...
“Tık!”
Türkiye nasıl rahatlar, siz bile inanamazsınız!
Peşin istifa dilekçesi!
Adı soruşturmalara konu olan muhalif belediye başkanlarının AKP’ye “transferi” sürüyor...
Topuklayan Efe Özlem Çerçioğlu’nun sansasyonel transferinden sonra son yerel seçimlerde CHP’den Seydişehir Belediye Başkanı seçilen Hasan Ustaoğlu da dün rozet takarak AKP’ye geçti.
Sırada vekaleten yönetilen Beykoz Belediyesi var!
Oturdum, hesapladım...
AKP düne kadar 55 belediye başkanı transfer etmiş...
Bunların 25’i Yeniden Refah Partisi’nden, 9’u ise CHP’den...
Bu 55 başkanın, seçildikleri partiler sayesinde aldıkları oy, 1.5 milyona yakın...
Bir diğer deyişle AKP, kendisine oy vermeyen 1.5 milyon seçmenin iradesini “transferler” yoluyla ele geçirmiş durumda.
★★★
Bütün muhalefet partilerine bir öneride bulunmak istiyorum:
Madem iktidar yasa değişikliği yaparak milletvekili, belediye başkanı ve meclis üyesi transferlerine çözüm bulunmasını sağlamıyor; o zaman siz de mevcut belediye başkanlarınızdan ve milletvekillerinizden tarihsiz birer “görevden istifa” dilekçesi alın...
Bunu her seçimde, aday gösterdiğiniz herkesten isteyin.
O dilekçeyi vermeyenle de seçime girmeyin...
Partinizden istifa ettiği anda da elinizde olan görevden istifa dilekçesini yetkili makamlara sunun...
Bu rezaleti durdurmak için başka bir yol biliyorsanız da... Bir an önce harekete geçin...
Bu oy hırsızlığına son verilmesini sağlayın!
Yetmez ama şeftali!
Dini kullanan şarlatanlardan ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın cuma hutbelerinden sonra bu kez de “Yetmez ama evet”çi akademisyen Baskın Oran, Agos gazetesindeki yazısında kadınların giyim kuşamına kafayı takmış...
Ülkede başka hiçbir dert yok ya; arkadaş bikini altlarını kalemine dolamış...
“Bikinilerin alt parçası kaybolmaya doğru gidiyor. Arkadan ortaya gelince bir ‘ip’e dönüşüyor, şeftaliyi ikiye bölüyor. Ne cesaret birader?”
★★★
Adam 80 yaşında... Sözüm ona siyaset bilimci... Üstelik eski solcu...
Ama uğraştığı şeye bakın: “Şeftali...”
Ne diyeyim; Allah akıl fikir versin!
GÜNÜN SORUSU
Son haftalarda yayınladığı hutbelerde kadınların kılık kıyafetine ve miras haklarına kafayı takan laiklik karşıtı Diyanet İşleri Başkanlığı, dünkü hutbesini de “ailenin önemi”ne ayırmış... Gençlerin evliliğe teşvik edilmesini istemiş... Sorum bu hutbeyi hazırlayan beylere:
Gençlerin ekonomik sıkıntı ve işsizlik yüzünden bırakın evlenmeyi, evlerinden çıkamaz hale geldiğini göremeyecek kadar kör müsünüz?