Bahçeli, Akşener’i telefonla arayıp ne dedi?..
Alıştık tüm bunlara!..
Devlet Bahçeli’nin İYİ Parti ve Millet İttifakı’nı hedef alırken en hafif söylemleri bunlar... Türkiye’de iç siyaset oldukça sert bir zemin üzerinde yürüyor. Kavgacı, hakaret ve kabadayı üslubun baş aktörleri de saray iktidarı ve küçük ortağı MHP...
Ancak, ara sıra da olsa güzel şeyle olmuyor değil. AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın Kovid’e yakalandığı günlerde bunun nadir örneklerinden biri oldu. Birbirlerinin gırtlaklarına sarılmış görüntüsü veren liderler, Erdoğan ailesine geçmiş olsun dileklerini açık kanallardan ilettiler. Tayyip Erdoğan da aynı nezaket içinde tüm liderlere cevap verdi. Biraz olsun hasret gidermiş olduk. Ne, diye sakın ha sormayın!..
İYİ Parti lideri Meral Akşener de Ocak ayının son haftasında Kovid’e yakalanmıştı. Eşi Tuncer beyle 1 hafta evde karantinada kaldı. Doğaldır ki, Meral Akşener çok sayıda ‘geçmiş olsun’ telefonu aldı. Ama öyle bir isimden telefon geldi ki Akşener’e, o da çok hayret etti demesem yalan olur. Meral Akşener’i telefonla ‘geçmiş olsun’ dileklerini iletmek için arayan İYİ Parti liderine MHP’den kopuş sürecinden beri ağır hakaretler yağdıran Devlet Bahçeli’nin ta kendisiydi. Aralarında hiçbir şey yokmuş gibi Devlet Bahçeli en nazik ses tonuyla ‘geçmiş olsun’ dileklerini iletti. Sonra, Meral Akşener’e karantina sürecinde dikkat etmesi gereken hususları teker teker sıraladı. Bahçeli, Akşener’e faydası olduğuna inandığı doğal ilaçları söyledi ve kullanmasını tavsiye etti, “Aman şunlara şunlara mutlaka dikkat et” mahiyetinde uyarıları oldu. Bahçeli, Akşener’e ısrarla “ıhlamur iç” dedi.
Doğrusunu söylemek gerekirse Meral Akşener ve Devlet Bahçeli arasındaki “geçmiş olsun” sohbetinin detaylarını dinleyince aklıma şu soru düştü:
Acaba , MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Kovid’e yakalanmış ve de daha önceki rahatsızlıklarında olduğu gibi bu da kamuoyundan saklanmış olabilir mi?.. Çünkü, Devlet Bahçeli tecrübeyi konuşturmuş!..
Aldığım bu telefon istihbaratını İYİ Parti kaynaklarından kurcalarken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın karantina sürecinde hiç aksatmadan her gün Meral Akşener’i telefonla arayıp sağlık durumunu sorduğunu öğrendim. Koca, bu yakın ilgisinin sebebini de Akşener’e “Siz iyileşinceye kadar Sağlık Bakanı olarak bana zimmetlisiniz” diyerek esprili bir şekilde izah etmiş.
Keşke, arka planda yaşanan bu zarif diyaloglar, karşılıklı hoşgörü çerçevesinde gerçekten olması gerekenler, siyasetin görünür yüzünde de gerçekleşebilse... Keşke!.. Keşke!.. Keşke!.. Şu hasretlik bitse artık!..
★★★
Ahlatlıbel zirvesi... Ardından Bilkent deklarasyonu... Millet İttifakı’nın İYİ Parti kanadında kulisler oldukça hararetli... Tepe noktasından aldığım havayı şöyle özetleyebilirim:
Bilkent deklarasyonunun 44 sayfasında ifade edilenler İYİ Parti kurmay kadrosunu tam manasıyla tatmin etmiş görünmüyor. Kamuoyunun, “Gelecekte ne yapacaksınız, anlatın da öğrenelim” yüksek beklentisine karşılık “İlkelerde kalalım” noktasındalar. “Bu çalışılmış bir anayasa çalışması değil. Bu bir iyi niyet beyanıdır. Bu haliyle kalmayacak. Olmuş bitmiş bir şey değil. Uzlaşabileceğimiz bir metinden sonra esas maddelere geçilecek ” diyorlar.
Meral Akşener’e çok yakın bir kaynağım ise, “İşler sabırla yürüyor. Ya sabır çekmeye devam ediyoruz” diyor.
“Ya sabır”ın nedenlerine birazcık açıklık getireyim:
Ahlatlıbel zirvesinin öncesine dayanıyor. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İYİ Parti’ye ayrı ayrı kendi anayasa değişiklikleri teklifleri ile gelmişler. İki Genel Başkana da “olmaz” cevabı verilmiş. Bir de altılı masaya oturtulan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın koalisyon iktidarında şimdiden paylaşım talepleri var. Onlar da İYİ Parti tarafından kesin bir dille reddedilmiş. Ahlatlıbel zirvesinde, akşam yemeğinde bu kriz maddeleri çözüme kavuşmuş.
Ha!.. Bir de, Millet İttifakı’nın adı değişecek mi?” sorusu var. İYİ Parti kaynaklarına göre, konuşulmuş ama geri çekilmiş. Bir daha gündeme geleceği zannedilmiyor.
Konuştuğum İYİ Parti kurmayı gelinen son noktayı, “Aldığımız mesafe iyi. İstediğimiz hedefe varırız” diye değerlendirdi.
★★★
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan adayı olarak Meral Akşener’i ilan etmesi, iç siyasetin belli başlı tartışma konularından biri oldu. Akşener’in yakın çevresi bu açıklamadan “rahatsız olmadık” görüntüsü verirken ısrarla bazı hassasiyetlerinin altını çiziyorlar. Şöyle:
-Bize o görevi millet verecek.
-Biz, şu Cumhurbaşkanı olacak şu da Başbakan olacak diye bir dayatma içinde değiliz. Görev dağılımı çerçevesinde dayatmalar çok şık değil.
- Meral Akşener, “Başbakanlığa talibim” derken esas maksadı partimizi seçimlerde birinci sıraya taşımak hedefinde koyduğu niyetti.
İYİ Parti’nin kurmay heyeti, Kemal Kılıçdaroğlu’nun o açıklamayı siyasi nezaketi çerçevesinde yaptığına inanıyor. Bunun kanıtı olarak anlatılan “örnek hareket” ise şöyle:
Ukrayna krizinin patladığı gün, 24 Şubat Perşembe. Rusya işgal harekatına başlayınca İYİ Parti başkanlık divanı olağanüstü toplanıyor. O sırada CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Denizli’de, partisinin hazırladığı programı yarıda kesip Ankara’ya dönmek üzere. Kemal Kılıçdaroğlu, başkanlık divanı sırasında Meral Akşener’i arıyor. Kendisine gazetecilerin sorular yönelttiğini fakat cevap vermediğini belirterek, Ukrayna krizi ile ilgili görüşlerini soruyor. Akşener de Kılıçdaroğlu’na “partisinin başkanlık divanında konunun tartışıldığını. Görüşmelerini tamamladıktan sonra kendisine döneceğini” ifade ediyor. İYİ Parti başkanlık divanı toplantısı biter bitmez Akşener, Kılıçdaroğlu’nu arıyor, kurmaylarının ve kendisinin görüşleri çerçevesinde alınan kararları ayrıntılı bir şekilde aktarıyor. İYİ Parti kurmaylarına göre, Kemal Kılıçdaroğlu daha sonra Ukrayna krizi ile ilgili yaptığı açıklamalarda “o çerçeveye uydu”...
Meral Akşener ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında geçen ve “üst düzey diyalog” olarak adlandırılan bu görüşme bakalım ileride nasıl bir formül ile sonuçlanacak?..
★★★
Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.
