Korkusuz

Aynı suda iki kez yıkanılmaz!

Aynı suda iki kez yıkanılmaz!


Bugünkü yazıma iki filozoftan yaptığım alıntı ile başlamak istiyorum. Bunların ilki bilimsel sosyalizmin kurucusu Karl Marx’a ait... Marx, yıllar önce “Tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekerrür eder...” demişti.

Yunan filozof Herakleitos ise “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz” diyerek her şeyin değiştiğine vurgu yapmıştı. Ancak bu söz yıllar içinde  “Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçları beklemenin anlamsız olduğu” şeklinde yorumlanmaya başlandı. Gündelik dile de bu anlamıyla yerleşti.

AKP’LİLERE ‘TARİHİ’ UYARI

Eğer hala varsa ya da kaldıysa; AKP’nin ekonomi kurmayları, bu iki sözü tabela olarak yaptırıp başuçlarına astırmalı ve her sabah bu iki sözü tekrar etmelidir.

Neden mi?

Merkez Bankası, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isteği üzerine perşembe günü muhtemelen yine faiz indirecek. AKP kulislerinde konuşulanlara göre, Erdoğan’a yakın bazı isimler, faizin 3 puan, bazı isimler ise 2 puan indirilebileceğini söylüyor.

NE OLACAK?

Saray’dan sızan bilgilere göre, “3 puan indirip bu defteri kapatalım” diyen de var; “2 puanı Aralık’ta, 1 puanı ise Ocak’ta indirelim’’ diyenler de...

Son kararı tabii ki Erdoğan verecek. MB de kendilerine verilen talimat üzerine vatandaşın mevduattan aldığı faizin oranını ilan edecek. Faiz, büyük olasılıkla 13 bandına inecek.

[caption id="attachment_312355" align="alignnone" width="600"] Erdoğan[/caption]

NE DEĞİŞECEK?

Peki bu yöntem aylardan bu yana uygulanmıyor mu? Ve bu yöntem her uygulandığında bankadaki mevduatının erimesinden korkan Ayşe teyze, Naciye öğretmen ve SGK emeklisi İsmail Bey elindeki üç beş kuruşu dolara ya da euroya çevirmiyor mu? Bu “panik hali’’ doların ve euorunun patlamasına yol açmıyor mu? “Evet, öyle oluyor” dediğinizi duyuyorum. Öyleyse AKP hala bu saçma ve anlamsız uygulamaya neden devam ediyor?

SONUÇLARI AĞIR OLUYOR

Bunun sebebi çok basit: Erdoğan, hiçbir bilimsel altyapısı olmayan bu teoriye inanıyor ve faiz indiriminin ihracatı artıracağını böylece Türkiye’ye döviz gireceğini düşünüyor. Hiçbir iktisadi modele uymayan bu teori, Türkiye’nin dış borcunu artırmak ve halkı fakirleştirmekten başka hiçbir işe yaramıyor.

ÇARKLAR DURUR

Bakınız; MB perşembe günü eğer 2 ya da 3 puanlık faiz indirimi yaparsa, Türkiye’de çarklar durma noktasına gelir. Dolar en az 17 TL’ye fırlar. Euro 20 TL bandına yerleşir. Binlerce esnaf iflas eder. Hiçbir ürünün fiyatını kimse kontrol edemez. Ekmeğin fiyatı en az 5 TL olur. Sütün litresi 20 TL’ye çıkar. Asgari ücret 5 bin TL yapılsa bile bunun hiçbir anlamı olmaz. Emekçiler, henüz almadıkları ücretlerinin havada eridiğine tanık olur.

BİZ YİNE UYARALIM

Bunları söylüyoruz, yazıyoruz, anlatıyoruz ama Erdoğan bildiğini okumaya devam ediyor. Çünkü; artık tüm yetki onda ve Erdoğan’a “Bu yaptığınız yanlış, olumlu hiçbir sonuç alamıyoruz’’ diyebilecek tek bir mekanizma bile yok. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen bu garip yapı ne yazık ki; “tek kişinin’’ istediği her kararı alabilmesine olanak sağlıyor.

“Aynı suda iki kez yıkanılmaz’’ diye uyarmamız sonuç vermediğine göre, sanırım Marx’ın işaret ettiği sürece giriyor ve büyük bir komediye tanık olmaya doğru gidiyoruz. Faiz indiriminin ilki trajediydi; sonuncusu ise komedi olacak... Ama bu komedi hepimizi acı acı güldürecek...

Süt içemeyen nesil geliyor!


AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan “dindar nesil’’ diye yola çıktı ama bu yolculuğun sonu “Süt içemeyen nesil’’de bitecek gibi görünüyor.

Dövize endeksli gübre, zirai ilaç, tohum, mazot ve elektriğe zam gelince, AKP tarafından “ithalata bağımlı’’ hale getirilen Türk tarımı son nefesini veriyor. Süt ineğine dövizle satılan yemi veremeyen çiftçi, çareyi hayvanını satmakta buluyor. Süt inekleri kesilip satıldıkça, sütün fiyatı fırlıyor. Süt bazı marketlerde 15 TL’ye satılır hale geldi. Türk tarımı ve hayvancılığı, gözlerimizin önünde eriyip gidiyor.



ET YİYEMEYEN...

AKP’nin Türk tarımını bilerek ve isteyerek yok etme politikası, sağlıksız ve yetersiz beslenen nesillerin oluşmasına yol açacak. AKP, tarihe yeterli oranda et yiyemeyen, süt içemeyen, doğal gıdalarla beslenemeyen nesillerin sorumlusu olarak geçecek.