1926'da çıkan Memurin Kanunu ile başlayan daha düne kadar da  657 saylı Devlet Memurluğu Kanunu adıyla devam eden devlet memurluğu tarih oldu.

Devlet adına çeşitli iş kollarında çalışan  kamu işgörenlerinin Atatürk ile başlayan iş güvenceleri artık yok!

Çeşitli meslek kanunları adı altında çıkarılan kanunların en sonuncusu ve en önemlisi TBMM'den Öğretmen Meslek Kanunu adı ile geçti.

AKP, bugüne kadar parti programlarında söz verdiği başta sağlık ve eğitimin yerele devrinin kanunlarını çıkardı.

AKP direkt olarak 657'yi kaldırdım dese millet gerçeği görecek ve uyanacaktı.

Böylelikle her iş kolu için ayrı bir meslek kanunu çıkararak 657'yi kadükleştirdi.

ÖMK ile artık tüm bakanlıklarda dönüşüm tamamlandı.

Vatanı bile sözleşmeli asker savunur oldu...

MEB Akademisi'ne gelince de çok söze gerek yok.

Eğitim fakültelerinden mezun olan gençlerin, iş güvencesi alabilmek için akademiyi bitirmeleri gerekiyor.

AKP'nin kadrolaşmasına bakıldığında da akademiden mezun alıp kadro alabilecekler ise 16 Nisan'da getirdiği rejimin savunucuları olacaktır.

Oysa ki Atatürk vatan haini Ali Kemal'in çocuklarını bile devlet memuru yapan rejimi kurmuştu!

Nereden nereye!

İran seçim sonuçları parçalanmayı hızlandıracak!

Rejim aleyhtarı reformistler kazandı.

Rejim deyince aklınıza şeriat gelmesin.

Bugün rejim değişikliği, kurulan ulus devletlerin parçalanıp yerine devletçikler kurulmasıdır.

Diğer yandan İran'daki iç kargaşa,sanki  baş örtüsü meselesiymiş gibi gösterilerek Türkiye'deki muhalefetin de desteğinin alınması amaçlanmıştır.

Şeriat kalkacak, seküler ve üniter bir İran olacak algısı verilmeye devam ediyor.

Üniter yapı parçalandıktan sonra kurulan kukla devletçiklerin hangisinin şeriat ile hangisinin seküler anlayış ile yönetileceğinin bir anlamı yoktur.

Türkiye'de de aynı sahne oynanıyor.

AKP üniter yapıyı parçalayacak bir yeni anayasa yapmak isterken yerli, milli ve terör ile mücadele ediliyor algısı vermiyor mu?