Kimine göre bir dahi kimine göre sadece bir asker. Kimine göre bir diktatör kimine göre de devri geçti! Ancak O, hiç kimsenin inkâr edemeyeceği kadar gerçek! Hala dosta güven, düşmana korku salıyor ise hala bir sözü, bir resmi milyonları ayağa kaldırıyor ise bundandır!
Yedi düveli yenen, tüm dünyanın kabul etmek zorunda kaldığı bir lider. Tarihin tekerleğini ileriye döndürerek kuldan yurttaşlığa, etnik ve dinsel örgütlenmeden ulus devlete geçişin önderi...
Hedefi kurtuluştu! Başarılamaz denileni başarıp, cumhuriyet çatısı altında, özgürce yaşamamızı sağladı. Hepimizi eşitledi! Bir tek vatandaşını dahi ne ret ne inkâr ne de asimile etti!
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bahsediyorum!
Son 23 yıldır; devrimleri örselenen ve hadsiz yere hakarete uğrayan ama asla milletin gönlünden silinemeyen, büyük önder Atatürk’ü, saygı ve minnet ile anıyorum! Bu yola baş koyan şehit ve gazilerimizi de saygı ve minnet ile anıyorum...
Cumhuriyet, farklı etnik ve dinsel yapıdan, binlerce İstiklal madalyalı yurttaşımızın, Atatürk önderliğinde verdiği, haklı savaş ile kurulmuştur! Devlete Türkiye Cumhuriyeti, millete de Türk Milleti demişlerdir!
102 yaşındaki gencecik Cumhuriyetimizi, parçalamak için ise içeriden ve dışarıdan saldırılar hiç bitmemiştir. Bugün emperyalizm, dünyanın dört bir yanındaki işbirlikçileri ile bölücülüğü, barış-demokrasi-özgürlük- eşitlik ve adalet tozuna batırıp yutturmaya çalışmaktadır! Tehlikeyi görmezden gelemeyiz.
Unutulmamalıdır ki Atatürk rejimine düşman olan emperyalizm asla vazgeçmemekte, ya yeni SEVR’ler ile ya da federasyon gömleği ile Türkiye’yi parçalamayı hedeflemektedir.
Bizler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk ruhunun çocukları olarak hiç yılmadık ve yolundan ayrılmadık! Hep birlikte Cumhuriyeti kuran Müdafaa-i Hukuk’a sahip çıkalım. Birliğimizi koruyalım. Hiç umutsuz olmayın! Türkiye; tarihinin bu en uzun ve en karanlık gecesinden en kısa sürede kurtulacaktır!
Bugün milyonlar, saat:09.05’te nerede olursa olsun, ATA’sını anacaktır! O’nu anlamanın kararlılığı ile Cumhuriyeti korumaya and içecektir...
1920 şartlarında ulu önderin yaptığı bir konuşma ile yazımı sonlandırmak isterim.
“İşittim ki, bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla milli meclise davet etmedim. Herkes kararında özgürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatı ile buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta, hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağını alır, bu şekilde Elmadağ’ına’ çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı savunurum. Kurşunlarım bitince de bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunları ile yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim!”