ANALİZ
Amerika’daki seçimi bekleyecekler
Kimse böyle bir çıkış beklemiyordu, 40 yılın “bebek katili” Abdullah Öcalan’ın Meclis’e davet edilmesi akıllara en son gelecek hatta hiç gelmeyecek bir olay çünkü.
Ama o da oldu.
Hani bir dönem propaganda amacıyla kullanılan “Yaparsa Ak Parti yapar” sözü vardı ya işte bunu da onlar yaptı.
Ancak olayın iç siyasete yansıyan duygusal tarafını bir kenara bırakalım ve gerçeğe bakalım.
Apo’nun Meclise daveti, Bahçeli’nin “barış için” yaptığı “fedakârca” bir çıkış değildir.
Bunun arkasında “Amerika’nın talimatı” olduğunu görmemek akılsızlıktır.
Durum şudur;
Amerika ve NATO hem sığınmacı akımının durması hem de bölgede İsrail’in güvenliğinin kesin biçimde sağlanması için tampon bölgelere ihtiyaç duyuyor.
Suriye’nin başına iş açılması, parçalanmasının temelinde yatan budur.
Kürtler’e çok uzun yıllardır bir devlet kazandırmak isteyen Amerika, Suriye’nin karıştırılmasından sonra hedefe ulaşacak operasyon için düğmeye bastı.
Suriye’nin kuzeyinde Kürtler’den oluşan bir topluluk oluşturdu.
Yaklaşık 10 yıldır bu bölgeye milyarlarca Dolar akıtıyor.
PYD-YPG yapılanması neredeyse bir devlet kurma aşamasına kadar getirildi.
Sorun PYD’nin Türkiye’deki iktidar tarafından terör örgütü PKK’nın uzantısı olarak tanıması.
Amerika yıllardır baskı yapıyor ve “PYD’yi legal güç olarak tanı” diyor.
Hatta Trump bir basın toplantısında “Erdoğan’a general Salih Müslim’le ilişki kurmasını tavsiye ettim, o adam akıllı, Erdoğan’la bu işi bitirirler” bile demişti.
Saray iktidarı yıllardır buna direniyor, PYD’nin varlığını kabul etmiyor.
Dünya PKK’yı terörist örgüt kabul ediyor ama AKP dışında PYD’ye terörist diyen yok.
Sonunda formül bulunmuş görünüyor.
Eğer PKK kendini lağvederse PYD temizlenmiş olacak.
Türkiye’nin “PYD PKK’nın uzantısıdır” savının bir anlamı kalmayacak.
Böylelikle hemen güneyimizde, sadece Suriye’den toprak alarak bir Kürt-Arap devletinin kurulması mümkün olabilecek.
Plan budur.
Şimdi zamanlamaya dikkat edin.
Bundan 15 gün sonra Amerika’da başkanlık seçimleri var.
Mevcut yönetim Kamala Harris ile devam edebilir, o zaman bu plan çok daha hızlı yürür.
Trump’ın kazanması halinde ise planın uygulanması için Ocak ayının 20’si beklenir.
Gerçi bu Amerikan planının uygulanmasında kimin başkan olacağının fazla bir etkisi olmaz çünkü konu tamamen Amerikan dış politikasının bir ürünüdür.
Erdoğan ve adamları şimdi heyecanla bu 15 günün geçmesini bekliyorlar.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Nasuh Mahruki’nin Daron Acemoğlu’na kibar mesajı
Türkiye’ye üçüncü Nobel ödülünü kazandıran Daron Acemoğlu, bir kitabındaki Atatürk’le ilgili cümleleri nedeniyle eleştiriliyor.
Türkiye’nin yüzakı aydınlarından Nasuh Mahruki geçen hafta sosyal medya hesabı üzerinden Daron Acemoğlu’na çok kibar bir mesaj gönderdi.
Bir aydına yakışır mesajı sizle de paylaşmak istedim;
Mesaj şöyle;
Değerli ve çok başarılı yurttaşımız Daron Acemoğlu’nu bileğinin hakkıyla aldığı, belki de dünyanın en değerli, en prestijli ödülü için hepimiz gönülden tebrik ettik, teşekkür ettik, koltuklarımızı kabarttığı için şükran duyduk ve bunu her ortamda coşkuyla söyledik.
Şimdi Daron Acemoğlu ile aynı ülkenin yurttaşlığını paylaşan insanlar olarak kendisinden çok önemli bir talepte, ricada, istekte bulunmanın tam zamanı olduğunu düşünüyorum.
Değerli ve çok başarılı Daron Acemoğlu, uzmanlığınız olan konularda güncel dünyanın en iyilerinden olduğunuzu bize de dünyaya da dosta da düşmana da gösterdiniz ve kanıtladınız.
Başarıya hasret bir toplum olarak bize bu gururu yaşattığınız için saygımız ve şükranımız elbette ki sonsuz.
Ancak bir parçası olduğunuz Türk milleti olarak bugün sizden talebimiz, Milli Mücadele, büyük kahramanı Atatürk ve Devrimleri hakkındaki çok yanlış ve çok taraflı bilgilerinizi lütfen yeni okumalar, yeni araştırmalar ve kesin olarak kanıtlanmış, bütün dünyanın en önde gelen uluslararası kurumları tarafından belgelenmiş en doğru kaynaklardan bir kez daha kontrol ederek, bir akademisyen ve bir pozitif bilim insanı olarak kendinizi güncellemeniz ve Milli Mücadele ve büyük kahramanı Atatürk ve Türk milletine çağ atlatan devrimleri hakkındaki çok yanlış algı ve düşüncelerinizi düzeltmenizdir.
Ben bunu yapacağınıza inanıyorum çünkü siz bilim kafalı bir insansınız, birazcık araştırma ve düşünmeyle, geçmişte kapıldığınız profesyonel dedikodu ve tuzak algılardan, iftira ve yalanlardan kendinizi kurtarabilirsiniz ve artık mutlaka kurtarmalısınız. Lütfen Atatürk Devrimleri ve Türk milletine olağanüstü katkıları hakkındaki çok yanlış bilgilerinizi artık düzeltin ve çok daha doğru yorumlar yaparak, geçmişi, bugünü ve geleceği çok daha doğru birbirine bağlayarak bizlere çok daha fazla yol gösterin, ışık olun, umut olun. En önemlisi de fes taktı diye kimse infaz edilmedi bu ülkede ve Atatürk Türkiye’sinde zaten asla edilemezdi, bunu görün.
FIKRA GİBİ
100’üncü yılı Vahdettin ile kutladık, 101’inci yıl Apo mu olacak?
Gündeme bomba gibi düşen “Apo Meclise gelsin” çağrısı elbette en olumlu biçimde DEM Parti tarafından karşılandı.
Parti sözcüleri temkinli konuşmaya çalışsalar da sevinçlerini gizleyemiyorlar haklı olarak.
“40 yıllık bir mücadelenin geldiği nokta” olarak tanımlıyorlar bu çağrıyı.
Ve tabii hemen harekete de geçtiler.
Zaten “umut hakkı” ile ilgili bir yasa teklifini çoktan hazırlamışlardı.
Şimdi de İmralı’ya gitmek için gerekli girişimleri yapıyorlar.
Parti eş başkanı, Abdullah Öcalan’ın mesajını 29 Ekim’de vermesinin çok şık olacağını da açıkladı.
İşe bakın Cumhuriyetin 100’üncü yılı kutlama törenleri Vahdettin Köşkü’nde yapılmıştı.
Demek ki 101’inci yıl kutlaması gelmiş geçmiş en büyük terörist olarak tanımlanan Abdullah Öcalan’ın katılımıyla yapılacak.
Gerçekten fıkra gibi ülke değil miyiz?
ŞAKA GİBİ
Fethullah Gülen gitti, Abdullah Öcalan geldi
Tam 22 yıldır iktidarda olan AKP ve Erdoğan ile ne çok şeye alıştık değil mi?
Hiçbir ilke yok.
Ahlak yok.
Namus yok.
Değer yok.
Dün söylediğinin tam tersini bugün söylemek kimse tarafından garip karşılanmıyor.
Garip karşılanmayı bırakın tavır değişikliğine en önde gidebilmek için birbirlerini çiğniyorlar.
Fethullah Gülen bir dönem peygamber gibi saygı görürdü.
Tüm AKP’liler ve onlara biat etmiş olanlar Gülen’in önünde el pençe divan durup el etek öperdi.
Gülen’e tek laf söyleyen bile anında linçe tabii tutulurdu.
Erdoğan tavır değiştirdi, “bu adam terörist, bir iblis, bir şeytan” dedi, hepsi birden aynı anda bunu tekrarlamaya başladı.
Kazara Fethullah Gülen’i över gibi cümle sarf edenler anında gözaltına alınıyor hapishanelere atılıyor.
Düne kadar Abdullah Öcalan en büyük teröristti, caniydi.
Bugün ise Apo bir kahraman gibi.
Televizyonlarda “Bu işi sayın Abdullah Öcalan çözer” sözlerine hazırlıklı olun.
İRONİ
Kılıçdaroğlu hiç olmazsa serbest bırakacaktı, Bahçeli yüce Meclis’e getiriyor
Açılım adı altında yapılan çağrı üzerine Özgür Özel “el yükseltiyorum” diyerek ironi yaptı ya bir ironi de ben yapayım.
Sosyal medyada şu sıra en çok konuşulan konu Bahçeli’nin seçimlerden önce “Kılıçdaroğlu seçilirse İmralı canisini hapisten çıkaracak” sözleri.
Bu görüş tabii sadece Bahçeli’nin görüşü değildi.
AKP koalisyonunun ortak propaganda silahıydı.
Erdoğan genel seçim kampanyasını tamamen CHP’nin PKK ve Kandil’le bağı olduğu üzerine kurmuştu.
Yerel seçimlerde de bu propaganda devam etti.
“İmamoğlu’nu yeniden seçin, su saatlerinizi okumaya PKK’lı teröristler gelsin” sloganı kullanıldı.
İşin aslına bakarsanız CHP’nin teröristlerle iş birliği içinde olduğu propagandası toplumun bir bölümünde kabul de edildi.
Ama gelin bir de şimdi bakın.
Velev ki iddialar doğru idi ve Kemal Kılıçdaroğlu seçimi kazansa Abdullah Öcalan’ı serbest bırakacaktı.
Kılıçdaroğlu’nu böyle suçlayan MHP Genel Başkanı Bahçeli “el yükseltti” ve Apo’yu Meclis’e çağırdı.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Terör eylemlerine kalkışabilecekler olabilir
Devlet Bahçeli’nin “Apo Meclis’e gelsin” sözleri tartışılırken bir noktanın gözden kaçırılmaması gerek.
İktidarın hakim durumu ve baskısı sonucu bu çıkışa yönelik çok ciddi bir protesto olmayacağını söylemek yanlış olmaz.
Çünkü saraya biat etmiş olan yandaş medya zaten anında bu çıkışa destek oldu.
Başta CHP olmak üzere, siyasi partiler şimdilik temkinli.
İYİ Parti Genel Başkanı’nın sözleri serttir ama etkisinin fazla olmasını kimse beklemesin.
Zafer Partisi bu fırsattan yararlanıp oyunu artırmaya çalışacaktır.
Tehlike PKK’nın dağ kadrosunun denetimindeki bağımsız gibi görünen gruplarla fırsattan yararlanıp kaos ortamı yaratmaya çalışanlardan gelebilir.
PKK’nın dağ kadrosundan bazı isimlerin kendi sosyal medya hesaplarından yaptıkları açıklamaları gördüm dün.Bunlar Abdullah Öcalan’a yapılan çağrının bir oyun olduğunu söylüyor ve direneceklerini açıklıyor. Durum böyle olunca beklenmedik anlarda ve yerlerde can sıkıcı terör eylemleri olabilir. Güvenlik birimleri buna ne kadar hazırlıklı onu zaman içinde göreceğiz.
NOT: Dün yazım baskıya gireceği sırada Ankara’da Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ’ye (TUSAŞ) terör saldırısı oldu.