İran’ın Erdebil şehrinde, 29 Aralık 2024’te bir anma etkinliği gerçekleştirildi.
Aliyev, “Çaldıran Şehitleri ve Direniş Ekseni Şehitleri” adlı bu etkinlikte, kendisine ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret edildiğini söyledi.
Aliyev söz konusu etkinlikte “Cuma imamı” dediği, İran rejiminin Erdebil Temsilcisi Seyyid Hasan Amili’nin görevden alınmasını ve özür dilenmesini istedi.
Amili, İran rejiminin ve Hamaney’in resmi temsilcisi!
Tebriz Araştırma Enstitüsü’nün haberine göre Aliyev ve Türkiye “küfrün yanında yer almak” ile itham ediliyor.
Burada yer alan küfür kavramı ile anlatılmak istenen, ABD ve İsrail ile iş birliğidir.
Hemen ardından da Tebriz’de “Şam Fatihi Erdoğan” ve “Karabağ Kahramanı Aliyev” afişleri sokağa dağıtıldı!
Diğer yandan hükümetin başkent Tahran’ı güneydeki Makran’a taşıması gündeme düştü.
13 Eylül 2024 tarihli “Pezeşkiyan açılımı başlattı 2” başlıklı yazımda konuyu ayrıntılı olarak yazmıştım...
İran rejimi ile Pezeşkiyan hükümetinin aynı pencereden bakmadığı da ortadadır.
İran’da Hamaney’den habersiz kuş uçmaz hatta Pezeşkiyan’ı bile Hamaney getirdi zannediliyor.
16 Nisan Referandumu öncesi rejim değişmeden, iktidar ile kurumlar arası yaşanan çelişki bugün İran’da yaşanıyor...
Hamaney’in geçmişteki en büyük yanılgısı ise rejimi kurtarmak için ABD’ye karşı Almanya’ya sarılmasıdır.
Bugün bırakın rejimi, İran’ın toprak bütünlüğünü bile koruyamayacaktır...
İran dahil hiçbir ülkenin rejimi bizi ilgilendirmez!
Rejim, o ülkede yaşayan halkın meselesidir.
Biz, büyük önder Atatürk’ten böyle öğrendik!
Ancak Atatürk’ten öğrendiğimiz daha önemli bir şey var.
Haklı ve haksız savaşlar!
Her ülke kendi çıkarları için komşularının iç dinamiklerine hatta ayrılıkçı yapılarına ilgi duyması, bir yere kadar anlaşılabilir.
Ancak haksız savaşların mimarı ABD’ye hizmet ise ayrı bir şeydir!
Azerbaycan dahil bölgedeki ABD’nin stratejik ortaklarının, İran’daki ayrılıkçı örgütlere destek vermesi emperyalizmin haksız savaşını güçlendirmektedir.
ABD’nin Suriye’de yürüttüğü haksız savaşın acı sonuçları daha net anlaşılmadı.
O nedenle ABD’nin haksız savaşlarının içinde yer almamak gerekir.
Özellikle de bölgede “Kürt sorunu” diye adlandırılan ve üniter yapıyı tehdit eden gelişmelerin yaşandığı bu dönemde daha da önemlidir...
Bölgede temel insan haklarından yoksun birçok ülke var iken neden sadece İran ve yıkılan Suriye dillendirilmiştir?
Enerji kaynaklarının sadece %2’sini halkı ile paylaşan Aliyev’e neden tepki gösterilmemektedir!
Azerbaycan şirketi diye yutturulan SOCAR’ın BP ile ilişkisini bilmeyen var mı?
ABD’nin yürüttüğü haksız savaşlar neden görmezden geliniyor!
Azerbaycan’ın İsrail ile ilişkisi ve BOP’taki görevi neden dile getirilmiyor?
Aliyev bir de özür bekliyor...
Atalarımız ne güzel demiş, “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” diye!