Canlarım...

Bugün yazı günüm değil ancak...

Bugün: Vatan topraklarının düşman işgalinden kurtarılarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulması için başlatılacak savaşın, ilk adımının atıldığı günün 105. Yıl dönümü:

19 Mayıs 2024...

İşte bu nedenle...

O gün vatan topraklarındaki manzarayı...

Kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün NUTUK isimli eserinden yaptığım bir alıntıyla anlatmaya çalışacağım...

Lütfen okuyunuz...

1919 yılı Mayıs’ının on dokuzuncu günü Samsun’a çıktım.

Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyleydi:

Osmanlı Devleti’nin de içinde bulunduğu grup, Dünya Savaşı’nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes imzalanmış.

Büyük harbin uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir halde.

Millet ve memleketi Dünya Savaşı’na sevk edenler kendi hayatlarının endişesine düşerek memleketten kaçmışlar.

Saltanat ve hilâfet mevkiini işgal eden Vahdeddin soysuzlaşmış, şahsını ve yalnız tahtını garanti altına alabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta.

Damat Ferid Paşa’nın başkanlığındaki hükümet âciz, haysiyetsiz, korkak.

Yalnız Padişah’ın emrine tâbi ve onunla şahıslarını koruyabilecek herhangi bir vaziyete razı.

Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta...

İtilâf Devletleri, ateşkes kararlarına uymaya gerek görmüyorlar.

Birer vesile ile İtilâf donanmaları ve askerleri İstanbul’da.

Adana vilâyeti, Fransızlar; Urfa, Maraş, Ayıntab, İngilizler tarafından işgal edilmiş.

Antalya ve Konya’da, İtalyan askeri birlikleri, Merzifon ve Samsun’da İngiliz askerleri bulunuyor.

Her tarafta yabancı subay ve memurlar ile özel ajanları faaliyette.

Nihayet, konuşmamıza başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün evvel, 15 Mayıs 1919’da İtilâf Devletleri’nin kabulüyle Yunan ordusunun İzmir’e çıkmasına izin veriliyor.

Bundan başka, memleketin her tarafında, Hıristiyan unsurları gizli veya açıkça, özel emel ve amaçlarının garanti altına alınması, devletin bir an evvel çökertilmesi için çabalıyorlar.

Sonradan elde edilen güvenilir bilgiler ve belgelerle doğrulandı ki, İstanbul Rum Patrikhanesi’nde teşekkül eden Mavri Mira Heyeti (Vesika: 1), vilâyetler dahilinde çeteler kurmak ve idare etmek, mitingler ve propagandalar yaptırmakla meşgul.

Yunan Kızılhaç’ı ve Resmî Göçmenler Komisyonu, Mavri Mira Heyeti’nin çalışmalarını kolaylaştırmakla görevli.

Mavri Mira Heyeti tarafından yönetilen Rum mekteplerinin izci teşkilâtları, yirmi yaşını aşmış gençler de dahil olmak üzere her yerde teşkilatlanıyor...

Ermeni Patriği Zaven Efendi de Mavri Mira Heyeti’yle birlikte çalışıyor.

Ermeni hazırlığı da aynen Rum hazırlığı gibi ilerliyor.

Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz sahillerinde teşekkül etmiş ve İstanbul’daki merkeze bağlı bulunan Pontus Cemiyeti hiçbir engelle karşılaşmadan, kolaylıkla ve başarıyla çalışıyor...

NUTUK. Sayfa 5. RB Yayıncılık.

Günün sözü

“Benim çaresiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama, Türkiye Cumhuriyeti Devleti sonsuza kadar özgür ve egemen bir devlet olarak kalacaktır...”.

Mustafa Kemal Atatürk...

GÜNÜN TESPİTİ

Bir ülkede ordu, yargı ve emniyetin üst düzey yöneticileri sadakatlerini Millete ve Devlet’e değil de sadece:

Şahsını ve tahtını garanti altına alma hayali ve amacıyla iktidarda kalmaya çabalayan bir kişinin iradesine satmış ya da kiralamışsa:

O ülkenin sonsuza kadar özgür ve egemen kalabileceğini zannetmek safdilliktir...

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun...

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti...