6’lı ve 3’lü masa!
Masa aşağı masa yukarı, masanın altı masanın üstü, iktidarın ve medyasının dilinde geziniyor.
“6’lı masa” söylemi AKP tarafından özellikle dile getiriliyor.
Muhalefeti itibarsızlaştırmak için bunu kullanıyor.
Milletin kaderini belirleyeceği 2023 seçimlerinde, muhalefetin Millet İttifakı adı altında seçime girmesi istenmiyor!
Hatta bu tuzağa Millet İttifakı’nın liderleri bile düşüp 6’lı masa deyince, amaçlarına ulaşmış oluyorlar.
Bundan sonra Cumhur İttifakı’nı oluşturan partilere 3’lü masa mı diyelim?
Hatta dışarıdan destek veren partilerle birlikte 3+4+1+1’li masa mı diyelim?
Ne diyelim?
Ben Millet İttifakı demeyi tercih ediyorum.
“6’lı masa” diyerek Milleti yok saymayalım…
AKP, 7 Haziran- 1 Kasım 2015 seçimleri sonrası başlattığı yeni açılım ile bugüne kadar ayakta kalabildi.
ABD 2015’te; AKP’de duraklama yaşandığını görünce, açılım süreçlerini durdurup yerli ve milli söylemi ile yola devam etmesini sağladı.
AKP, Türkiye’deki seçmen ana damarının, vatanın bütünlüğünden milletin birliğinden yana olduğunu ancak kendisini dindar muhafazakâr zannettiği için oy verdiğini anladı.
Federatif anayasanın önündeki en büyük engel olan bu seçmen kitlesi Türkiye seçmeninin % 99’una karşılık geliyordu.
Aynı çizgide gitse bugün AKP diye bir parti kalmazdı ve ABD’nin BOP’u deşifre olurdu.
Tabi ki eşbaşkanı da…
AKP, 2015’ten sonra da kendisinin istediği federatif düzeni, muhalefet getirmeye çalışıyor algısını vermeye başladı.
Elbette Türkiye solu 100 yıl önce gömleği yanlış iliklediği için içinden bazılarının dillendirdiği ana dil ve özerklik vb. söylemler öne çıkarılır oldu.
Oysaki ABD emperyalizmi, 2002’den beri Türkiye’de ve Ortadoğu’da ulus devletleri parçalama görevini
PKK/KCK’dan alıp “İhvan-ı Müslimin” örgütüne vermişti.
PKK/KCK ile yapamadığı bölmeyi İhvan ile devam ederek yol aldı ve bugün gelinen noktada ABD emperyalizmi, AKP ile dereyi geçmektedir…
Bu parçalanma sürecinde ABD’nin bu yetkiyi, muhalefete vermesi mümkün değildir.
Tüm bunlara rağmen AKP’nin seçimi kazanma olasılığı asla mümkün değildir.
Dolayısıyla seçimin normal olarak önümüze geleceğini de düşünmüyorum!
Ne Türklüğü kaldıracağız söylemi ne de özerklik açıklamalarının muhalefet eliyle gerçekleşmesini beklemeyin!
Çünkü ABD emperyalizmi, muhalefetin tabanına asla güvenmez!
