Antalya Diplomasi Forumu(ADF), 11-13 Nisan’da Belek’te gerçekleştirildi. NEST (Kuş Yuvası) Kongre Merkezi’nde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açılış konuşması ile başladı.
Hani göçmen kuşlar gelir, eş arar sonra da eşi ile yuvalarını yaparlar ya işte o neden ile adı NEST olmuş! Hal böyle olunca da Forum da aynı mantık ile işliyor. Ülkeler anlaşıyor, kuş misali yuvalar kuruyorlar! Tabi ki bu yuvaların sınırlarını, BOP görevlileri çiziyor!
Eski başbakan ve cumhurbaşkanları dahil 22 devlet başkanı, 70’i aşkın bakan ve 450’ye yakın temsilcinin katıldığı açıklandı.
Doğu Avrupa, Ortadoğu, Afrika, Kafkasya ve Güney Asya ülkeleri katıldı. Avrupa’nın başat devletleri olan İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya yok. BOP’ta görevli olan İhvan ile yönetilen, Ortadoğu ve Afrika ülkeleri ise çoğunlukta görünüyor.
Forum’un görünen yüzü Suriye, İsrail ve Gazze olarak yansıyor. Ancak BOP görevlilerinin aldığı kararları, tüm katılımcıların kabul etmekten başka çareleri yok. Çünkü katılan ülkelerin gerek iç gerekse dış politikalarını, ABD belirliyor!
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı bir TV programında, İsrail ile teknik temasın olduğunu söylemesi ve Azerbaycan üzerinden bu görüşmenin yapılmış olması bunun göstergesidir.
Suriye, Filistin ve Gazze’de, ABD’nin dışında söz sahibi olan bir ülke var mı? İran dışında hangi Müslüman ülke, Suriye ve Gazze parçalanırken BOP güçlerine karşı durdu?
ABD İsrail’e istediği zaman istediği silahı gönderebiliyorken, Türkiye Gazze’ye insani yardım bile sokamıyor. Dolayısıyla iktidarın ve Müslüman ülkelerin Suriye, Gazze ve Filistin konusunda, samimi olduklarını gösteren bir icraatları yok.
9 Nisan’da Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Gazze’deki Filistinlileri kabul edeceklerini açıkladı. Herkes 10 Nisan’da TBMM’de yaptığı konuşmasına bakarak alkışladı ancak BOP görevlilerinin Gazze’yi boşaltma planına verdiği desteği görmedi!
Forum’un başladığı gün Netanyahu da Gazze için önemli bir açıklama yaptı. Netanyahu, gönüllü olarak göç edecek Gazzelileri kabul etmek üzere iki büyük ülke ile müzakerelerin sürdüğünü söyledi.
Katliamdan geriye kalan bir avuç Gazzeliyi alacak ülkelerin başında Endonezya var. Netanyahu’nun söylediği ikinci büyük ülkeyi de yakında duyarız!
İran resmi haber ajansı İRNA ve Ermenistan Savunma Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre İran-Ermenistan sınırının her iki tarafında ortak tatbikat yapıldı. 9-10 Nisan yapılan tatbikatın amacının, karşılıklı sınır güvenliğini sağlama olduğu açıklanmıştı. Tatbikatın forum öncesi yapılması da dikkat çekiciydi.
Ermenistan, Azerbaycan ile yaşadığı sorunlar nedeni ile böyle davranıyor olsa da İran ile birlikteliği pamuk ipliğine bağlıdır!
Forum’da Kafkaslardan gelen Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan ile İran’ın BOP’a direnişi mutlaka konuşulmuştur. Ayrıca Rusya’nın Kafkaslardan kesin olarak çıkarılması da gündemlerindedir.
Bölgede BOP’a direnen tek Müslüman ülke olan İran’ın parçalanması sonucu, bir parça toprak ya da AB üyeliği, Ermenistan’ın İran’dan kopmasına yeter!
Sonuç olarak Azerbaycan ve ADF’nin görüşmelerinin, basına yansımayan ana konularından biri Gazze’nin boşaltılmasıdır. Bir diğeri de İran’ın BOP’a direncinin nasıl kırılacağıdır.
ABD’nin İran İle Dolaylı Görüşmesi
12 Nisan Cumartesi günü Umman’da ABD-İran görüşmesi gerçekleşti. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ABD Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un başkanlığındaki görüşmelerin, yapıcı bir atmosferde geçtiği açıklandı.
Heyetlerin ayrı ayrı salonlarda olduğu ve Umman Dışişleri Bakanı Bedr el-Busaidi aracılığı ile mesajlaştıkları açıklandı. Görüşmelerin haftaya devam edeceği de eklendi.
Görüşme öncesi Arakçi “Biz bu görüşmelere gerekli ciddiyetle katıldık. Hedefimiz, eşit koşullarda adil ve onurlu bir anlaşmaya varmak. Eğer karşı taraf da aynı yaklaşımı benimsemişse, inşallah başlangıç niteliğinde bir uzlaşma için bir şans olacaktır; bu da müzakere sürecine zemin hazırlayabilir” diyerek görüşmelere başlamıştı.
Ancak ABD’den adil, onurlu ve eşit bir anlaşma beklemek hayaldir. İran ya ABD’nin şartlarını kabul edip yeni bir anayasa ile parçalanmaya gider ya da iç kargaşa ile aynı sonucu yaşar.
İran elindeki tüm nükleer çalışmaları ve elde ettiği ürünleri, ABD’ye teslim etse bile bu sonuç değişmeyecektir...