1. Perde
Rusya Ukrayna savaşı başladığında, Rusya kazanır diyenler şimdi de kazandı diyorlar. Topraklarını sürekli kaybeden Rusya nasıl kazanmış olabilir! Baştan yalan üzerine kurulmuş bir oyun oynanıyor.
Komedyen, dizi film oyuncusu Zelensky ile tecrübeli emlakçı Trump, Beyaz Saray’da bir araya getiriliyor. Komedyen oynadığı dizi sayesinde, emlakçı da hangi ülkeye nasıl çökülür çok iyi bildiği için devlet başkanı seçilmiş! İkisi de mesleğinin zirvesinde ve çok iyi rol yapıyorlar.
ABD’yi, seçilen başkan yönetmez, ABD’nin en güçlü tekelleri yönetir! Kim, nerede, ne konuşacak bellidir. ABD tekelleri izin vermeden, Oval Ofis’in bir tek fotoğrafı bile yayınlanamaz.
Ne Trump deli ne de Zelensky kovuldu! Rusya’yı, barış gücüne ve ABD’nin değerli madenlere çökmesine, ikna için bir tiyatro oynandı!
ABD ne Avrupa’ya desteğini kesti ne de Rusya ile müttefik oldu. Bu durum emperyalizmin doğasına uymaz! Çünkü emperyalizmi, kan ve savaş besler...
2. Perde
İsrail Suriye’ye, Türkiye de İsrail’e yönelik sıkça açıklama yapıyor. İsrail, PYD üzerinden mesaj gönderince iktidar da cevap veriyor. Elbette Colani de PYD’ye ve İsrail’e, söz söylüyormuş gibi yapıyor. Oysaki İsrail BOP’ta görevli olanların yardımcısı. Bunu herkes biliyor.
İsrail, Şam’a 20 kilometre kala çadır kurmuş, daha doğrusu İsrail yeni sınırlarına ulaşmış bekliyor. KCK’nin Suriye kolu PYD, Suriye Milli Ordusu’na katılma kararı almış, bize de KCK silah bırakacak deniyor!
Lazkiye’deki çatışmaları Alevilere indirgemek de yanlıştır. Çatışmalar Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olanların son direnişidir. Suriye’yi parçalayanlar, çatışmaları mezhepler üzerinden sürdürerek ayrışmaları derinleştiriyorlar.
Diğer yandan Lazkiye’de yaşatılan zulüm ile halka ya Türkiye ya İsrail himayesi dedirtiliyor! Suriye’nin toprak bütünlüğü iddialarının artık bir anlamı yok.
İsrail askeri, Şam’a 20 kilometre mesafede! Düşünün; düşman Polatlı’yı da geçmiş, Yeni Mahalle’ye gelmiş! Hâlâ başkentten bahsediliyor! İsrail Şam’ı işgal etmiş, ses çıkaran yok!
Yeni Suriye, Anayasa Hazırlık Komitesi üyesi İsmail El-Halfan, Rudaw’a verdiği röportajda, anayasa taslağında “idari özerklik” konusunun masada olduğunu ancak “merkezi yönetim sistemine” sadık kalınacağını açıkladı!
Anayasa taslağı yakında açıklanacak. Hem merkezi yönetime sadık kalınıp hem de özerklik nasıl olur derseniz, Irak Federal Devleti’ne bakın!
3. Perde
Bölgede Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi’ne (GOKAP) direnen kalmamış, pandemi bahanesi ile ekonomiler sıfırlanmış, rejimler değişmiş, ülkeler parçalanmış. Dünün terör örgütleri aklanmış, ABD’ye direnen kim var ise terör örgütü ilan edilmiş.
Böyle bir dönemde, KCK terör örgütü elebaşının yaptığı açıklama için herkes bir şey söylüyor. KCK’nin Türkiye, İran, Suriye ve Irak’ı parçalayarak devletçik kurma ideolojisini bilmeyen yoktur. Hal böyle olunca, açıklanan metin üzerine yapılan konuşmaların bir anlamı da yoktur...
Irak yeni anayasa ile federasyona geçti. Sıra Yeni Suriye’dedir. İran’ın içinde benzer talepler ile başa getirilen Pezeşkiyan, yakında ABD desteği ile bu dönemi başlatacaktır. Türkiye’de benzer talepler bazen iktidarın içinden bazen de gücü elinde tutanlar tarafından dillendirilmektedir.
Türkiye’yi tehdit eden bu gelişmeler yaşanırken, çok tehlikeli kanunlar da meclisten geçip gitmektedir. Gerek İklim Krizi Kanunu gerekse Siber Güvenlik Kanunu bunların başındadır.
Her iki kanun, ABD emperyalizminin tekellerini güçlendiren kanunlar olacaktır. Avrupa ülkeleri Paris İklim Krizi Anlaşması’nı, meclislerinde yasalaştırırken tarım ve hayvancılık sektörünün ciddi tepkisini almıştır. İmzalamayan ülkelerin neden imzalamadığı bile sorgulanmıyor.
Tarım ve hayvancılığımızı, ABD tekellerine bağlayacak bu kanunu, milletimiz duymadı bile!
Siber Güvenlik Kanunu da benzer endişeleri taşımaktadır. Bu kanunun, ön hazırlığı 2022’de yasalaşan basın kanunundaki değişikliklerdir. Ancak o değişikliğin, bu kanun yanında masum kaldığını düşünen çok ciddi bir kitle var.
Haksız değiller. Siber Güvenlik denince akla yapay zekâ gelmektedir! Bugün yapay zekanın tekelleri, ABD’nin tekelleridir! Ne özel hayat ne de kurumsal bağımsızlığın, bir anlamının kalmayacağı bir yasadan bahsediliyor.
Son söz, iktidarından muhalefetine kadar herkes milletimizi düşünüyor ise bu yasalara dur demelidir. Zararın neresinden dönülse kârdır...