2023 tüm partilerin son seçimi olabilir
Hazırlıklı oldukları her hallerinden belli olan iktidar medyası ise ana tema olarak, HDP’nin kapatılmasını dillendiriyor.
Ancak HDP’nin kapatılmasının seçimlerden önce mi yoksa sonra mı olması noktasında kararsız oldukları anlaşılıyor.
Daha da açığı iktidar seçimlerde, % 50+1 için ne yapması gerekiyorsa onu yapacak görülüyor.
HDP ise Anayasa Mahkemesi’nin kararına karşılık olarak cumhurbaşkanı adayı çıkaracağını açıkladı.
HDP’nin de içinde olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı ise henüz bir açıklama yapmadı.
Her ne kadar EMEP ve TİP, Cumhur İttifakı’nın karşısında ortak adaydan yanayız gibi bir açıklama yapsa da net bir açıklama gelmedi.
Kendini sol, sosyalist, Marksist, devrimci olarak adlandıranlar, somut şartların somut tahlilini yaparken terazileri emperyalizmdir.
Eğer arkasında ABD emperyalizminin kapı gibi durduğu Cumhur İttifakı ile arkasında sadece milletin durduğu Millet İttifakı’nı ayırt edemiyorsan terazin bozuk demektir.
Bir programı olmamakla suçlanan Millet İttifakı’nın, parlamenter rejime sahip çıkışı, başlı başına bir programdır!
Türkiye’de ve Ortadoğu’da, ülkeleri parçalayan, rejimleri değiştiren, iktidar ve arkasındaki ABD emperyalizmi değil midir?
Eğer terazin doğru tartıyorsa arkasında emperyalizmin olmadığı tüm kesimlerin bir araya gelmesi için mücadele edersin.
Hatta Millet İttifakı seni içine almasa, gidin başımızdan ayrı aday çıkarın dese bile aday çıkarmazsın.
Yaklaşan seçim sadece Türkiye’nin değil Ortadoğu’nun da kaderini etkileyecektir.
İktidarın tekrar kazanması durumunda, koltuğunun altında bekleyen McKinsey anayasası hayata geçecektir.
Devamında da bugünkü siyasi örgütlenme biçimi ve iktidar dahil tüm partiler bir daha asla geri gelmemek üzere yok olacaktır.
Emeğin ve pazarın birliği ancak ülke bütün kalırsa sağlanır!
Bunun yolu olarak da bugün Millet İttifakı’nın parlamenter rejime dönüş çağrısına sahip çıkmaktan başka yol yoktur…
