Ekrem İmamoğlu dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nı hedef gösterme suçundan 7,5 yıla varan hapis istemiyle yargılandığı davada hakim karşısına çıktı.
Duruşma salonu tıklım tıklımdı.
Onu desteklemeye gelenler, “Türkiye seninle gurur duyuyor”, “Her şey çok güzel olacak”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları attı.
★★★
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız da X’te yayınladığı mesajda bu sloganlara ve alkışlara tepki gösterdi.
İsim vermeden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “yüz kızartıcı suçlar” nedeniyle yargılandığını belirterek, şunları kaydetti:
“Görevi kötüye kullanma, resmi evrakta sahtecilik, rüşvet, ihaleye fesat karıştırmak, edimin ifasına fesat karıştırmak, irtikap, zimmet, dolandırıcılık, hileli iflas gibi suçlar yüz kızartıcı suçlardır. Bu tip suçlama yapılan politikacılar eskiden hakim huzuruna veya kamuoyu önüne çıktığında biraz utangaç, çokça mahcup olarak yere bakarlardı. Şimdi maşallah... Sloganlar, zılgıtlar, alkışlar...”
★★★
Suçluysanız başınızı öne eğersiniz...
Mahçubiyetiniz her halinizden belli olur.
Ama suçlu değilseniz...
İftiralarla özgürlüğünüz kısıtlanıyorsa...
Yargılandığınız davaların kumpas olduğunu yedi düvel biliyorsa...
Aslanlar gibi dik durursunuz...
Çünkü utanacak, sıkılacak bir şeyiniz yoktur.
Herkes de sizi alkışlar, destekler...
Bu; Üç Fidan’ın idama mahkum edildiği davalarda da Ergenekon, Balyoz gibi kumpas yargılamalarında da böyle oldu, bundan sonra da böyle olmaya devam edecek.
Masumlar değil, masumları yargılatanlar ya da buna seyirci kalanlar utanacak.
★★★
Ama diyelim ki MHP’li üç milletvekili gibi VIP salonlarını kullanarak Katar’dan Türkiye’ye bavullar içinde kaçak altın getirirken yakalandınız...
Partiniz de bu çamur üzerine bulaşmasın diye istifanızı istedi.
İşte; o zaman, utanır, sıkılır, insan içine çıkamazsınız...
★★★
12 Eylül’den önceki kanlı günlerde İstanbul Ülkü Ocakları’nın Başkanlığı’nı yapan Feti Yıldız, istifa etmelerine rağmen hâlâ parti üyesi gibi davranan bu üç vekil hakkında hiç konuşmadı.
Onların yaptığı rezaletin hesabını sormadı; vekillikten de istifa edip yargılanmalarını istemedi.
Şimdi kalkmış henüz hüküm giymeyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın “utanıp sıkılması gerektiğini” söylüyor.
★★★
Evet, Feti Yıldız...
Ellerindeki öğrenci kanları hâlâ silinmeyenlerin...
12 Eylül’den sonra mafyacılığa soyunanların...
Uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yapanların...
Otoparkları gasp edip masum insanları haraca bağlayanların...
Ve bunların arkasında durup, bu kadro için af yasası bile çıkartanların gerçekten utanması, insan içine çıkamaması gerekir...
Ama burası Türkiye...
Burada taşları bağlayıp, köpekleri salıyorlar...
★★★
Şimdi sizden altın kacakçısı eski vekilleriniz için de bir açıklama bekliyoruz...
Eminim en kısa zamanda yaparsınız!
Dervişin fikri!
Cübbeli Ahmet diye tanınan Ahmet Mahmut Ünlü’yü biliyorsunuz...
Hani; meşhur “Jet Ski”ci Ahmet...
Fuhuş amaçlı kadın ticareti yaptığı gerekçesiyle iki yıla yakın bir süre cezaevinde yatan bu adam, 1999 Gölcük Depremi’nin “zina”dan kaynaklandığını söylemiş ve “Mevlam zina yuvalarını vurdu” demişti.
Bu sözleri yüzünden 2 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırılmıştı,
Ders almamış olmalı ki...
Bu kez Malatya’da bir cami açılışına katılmış ve kayısıyı vuran zirai don olayının nedenini zinaya bağlamış:
“Namaz kılanlar hatta hacca gidenler de zina yapıyor. Ondan sonra ‘Kayısılar yandı’ diye bas bas bağırıyorlar.”
★★★
“Dervişin zikri neyse fikri de odur” diye bir atasözü vardır ya...
Bu adamın durumu da aynen bu...
Pahalı yönetim!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut oturup hesaplamış.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı yılın ilk beş ayında günde 39 milyon 725 bin lira harcamış...
Harcanan para Ocak’ta 1 milyar 779 milyon, Şubat’ta 1 milyar 313 milyon, Mart’ta 542 milyon, Nisan’da 1 milyar 710 milyon, Mayıs’ta 652 milyon lira olmuş...
Saray’ın sadece 1 günde yaptığı harcama, yaklaşık 2 bin 746 emekli maaşına ya da 1.798 asgari ücrete denk geliyormuş...
★★★
Sorum bu işin uzmanlarına:
Dünyada bu kadar pahalıya mal olan bir saray yönetimi daha var mı?
GÜNÜN SORUSU
İBB’ye yönelik operasyon kapsamında tutuklu bulunan İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökçe ile hayatını birleştiren Filiz Kahveci Gökçe’ye, nikah fotoğrafları cezaevi yönetimi tarafından verilmiyormuş...
Sorum, 2025’i Aile Yılı ilan eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a:
Yeni evlenen bir kadından, düğün fotoğraflarını bile esirgemek, aile kültürümüzün neresinde var? Bu tür yasaklarla ailenin korunmasını ve güçlendirilmesini nasıl sağlayacaksınız?