Korkusuz

Yıkanmayın..!

Yıkanmayın..!
İngiltere hükümeti kamu spotu hazırlatıyormuş.

TV’lerde yayınlanmak üzere...

“Fazla Yıkanmayın...”

Şaka değil... Gerçek...

İngiltere vatandaşlarını yıkanmamaları için uyarıyor.

Haftada bir yıkansanız yeter diyor.

Her gün duş almayın diyor.

★★★

Kurban olduğum Allah... Bize bugünleri de gösterdi.

60’larda Türk işçileri Avrupa’nın yolunu tuttuklarında ‘yıkanmamış bunlar... kokuyorlar’ diye ayrımcılık yapan Batı şimdi duş almayın fazla diyor...

★★★

Peki neden?

Sıcak su gitmesin...

Sıcak su demek enerji demek.

Suyu ısıtacak enerjiyi nerden bulacaklar?

Rusya vardı... Şimdi yok...

O yüzden... Kızım duşa çok girme... Oğlum fazla yıkanma...

★★★

Avrupa’nın bu kadar hesapsız kitapsız enerji krizine saplanacağını kimse düşenemezdi.

Bu kadar üniversite...

Bu kadar stratejist...

Dünya’da mühendisliğin nirvanası olmuş duayenler...

Hepsinin mi ağzı dili tutuldu.

Yahu birisi de çıkıp demedi mi ki...

“Agalar... Biz bu nükleer santralleri kapatıyoruz... İyi hoş da bunun yerini neyle ikame edeceğiz?”

“Bizim doğal bir enerji kaynağımız yok...”

“Yenilenebilir enerjiyle bu sanayi tesislerini çevirebilir miyiz?”

Diye kimse sormadı mı yahu.

★★★

Mevzu Almanya’da başladı aslında...

Merkel’den önce kim vardı Almanya’nın başında...

Gerard Şröder...

Alman Şansölyesi...

Naptı Gerard amca...?

Nükleer Santraller’in çevre düşmanı olduğunu ilan ediverdi.

Almanya doğal enerjiye dönmeliydi. Çevresel faktörlere dikkat edilmeliydi.

Nükleer santral gibi tehlikeli enerji kaynakları bir felaket yaratabilirdi.

Tüm Almanya Şröder’in bu söylemleriyle doldu taştı.

Sonra koltuğa Merkel oturdu.

Bir kimya mühendisi...

O daha serin kanlı yaklaşır mı derken... O da bu kampanyaya katılma eğilimi göstermeye başladı.

İşte tam o kararsızlığı yaşandığı günlerde...

Japonyo’da Fukuşima nükleer kazası yaşanmasın mı?

Çernobil felaketini kıyısından atlatmış olan Almanya ayağa kalktı.

Çevreciler... Yeşiller... Sivil toplum birleşti... Topyekün yüklenmeye başladılar.

Nükleer Santralleri kapa...!

Merkel direnemedi.

Çünkü nükleer santrallerin felaket olduğu algısını zaten önceki Başbakan Şröder oturtmuştu.

Bi de Fukuşima olunca... Merkel’e söyleyecek söz kalmadı.

★★★

Birer birer kapatmaya başladı.

Tam 17 Nükleer Santrali elleriyle kapattı Merkel...

Hem de bu enerjinin alternatifini yaratmadan...

Sadece ve sadece bir şirkete bel bağlayarak...

Gazprom...

★★★

Bir Rus şirketi...

★★★

Nihat Genç ağabeyimiz... Yıllar önce Gazprom için ‘yeni Kızılordu’ diye yazmıştı.

Gerçekten modern çağın Kızılordusu Gazprom olmuştu.

Viyana’daki milyon euroluk evinde piyano çalan Hanna kızımızın ayaklarının üşümemesi de...

Devasa ofisinde çalışan Hans abimizin sabahları sıcacık suyla duş almasını da Gazprom sağlıyordu.

Gazprom koca Avrupa’nın kılcal damarlarına kadar girmişti.

Ucuz, hesaplı ve güvenilir enerji.

Avrupa’da konfora alışmış halk bundan başka ne isterdi ki...

★★★

Gazprom Avrupa kamuoyundaki imajını pekiştirmeyi de ihmal etmedi.

Şampiyonlar liginin sponsoru olmuştu.

Gazprom Avrupalı için vazgeçilmez bir çözüm ortağıydı artık.

Ama kimse Rusya faktörünü hesap etmeden...

Kimse yarın öbür gün Rusya ile papaz olur muyuz demeden...

Tek tek nükleer santralleri kapattılar.

★★★

Tek gerekçeleri... Nükleer santrallerin günün birinde sızıntı yapabileceği riskiydi.

Oysa bütün fizik mühendislerine sorun...

Alternatif ‘güçlü’ enerji kaynaklarını yaratmak için de doğaya ve çevreye vereceğiniz tahribat Nükleerden az değildir.

Nükleer santraller üstüne üstlük yüksek güvenlik planlanarak yapılan santrallerdir.

Buna karşın... Başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa Nükleeri çöpe atmaya başladı.

★★★

Geldik bugüne...

Rusya Ukrayna’ya dalınca... Ve tüm batı dünyasında ‘eyvah anneciğim Ruslar’ paranoyası başlayınca...

Akıllarına gelmeye başladı...

Biz nettik demeye başladılar.

Almanya Nükleer Santrallerin kapatılması sürecini askıya aldı... Belçika kömüre dönüyor... Fransa yeniden Nükleer santraller yapmak için düğmeye bastı.

Ama bu kış ne yapacaklarını kestiremediler...

İşte o yüzden İngiltere vatandaşlarına az yıkanın diyor... Koksanız da önemli değil diyor...

Haftada bir yeter diyor...

★★★

Ha bu arada...

Yazıyı bağlamadan...

Nükleer yaygarayı başlatan Gerard Şröder’in başbakanlıktan ayrıldıktan sonra Gazprom’un danışmanı olduğunu
hatırlatayım.

Alman yasalarını bilmem... Ama sadece bu bile yargılanması için yeter de artar bile...