Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

YENİ DÜNYA DÜZENİ

“Yeni Dünya Düzeni” deyince kimileri kızıyor ama...

Lütfen kabul edelim ki “Yeni Dünya Düzeni” bir gerçek...

Yeni Dünya Düzeninde ideoloji yok...

Yeni Dünya Düzeninde sınıf kavgaları yok...

Yeni Dünya Düzeninde düşman yok…

Yeni Dünya Düzeninde savaş yok…

Yeni Dünya Düzeninde vahşi bir eşitsizlik yok…



Yeni Dünya Düzeninde iletişim var...

Yeni Dünya Düzeninde yardımlaşma var...

Yeni Dünya Düzeninde uzlaşma var...

Yeni Dünya Düzeninde yaratıcı zekâ var...

Yeni dünya düzeninde adil paylaşım var…



Yeni Dünya Düzeninde iktidarlar demokrasiye, hukukun üstünlüğü ilkesine, Kuvvetler Ayrılığı prensibine, yargı bağımsızlığına ve insan haklarına saygılıysalar eğer…

Hangi ideolojiye sahip olduklarının, nasıl ve neye inandıklarının hiçbir önemi yok…



Yeni Dünya Düzeninde muhalif olmak:

İşini doğru yapan…

Vicdan sahibi…

Hukukun üstünlüğü ilkesine ve insan haklarına saygılı…

Yargı bağımsızlığı konusunda samimi bir iktidarın başarılı çalışmalarını görmezden gelmeyi gerektirmez…



Köhnemiş, geri kalmış, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde ise insanlar iktidarlara ya da muhaliflere; inanç penceresinden ya da ideolojik ve sınıfsal bakıyorlar...

Köhnemiş, geri kalmış, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde muhaliflerin, bir iktidar (Ya da Bakan) başarılı işler yapmış olsa bile takdir edilmesine tahammülleri yok...

Köhnemiş, geri kalmış, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde iktidarlar da, muhalifler mutlak doğruları söylemiş olsalar bile o doğruları duymamak için ya kulaklarını tıkıyor veya muhalifleri susturuyorlar…



Bu Yeni Dünya Düzeni ne zaman mı kurulacak?..

Söyleyeyim:

İnsani gelişmişlik sağlandığında…

Peki, insani gelişmişlik ne zaman sağlanacak?..

Ya da…

Bir toplumun insani gelişmişliğini gerçekleştirdiği nereden anlaşılır?..



Onu da Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün Saygı Öztürk’le yaptığı sohbetten alıntılayayım:

“Yargı hiçbir yerden ve hiçbir kimseden emir almaz. Yargının emir alacağı tek yer; anayasa ve kanunlardır. Yargı, hiçbir ideolojinin, şu ya da bu grubun değil, sadece hukukun emri altındadır.”…



Eğer bir ülkede yönetenler ve yönetilenler hep birlikte Bakan Gül’ün bu Yeni Dünya Düzeni anlayışına sahip iseler…

Bilin ki o ülkede insani gelişmişlik tamamlanmıştır…

Ya değilseler?..

Cevap:

O ülke ve halkı halen geri kalmış ülke statüsünde patinaj çekiyordur…

BİZLER GAZETECİYİZ...


Bir gazetecinin, bir gazete yöneticisinin, bir köşe yazarının:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı desteklemesi…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sevmesi…

Ve hatta…

Ondan kişisel hayranlıkla söz etmesi en doğal hakkıdır.

Ama…



Bir gazetecinin, bir gazete yöneticisinin, bir köşe yazarının:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaranmak için…

Muhaliflerini aşağılaması…

Muhaliflerinin onurlarını kırması…

Sevenlerinin karşısında küçük düşürmesi…

Çok büyük meslek ve insanlık ayıbıdır.



Hürriyet Gazetesi Genel yayın Yönetmeni ve yazarı Ahmet Hakan’ın siyasi dönüşümleri kendi kişisel tercihleridir...

Eleştirmek abestir…

Ancak…

Ahmet Hakan’ın:

Erdoğan’ın rakiplerini aşağılaması…

Onları sevenlerinin ve taraftarlarının karşısında küçük düşürmesi…

Hem Erdoğan’a…

Hem kurumsal olarak Hürriyet Gazetesi’ne…

Ve hem de…

Birey olarak kendisine zarar vermektir…



Çünkü bizler gazeteciyiz…

Hiçbir siyasetçinin ve siyasi partinin rakibi ya da düşmanı değiliz, olamayız…

KÜÇÜK ERKEK ÇUCUK ARANIR


Hüsmen, karısı bir kız çocuğu doğuran Ramiz’in bakkal dükkânına girmiş…

“Ayrola be yaa” demiş… “İngemin kız çucuk duurmasından memnun olmadın mı?..”

Şaşırmış Ramiz…

“Nerden çıkardın unu be ya?” diye sormuş…

“Te be cemekana ‘küçük erkek çucuk aranır’ diye kâât asmışsın ya…”…



Sahip olduğumuz o kadar çok iktisadi ve siyasi değer varken dışarıdan birilerini aramak…

Umarım olmaz…