Korkusuz

Yalan yere bağırmayın!..

Yalan yere bağırmayın!..
Yıllardır Ege’de Türk Adaları’nın işgaline sessiz kalanlar, kulağının üstüne yatıp lâl olanlar ve hatta Yunan tarafında açık tavır sergilemekten hiç çekinmeyenler, ne olduysa birden Türk Milliyetçisi oldular!..

Kafalarına saksı mı düştü?.. Ak sakallı dedeyi rüyalarında görüp hidayete mi erdiler?.. Bir zamanlar Yunan’ın çanağını yalamaktan hiç utanmayanları seçim korkusu sardı da ondan bu telaşları... “Bir gece ansızın gelebiliriz”in koro şefliğinde savaş çığlıkları atıyorlar!..

Dış politikada hamasete yer yoktur. Onun yerine akıl ve gerçeklik vardır. Yıllardır hep bu çizgiyi takip ettik ve doğruları da söylemeye devam edeceğiz.

Yunanistan’ın Girit Adası güneyinde karasularını 12 mile çıkarmayı planladığı haberleri üzerine, Türkiye’deki görsel ve yazılı basında savaş çığlıkları atılmaya başlandı. Türkiye, 31 Mayıs 1995 TBMM Kararı ile Ege Denizi’nde 6 milin üzerindeki herhangi bir uygulamanın “casus belli” yani savaş nedeni sayılacağını başta Yunanistan olmak üzere tüm dünyaya deklare etmişti.

Şimdi, perdeyi yine aralamaya başlayalım;

Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, “Girit Adası’nın güneyi Akdeniz bölgesi olup karasuları zaten 12 mil olarak uygulanmaktadır. Türkiye’nin karasuları da Akdeniz ve Karadeniz’de 12 mil, Ege Denizi’nde 6 mildir. Ayrıca, uluslararası antlaşmalar ve uluslararası hukuka göre Girit Adası’nın dörtte üçü Türkiye’ye aittir. Yapılan yanlış değerlendirme ve yönlendirmeler ileriki yıllarda Türkiye’yi de olumsuz olarak etkileyecektir “diyor.

★★★

Ve, her zaman olduğu gibi belgeleri ortaya döküyor Ümit Yalım;

-Dünya üzerindeki okyanus ve deniz sınırlarının belirlenmesi Uluslararası Hidrografi Örgütü (İHO) tarafından belirlenmektedir. 1921 yılında kurulan İHO, okyanus ve denizlerin adları ile sınırlarını 1929, 1937 ve 1953 yılında yayınladığı belge ve haritalarla tüm dünyaya duyurmuştur. İHO, 1986 ve 2002 yılında taslak sınırlar yayınlamış olmakla birlikte halen yürürlükte ve geçerli olan yayın 1953 tarihli yayındır. Türkiye, İHO’ya 1969 yılında üye olmuş ve İHO faaliyetlerinde Türkiye’yi temsil etme yetkisi Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı’na (SHOD) verilmiştir.



-İHO’nun 1953 tarihli SP 23 dokümanına göre Türkiye’nin Marmaris kıyılarından başlayan Ege Denizi’nin güney sınırları, Rodos Adası’nın batı kıyıları, Kerpe Adası’nın orta kısmı ile kuzey ve batı kıyıları, Çoban Adası’nın güneyi, Girit Adası’nın kuzey kıyıları, Küçük Çuha ve Büyük Çuha Adası’nın içinden (ortasından) geçerek Mora Yarımadası’na bağlanmıştır.

Metin kısmında ismen ve coğrafi koordinatlar ile tarif edilen Ege Denizi güney sınırları dokümanın son bölümünde yayınlanan harita ile gösterilmiştir. Haritaya göre, Ege Denizi’nin güney sınırı, Girit Adası’nın kuzey kıyılarından geçmekte olup Girit Adası Akdeniz’dedir.



-İHO’nun 2002 yılında yayınladığı taslak dokümanda bazı değişiklikler yapılmakla birlikte Girit Adası bölgesindeki sınırlar 1953 dokümanı ile aynıdır.

İHO’nun yürürlükte olan 1953 dokümanı ile 2002 yılında yayınladığı taslak dokümanda Girit Adası Akdeniz’dedir. Girit Adası’nın kuzey kıyısı Ege‘de, doğu, batı ve güney kıyıları Akdeniz’dedir.

-Türkiye’nin Ege Denizi’ne kıyısı olan bölgelerde karasuları 6 mil, Akdeniz’e kıyısı olan bölgelerde karasuları 12 mildir. Aynı şekilde, Girit Adası’nın Ege Denizi’ne kıyısı olan kuzey bölgesinde karasuları 6 mil, Girit Adası’nın Akdeniz’e kıyısı olan doğu, batı ve güney bölgelerinde karasuları 12 mildir.

 

Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı’nın (SHOD), Uluslararası Hidrografi Örgütü’ne 3 Aralık 2010’da gönderdiği ve deklare ettiği haritada Ege Denizi’nin güney sınırları Girit Adası’nın güney kıyılarından geçirilmiştir. Anılan haritaya göre de Girit Adası’nın Akdeniz’e kıyısı olan güney bölgesindeki karasuları 12 mildir.



★★★

Peki, yandaşların yüksek perdeden bu efelenmelerinin hikmeti ne?.. Ümit Yalım, yanıtlıyor;

-Görsel ve yazılı basında emekli askerler, akademisyenler ve gazeteciler tarafından gündeme getirilen, “Girit güneyinde karasularının 12 mile çıkarılması savaş nedenidir” söylemleri doğru olmayıp halkla ilişkiler ve kamu diplomasisi çalışmalarıdır. Böylece, Türkiye tehdit altındaymış gibi gösterilerek, siyasi iktidarın kuvvet kullanması için ortam sağlanmaktadır. Türkiye ile Yunanistan arasında birçok sorun vardır. Ancak bu sorunların diplomasi yolu ile çözülmesi mümkündür.

-Uluslararası antlaşmalar ve uluslararası hukuka göre Girit Adası’nın dörtte üçü Türkiye aittir. Türkiye uluslararası kuruluşlar nezdinde girişimde bulunarak Girit Adası üzerindeki egemenlik haklarını yeniden tesis etmelidir.

-Ayrıca, Türkiye 2019’da BM’ye deklare ettiği Doğu Akdeniz Kıta Sahanlığı sınırlarını batı istikametinde genişletmeli ve Girit Adası’ndaki egemenlik haklarından kaynaklanan kıta sahanlığı sınırlarını yeniden düzenlemelidir.

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.