Korkusuz

Utancın fotoğrafı...

Utancın fotoğrafı...
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin yapılacak olan ilk seçimde gençlerden istedikleri oranda oy alamayacağını görüyor. Bu yüzden sık sık gençlere ulaşmaya ve sempati toplamaya çalışıyor. Erdoğan, cuma gecesi de bu amaçla bir etkinlik düzenledi ve bir grup gençle sohbet etti. Erdoğan’ın sohbetinin başlıca konuları Kanal İstanbul ve akademik özgürlüktü.

ÜNİVERSİTE Mİ KALDI!

Erdoğan, karşısında oturan ‘seçilmiş  gençler’e  üniversitelerde akademik özgürlük problemi olmadığını anlatıyor, neredeyse tüm TV’ler bu sözleri canlı yayımlıyordu. Oysa ki; gerçek hiç de Erdoğan’ın anlattığı gibi değildi. Üniversitelerde bırakın akademik özgürlüğü, en küçük özgürlüğün bile kırıntısı kalmadı! AKP üniversiteleri her anlamda bitirdi!



İşte en somut örnek:

Erdoğan’ın TV’de yaptığı konuşmanın üzerinden henüz 24 saat bile geçmedi ki; dünyanın en saygın kurumları arasında yerini alan Boğaziçi Üniversitesi’nin kapısına bir kez daha kilit vuruldu. AKP’li Melih Bulu’nun atanmasının üzerinden 7 ay geçmiş olmasına rağmen protestolar dinmedi. Bulu, cumartesi günü de protesto edileceğini öğrenince, etkinlik  öncesi  kapılara kilit vurdurdu, öğretim görevlilerini de öğrencileri de okula aldırtmadı. “Boğaziçi’ni dünyada ilk yüze sokacak” denilen Bulu, öğrencileri ve öğretim görevlilerini okula sokturtmayarak tarihe geçti!

 BU FOTOĞRAFI UNUTMAYIN!

Tepkiler yüzünden Etiler’deki merkez kampüse gelemeyen ve Kandilli’deki binayı kullanan sözde Rektör Melih Bulu’nun yol açtığı bu rezaleti Cem Say, Can Candan ve Ayfer Bartu’nun da aralarında olduğu onlarca akademisyen sosyal medya hesaplarından duyurdu.

Bilindiği üzere, AKP’li Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi’ne hiçbir akademik yeterliliği olmamasına rağmen sadece siyasi kimliğinden dolayı atandı. Erdoğan’ın “Üniversitelerde akademik özgürlük sorunu yok’’ dediği gecenin hemen ertesinde ise AKP’den ve AKP’nin atanmış  rektöründen geriye bu fotoğraf kaldı: Üniversitelerine alınmadıkları için kilitli kapının karşısında bekleyen akademisyenler ve öğrencileri...

Siz ona ‘akademik utancın fotoğrafı’ da diyebilirsiniz...

Tayyip Erdoğan bari gemi kaptanlarını dinlesin...


Erdoğan’ın cuma gecesi yaptığı sohbette dile getirdiği konulardan biri de Kanal İstanbul’du. Erdoğan, Kanal İstanbul’a ilişkin gerçek olmayan bilgiler veriyor, kanalın yapımıyla birlikte İstanbul Boğazı’ndaki güvenliğin de artacağını söylüyordu.

Oysa ki; bu bilgi de doğru değil. Önceki gece TV 100’de katıldığım Sağlı-Sollu programında da anlattım. Kayda geçmesi için sizinle de paylaşmak istiyorum.

 ÖNEMLİ UYARI

Kanal İstanbul tartışmalarının başladığı günlerde sohbet ettiğim bir gemi kaptanı, ‘’Bu kanal yapılmamalı. Yapılırsa orada en fazla kayıkla gezebilirsiniz. Hiçbir şirket, gemisini yapay kanala sokmaz. Hiçbir kaptan da bu kanala girmeyi tercih etmez. Çünkü, uluslararası sigorta acenteleri, yapay kanallara giren gemilere sigorta yapmak istemez” dedi.



Ardından da şöyle konuştu:

“Ben 17 yıldır uluslararası sularda yüzüyorum. Kullandığım gemi 60 bin ton yük taşıyor. Tecrübeme dayanarak söylüyorum. Bunları lütfen TV’lerde anlatın. Karadeniz’den akıntı güçlü olur. Karadeniz’den Kanal İstanbul’a giren gemiyi rotasında tutamazsınız. Geminizi rotanızda tutmanız için, sizin de arkadan bir gemiye halatla bağlanmanız gerekir. Yoksa akıntıya kapılıp sürüklenirsiniz. Böyle bir durumda demir de atamazsınız. Çünkü zemin beton olacağı için demir tutmaz. Tutsa bile betonu parçalar. Bu da kanalın çökmesine yol açar.”

 LÜTFEN KULAK VERİN...

Evet biliyoruz, Erdoğan bilim insanlarını, akademisyenleri, muhalefet partilerini, çevrecileri, mimarları, mühendisleri dinlemiyor. Bildiğinde de ısrar ediyor. Bari bir kereliğine bu işin ‘’gerçek uzmanı” gemi kaptanlarına kulak versin ve Türkiye kaynaklarını heba etmesin...  Üç – beş yandaş cebini dolduracak diye, güzelim ülkemizin doğası ve çevresi Kanal İstanbul saçmalığıyla yok edilmesin...