Ekonomist Atilla Yeşilada, Merkez Bankası’nın sıkı para politikasının devam edip etmeyeceği tartışmalarını değerlendirirken 1980’deki 24 Ocak kararlarını hatırlattı.

Yeşilada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2027 seçimlerine kadar ekonomiyi serbest bıraktığını ancak yapısal reformlara dair net bir hazırlık olmadığını belirtti. Vergi düzenlemesi, eğitim ve kıdem tazminatı gibi konularda adım atılmamasına dikkat çeken Yeşilada, “Seçim öncesi radikal kararlar alınmazsa ekonomik sorunlar daha da derinleşir” dedi.

GIDA ENFLASYONU VE TARIMDAKİ ÇIKMAZ

Yeşilada, Türkiye’de enflasyonun kalıcı sebeplerinden birinin tarım üretimindeki yetersizlik olduğunu vurguladı: “Tarım üretimi yılda yalnızca %1 artıyor. Buna rağmen nüfus ve 55 milyon turistin talebi eklenince fiyatlar kaçınılmaz olarak yükseliyor.” Marketlerdeki yüksek fiyatların tek sebebinin aracıların değil, tedarik zincirindeki maliyetler olduğunu belirten Yeşilada, et ithalatına bağımlı hale gelen Türkiye’de hayvancılık ve meracılığın bitme noktasına geldiğini de sözlerine ekledi.

ŞEHİR HASTANELERİ VE SAĞLIKTA YÜKSELEN RİSK

Kent hastaneleri projesini “çok aptalca bir model” olarak nitelendiren Yeşilada, bu tesislerin şehir merkezlerinden uzak ve yüksek işletme maliyetleriyle bütçe için büyük bir yük oluşturduğunu söyledi. 2025 yılında 71 milyar lira ödeme yapılan şehir hastanelerinin bütçe için ciddi bir risk olduğunu savunan Yeşilada, küçük ve erişilebilir devlet hastanelerinin daha işlevsel olacağını ifade ederek, “Sağlık hizmetleri Türkiye’nin başına büyük bela olacak” uyarısında bulundu.