Korkusuz

Ümit hoca nereye koşuyor?..

Ümit hoca nereye koşuyor?..
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, sığınmacılar sorunu ile ilgili yaptığı çıkışlarla siyaset gündemini peşinde sürüklüyor...

Ümit Özdağ’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu düelloya davet etmesinin ardından yaşanan gelişmelere ilk büyük tepki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den gelmişti. Bahçeli, Ümit Özdağ hakkında, “Türkiye’miz maksadı bulanık, meşrebi buruşuk, meselesi bunalım çıkarmak olan müflis odaklar eliyle karanlık bir ortama sürüklenmek, kavga ve kargaşa iklimine sokulmak istenmektedir” diye konuşmuştu. Ümit Özdağ ise Bahçeli’nin bu sözlerine karşılık “Bahçeli, bana meşrebi bulanık demez” diyerek MHP Genel Başkanı ile doğrudan kavgaya girmemeyi tercih etmişti.

Devlet Bahçeli, partisinin dünkü Meclis grup toplantısında vitesi iyice yükseltince siyaset kulislerindeki toz duman katsayısı arttı. Bahçeli, “İçişleri Bakanımıza saldırmak su katılmamış edepsizliktir, hainlere yol açan, yol gösteren densizlik ve terbiyesizliktir. İçişleri Bakanımıza ismiyle hitap edip erkeklik hatırlatması yapan ve aklınca meydan okumaya kadar işi götürenler öncelikle hangi melanetin ümidi, hangi kumpasın figüranı olduklarını düşünmeliler” dedi. Özdağ, polemiği arttırdı, sosyal medyadan “MHP’nin kuruluş sürecine/ilkelerine küfreden sahip çıkan zihniyeti Türk milliyetçileri değerlendirecektir. Herkes bilmelidir ki ucunda ölüm olsa da Türkiye’nin örtülü işgaline karşı direneceğim” diye yazdı.

★★★

Şimdii, gelelim siyasi kulislere:

İddiaların ardı arkası kesilmiyor. Sizlere, çok ince delikli süzgeçten geçirdikten sonra aktarmaya gayret edeceğim. Ümit Özdağ’ın rüzgarı arkasına almasıyla birlikte bundan sonraki süreçte “sığınmacılar” sorunundan çıkıp rotayı, eleştiri oklarını tamamen önce İYİ Parti sonrada CHP’ye çevireceği iddialar arasında. Denilen o ki; “Ümit hocaya özellikle İYİ Parti konusunda çok bilgi yağıyor”... Siyasi gözlemciler, Özdağ’ın çıkışlarının en çok İYİ Parti’yi ve CHP’nin ‘ulusalcı” kesimin etkileyeceği görüşünde neredeyse hemfikir...  Zafer Partisi’nin oy potansiyeli ile ilgili yapılan tahminlerde, vaktiyle, Cem Uzan’ın Genç Parti ile yaptığı çıkışları hatırlatıp, “Şu anda en az yüzde 3, böyle giderse yüzde 7’yi çok rahat bulur” iddiasında bulunanlar var..

İnce elekle süzgeçten geçirilmiş diğer iddialar ise şöyle:

-Ümit Özdağ’ın gözü MHP Genel Başkanlığında. Oraya doğru çok emin ve sağlam adımlarla ilerliyor.

-Zafer Partisi, Muharrem İnce’nin Memleket Partisi ile ittifak halinde seçimlere girecek. Bu ittifakın Cumhurbaşkanı adayı da Muharrem İnce olacak.

Dedik ya, bunların hepsi siyasi kulislerde dile getirilen iddialardan ibaret. Ama, ben de derim ki; siz esas, merhum Bülent Ecevit’in yakın çalışma arkadaşlarından eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel’in Zafer Partisi’ne transferine odaklanın. Bence, işin sırrı orada !.. Deriin bir gizem var orada. O, deriin sırrı çözebilenler, siyasetin geleceği ile ilgili daha doğru tahminlerde bulunabilirler.

İç siyasetteki kulis faslını, 6’lı masanın paydaşlarından DEVA Partisi ile tamamlayalım:

Ali Babacan’ın DEVA Partisi’nde peş peşe gelen istifalar ile iç huzursuzluğun giderek tırmandığı konuşuluyor. Babacan’ın çok yakın bir kurmayından duydum; Ali Babacan, “Bizim 2023’de iddiamız yok. 2028’e hazırlanıyoruz” diyormuş...

★★★

Siyasetin kavgasından, hararetinden ister istemez yazılarımızın içeriği de sert oluyor. Yazdıktan sonra tekrar okuduğumda ben bile bunalıyorum. Ege’de işgal edilen adalarımız, Türk toprakları konusunda yıllardır süren amansız mücadelemizi en iyi okurlarımız biliyor. Birazcık da olsa duyguya yer verelim isterseniz... Gerçek siyaset ve devlet adamlarında olması gereken üsluba da örnek olsun.  Benim için efsane olan eski Milli Eğitim Bakanı Ali Naili Erdem beyefendinin “UZAKTA KALAN” şiiri:

Balıkçı motorlarına takılıyorum hep,

Bir hasretlik sarıyor dünyamı,

Bırakıp geldiğimiz denizlerde dolaşıyorum,

Sanki bizim olmuş yeniden o yerler,

Şaşırıyorum.



Bir göçmen kuş uçar kaleden,

Kanatları kana bulanmış,

Molva’nın sularına düşer gölgesi,

Aydınlığın ışıkları solmuş, sararmış.



Bazen Allahuekber’de bir şehit yüreği,

Bazen Hazar’ın gün doğusundayım,

Al bir atın üstündeyim yalın kılıç,

Şahin bakışlı alperenlerle el ele,

Ümmet’i Muhammed’in kaygısındayım.



Yedi düvelin hünkârıyım ben,

Mevlânâ, Yunus’u biçareyim,

Taştan ses çıkar, sır çıkmaz bizden,

Ben Anafartalar’da Mustafa Kemal’im.



Teknelerin sesinde her yaz,

Anılar düşer aklıma yanarım,

Varır Tuna boylarına akıncılarım,

Ferman buyrulsa da ölümüme,

Estergon Kalesi’nde dalgalanan bayrağım.



Işıklar vurur denize adaların,

Gidemem, kahrolurum,

Çırpınır sahilde dalgaların hüznü,

Yetim ağlamasına benzer ümitler,

Söyleyemem yutkunurum.



Hasret kapıları çoğalır öbek öbek,

Ayrı kalan adalarım geçer inleyerek,

Bakakalırım teknelerin ardından,

Kâh Viyana kapılarında bir yarım sevdayım,

Hislenirim yelkenleri atlastan gemilerin ardından,

Kâh İnebahtı’da bir muhteşem mevtayım.



Ege kıyılarında ben her yaz,

Gurbette kalan vatanımı sorarım,

Çözülür içimdeki hicranlı düğümler,

Adalar bir ilahi gibi hasretliğini söyler,

Bense ağlarım.

★★★

Değerli büyüğüm Ali Naili Erdem, içi kan ağlayan Türk milletinin milli hislerine ne kadar güzel tercüman olmuş. Eline, yüreğine sağlık...

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.