Türkiye’nin meslek ilkelerine en bağlı iki gazetecisi Timur Soykan ve Murat Ağırel dün gözaltına alındı.
Bir ay önce yasa dışı bahis çetesinin lideri olduğu şüphesiyle tutuklanan Pozitifbank, Payfix ve Flash TV’nin Sahibi Erkan Kork, bu iki meslektaşımızı Flash TV’yi aldığı dönemde kendisini tehdit etmekle ve şantaj yapmakla suçlamış...
Gözaltı nedeni bu!
İkisinden de kendim kadar eminim:
Ne Timur, ne Murat paraya, pula tamah eder... O yüzden de şantajla mantajla işleri olmaz!
Kendilerine teklif edilen paraların sadece onda birini kabul etselerdi; bugün ikisi de bir eli yağda bir eli balda yaşıyor olurdu.
★★★
İkisinin de tek derdi vardır; haber yapmak...
Bu uğurda gerekirse birbirleriyle bile kıyasıya yarışırlar...
Ve ülkede dağıtılan ne kadar gazetecilik ödülü varsa toplarlar!
Mesela Timur olmasaydı:
Tarikatlardaki cinsel istismarlardan...
Hac sırasını satan soysuzlardan...
Dokunulmazlıklarını kullanarak altın kaçakçılığı yapan MHP’li milletvekillerinden...
Kaçakçıları kurtarmak için savcıya rüşvet teklif eden hakimden...
Bebek katliamı yapan Yenidoğan Çetesi’nden...
Türkiye’yi “kurtarılmış bölge” olarak seçip para karşılığı Türk vatandaşlığına geçen uyuşturucu baronlarından...
“Saray kartlı” rüşvet ağından...
Otuz bin eve birden çöken inşaat baronlarından...
Menzil Tarikatı’ndaki rant kavgasından...
Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulu Başkan Yardımcısı’nın düğününe katılan ve altın takma yarışına giren banka genel müdürlerinden...
Çocuklara işkence eden “Profesör Kabus”tan...
Muğla Araştırma Hastanesi’ndeki radyoaktif sızıntıdan...
Haberimiz olmazdı...
★★★
Murat yazmasaydı:
Kızılay’ın depremzede çadırlarını parayla sattığını...
AKP’nin kahvehanelerde 100’er lira dağıtarak oy kullandırdığını...
Engin Polat ve Dilan Polat skandalını...
Futboldaki şike tezgahını...
Ülkemizdeki uyuşturucu ağını...
AKP’li belediyelerdeki yolsuzlukları...
YÖK’e ait araçta ele geçirilen uyuşturucuları...
TRT’de havaya savrulan milyarları...
Öğrenemezdik.
★★★
Timur’un altın kaçakçılığı yapan milletvekillerini deşifre etmesinin üzerinden dört ay geçti...
Bu vekiller sadece göstermelik olarak MHP’den istifa etti. Haklarında hiçbir yasal işlem yapılmadı, Meclis’e fezleke bile gönderilmedi. Vekil maaşını almaya ve afiyetle lüpletmeye devam ediyorlar.
Yani onların keyfi yerinde...
Ama yüzlerce skandalı ortaya çıkaran ve meslek namusları asla tartışılamaz olan iki gazeteci, bir suç makinesinin iddiasıyla gözaltında!
★★★
Sizinle gurur duyuyorum sevgili kardeşlerim...
Masum olduğunuzu kanıtlamak zorunda bırakılmanız ise... Bu ülkenin ayıbı!
İlkin’in yanındayım!
Galatasaray Kadın Voleybol Takımı’nın Fenerbahçe ile oynadığı karşılaşmada, takımlar sahaya çıkarken oyuncuların eline bir pankart tutuşturulmuş...
Pankartta Polis Haftası nedeniyle, “İstanbul’un huzuru, Türkiye’nin huzuru, Türk Polis Teşkilatı’nın kuruluşunun 180. Yılı kutlu olsun” yazıyormuş...
Galatasaray’ın kaptanı İlkin Aydın ve bazı takım arkadaşları bu pankartı tutmamış...
Sen misin tutmayan, sosyal medyada lince uğramışlar...
Bunun üzerine genç oyuncu bir paylaşım yaparak “Ülkemizin güvenliği ve huzuru için canla başla çalışan polislerimiz, sizi seviyoruz. İnanın size değil kastım” demek zorunda kalmış.
★★★
İlkin haklı...
Ben de ülkemizin güvenliği ve huzuru için canla başla çalışan polisleri seviyorum.
Onları polis kıyafeti giymiş ama insanlığını unutmuş diğerlerinden ayrı tutuyorum.
Gencecik çocukların gözünün içine biber gazı sıkan, kızları yerlerde sürükleyen, ağızlarını burunlarını kıran iktidarın emir kullarını ise kesinlikle sevmiyorum.
Onların Polis Haftası’nı falan da kutlamıyorum.
Ne yani; herkes işkencecisini sevmek zorunda mı?
Ne kazandınız?
“Herşey çok güzel olacak” sloganının mimarı Berkay Gezgin’in de aralarında bulunduğu Saraçhane göstericisi 102 genç tahliye edildi.
Bu on günlük sürede Türkiye, tüm dünyaya rezil oldu.
Kredibilitemiz düştü. Yabancı para babaları, ülkemizi güvensiz bulduğu için paralarını çekti.
Yargıya duyulan güven dip yaptı.
Tüm bu olumsuzluklarda pay sahibi olan beyler ya da hanımlar:
Değdi mi?
Sahi, ne kazandınız?
GÜNÜN SORUSU
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dün DEM Heyeti’ni kabul etti ve “yeni açılım süreci”ne resmen dahil oldu... Sorum size:
Bu saadet en fazla ne kadar sürer? Bugünün “sayın”ları yeniden ne zaman “hayın” olur?