Meşhur masaldır:
Kurnaz bir tilki ormanda kendine bir arkadaş arıyormuş. Az gitmiş, uz gitmiş, yaşlı bir keçiyle karşılaşıp arkadaş olmuşlar.
Bir gün, ikisi de çok susamış, bir kuyunun yanından geçerken, kuyuya inip su içmeye karar vermişler. Kana kana su içtikten sonra, tilki başını çevirip yaşlı keçiye sormuş:
“Ah be dostum, buraya inmek kolaydı ama şimdi nasıl çıkacağız?”
Sonra aklına bir kurnazlık gelmiş, gözleri parlamış:
“Keçi kardeş, uzun boynuzlarını ve ayaklarını duvara yasla, ben senin sırtına tırmanayım. Bu yöntemle önce ben çıkarım, sonra da seni yukarıya çekerim.”
Yaşlı keçi sevinçle yanıt vermiş: “Vay be, senin gibi zeki biriyle arkadaşlık etmek ne büyük şans!”
Kurnaz tilki, keçinin sırtına tırmanıp kolayca kuyudan dışarı çıkmış ve aşağıya doğru eğilip keçiye unutamayacağı bir ders vermiş.
“Keçi kardeş, biraz aklın olsaydı, böyle bir kuyuya inmeden önce bir çıkış yolu düşünürdün. Ben zekam sayesinde kurtuldum! Sana da bol şans dilerim. Kusura bakma!”
★★★
Bu masalı günümüzdeki işçi-iktidar ilişkilerine uyarlarsak; “kurnaz tilki”, kesinlikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Vedat Işıkhan!
Keçi ise...
Tahmin edebileceğiniz gibi, Türk-İş Başkanı!
Türk-İş; 5 işçi, 5 işveren ve 5 kamu temsilcisinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun adil kararlar almadığını gerekçe göstererek Komisyon’dan çekildi ya...
Tilki Bakanımız dün bir öneride bulunmuş:
“Biz Komisyon’daki kamu temsilcisinin sayısını 1’e indirelim; siz de masaya oturun...”
Dedim ya kurnaz diye...
Oysa kamu temsilcilerinin sayısının 1 ya da 11 olması arasında hiçbir fark yok... O 1 kişi bile işveren temsilcileriyle işbirliği yaptığı sürece her durumda işçiler kaybediyor.
★★★
Gelin görün ki Tilki Bakan’ın numarası şimdilik işe yaramamışa benziyor...
Türk-İş’in AKP ve işveren dostu Başkanı Ergün Atalay, bu öneriye rağmen masaya dönmeyeceklerini söyledi.
Bakalım; ne kadar sürecek bu kararlılığı?
★★★
Asgari ücret demokrasisi gelişmiş ülkelerde bilimsel yöntemlerle ve işçi-işveren temsilcilerinin pazarlığıyla belirlenir...
Bizim için de tek çözüm yolu bu:
İşveren kesimi nasıl 5 özel, 5 de kamu temsilcisinden oluşuyorsa...
O zaman işçi kesimi de 5 özel, 5 kamu işçi temsilcisiyle Komisyon’da yer almalı!
İşte; gerçek pazarlık ancak o zaman yapılabilir.
Yoksa “kurnaz tilki, saf keçi” numaralarıyla, işçi sınıfı açlığa mahkum edilir!
Bahçeli kime kızdı?
Eli kanlı terörist başı Apo’ya “Kurucu önder” demekte sakınca görmeyen...
Onu Meclis’e bile davet eden... Ayağına parlamenter heyeti gönderen, “Gerekirse ben giderim” diyen...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesut Barzani’nin Şırnak’ta katıldığı sempozyumu şova dönüştürmesine itiraz etmiş...
“Vatan topraklarımızda yabancı üniformalı askerlerin uzun namlulu silahla ortalıkta dolaşmaları tek kelimeyle rezalettir. Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik hak ve hukuku çiğnenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarına taammüden saldırıdır” demiş!
★★★
İyi de ülkeyi bu hale kim getirdi?
Yoksa bunun da mı suçlusu CHP?
O eli silahlı yabancı askerlere, üniformalarıyla dolaşma hakkını Özgür Özel mi verdi?
O çirkin ve kabul edilemez manzara, yerlere göklere sığdıramadığınız AKP’li Cumhurbaşkanı’nın bilgisi dışında mı oluştu?
★★★
Madem bu durumu eleştiriyorsunuz; neden sorumlusundan hesap sormuyorsunuz?
Yoksa... Korkuyor musunuz?
GÜNÜN SORUSU
Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin ele alındığı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun toplantısına davet edildikleri halde gitmedi... Sorum bu “başkan beyler”e: “Biz Meclis falan takmayız” mı demek istediniz?
Geçmiş olsun Furkan!
Tam 201 gündür Silivri Cezaevi’nde bulunan gazeteci Furkan Karabay, 15 yıl hapis talebiyle yargılandığı davada ilk kez hakim önüne çıktı. “Bu iddianameyi kabul eden mahkemenize verecek bir savunmam yoktur” diyerek, hakkında hazırlanan iddianameyi
yırtıp attı.
Sonuçta Cumhurbaşkanı’na hakaretten 1 yıl 9 ay, kamu görevlisinin işini yapmaya engel olmaktan 1 yıl 3 ay ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na hakaret suçundan da 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Ancak cezaevinde yattığı süre, bu cezaları karşıladığı için tahliye edildi.
★★★
Paraya ve güce tapan yandaş gazeteciler nasıl umudumuzu tüketiyorsa...
Bu genç meslektaşlarım da her mücadelelerinde yeniden doğmamızı ve mesleğimizle gurur duymamızı sağlıyor.
Geçmiş olsun Furkan kardeşim!