Maçtan önce ‘Rıza Çalımbay, Fenerbahçe’ye çalım atmalı’ dedik. Yani şaşırtmalı, sezon başından bu yana devam eden anlayışı bozmalı demek istedik. Çalımbay bozdu gerçekten düzeni ama daha beter bir düzensizlik getirdi. Aboubakar’ın yedek kalması, Necip’in orta sahaya çekilmesi, dünyanın en kötü stoper ikilisinin Amartey-Bailly’nin icat edilmesi... Bununla bitmiyor hocanın gafları. Eli belinde gezen Rebic’e 64, kara delik gibi her topu yutan Muleka’ya 80 dakika tahammül etmesi inanılacak gibi değil.

Fenerbahçe çok kaçırdı falan demeyin, onlar da iyi oynamadı ama karşısında bir takım yoktu. Başka bir takım böyle yakalasa Beşiktaş’ı en az 5 atar; bakınız Club Brugge...

Çok sevgili Rıza hocam; sakatım var, Burak Yılmaz şöyle çalıştırmış, basit goller yedik falan demesin. Uzun yıllardır gördüğüm en kötü Beşiktaş’ı kendisi hazırladı. Korkunç silik, beceriksiz, korkak bir oyuncular grubu vardı sahada. Şenol Güneş ile kötü, Burak Yılmaz ile daha kötü ise Rıza Çalımbay ile beter durumda Beşiktaş. İyi ki yönetici-başkan falan değilim, soyunma odasında “Hocam sen bizim efsanemizsin, öyle kal. Futbolu Anadolu köşelerinde unutmuşsun” der, elini sıkar teşekkür ederdim.

Fenerbahçe hak ettiği bir galibiyeti zorlanarak aldı. Ancak gerçeklerle yüzleşmeliler. Böyle yetersiz bir Beşiktaş’ı Galatasaray bulsa tarihi fark atardı. Galatasaray dün sahadaki iki takımdan da iyi.