Korkusuz

Tayyip Erdoğan’ın kafasındaki son plan...

Tayyip Erdoğan’ın kafasındaki son plan...
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yaptığı görüşmede dile getirilen “Yüzde 50.1 rahatsızlığı’’ ülkenin temel gündem maddelerinden biri haline geldi.

TEK İTİRAZI VAR

Karamollaoğlu’nun aktardığına göre, AKP Genel Başkanı Erdoğan, “Yüzde 50.1 konusunda hata yaptık” demiş ve ‘oran’ın yüksekliğinden şikayet etmiş. Erdoğan’ın seçilebilmek için gerekli olan oy oranından dert yanıp Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne sahip çıkması ise önümüzdeki sürece dair önemli izler taşıyor. Erdoğan, ‘’Başkanlık’’ adı verilen sistemi en azından seçimlere kadar savunacak. Ancak Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için gerekli olan yüzde 50.1 şartını ortadan kaldırmak için de gayret edecek.

ŞAMİL TAYYAR’IN TWİTİ

Erdoğan’ın yüzde 50.1’den kurtulmaya yönelik arayışları sürüyor. Dün “Acaba nasıl bir yol haritası izleyecekler?” diye merak ettiğim için AKP’de siyaset yapan etkili ve yetkili bir isimle konuştum. Biz konuşurken, önüme AKP MKYK Üyesi Şamil Tayyar’ın twiti düştü. Tayyar, 50.1’in ‘’siyasi tuzak’’ olduğunu söylüyordu.

‘’YÜZDE 40’’ FORMÜLÜ VAR AMA…

Görüştüğüm AKP’li kaynağım da hemen hemen aynı görüşteydi. Kaynağım ‘’15 Temmuz sonrası, bu sisteme geçmeye biraz da mecbur kaldık. Başka bir seçeneğimiz yoktu” dedi. Ardından ise 50.1’den kurtulmak için nasıl bir anayasa değişikliği yapılması gerektiğini ifade etti.

[caption id="attachment_305123" align="alignnone" width="600"] Devlet Bahçeli-Tayyip Erdoğan[/caption]

AKP’de konuşulanlara göre, Erdoğan’ın MHP, Vatan Partisi ve BBP’nin desteğine rağmen, yüzde 50.1’i ilk turda alabilmesi ‘’imkansız ötesi’’ olarak görülüyor. Ancak bu oranı yüzde 40’a indirmeyi teklif etmek ise ‘’seçmende güven zaafiyeti yaratır” diye tercih edilmiyor. Bazı AKP’liler ise Arjantin Modeli olarak bilinen yüzde 45’i öneriyor.

SON PLAN

Ancak tüm bunlardan geriye, kala kala “Seçimi ilk turda en çok oy alan kazansın’’ maddesi kalıyor. AKP’li kurmaylar, şimdi bu teori üzerine kafa yoruyor ve bunun topluma nasıl anlatılacağı üzerine düşünülüyor. Tabii bunu sadece topluma değil, önce iktidar ortağı MHP’ye anlatabilmeleri gerekiyor. MHP’nin bu teklife sıcak bakmayacağı aşikar… Çünkü; yüzde 50.1 şartı anayasa değişikliği ile kaldırıldığı takdirde, AKP’nin MHP’ye ihtiyacı kalmıyor. Bu da MHP’nin siyaseten etkisiz hale getirilmesi anlamına geliyor. MHP iktidar ortağı pozisyonunun böyle bir değişiklikle ortadan kaldırılmasına izin vermez.

AKP ERİYOR…

AKP de bunun farkında aslında… Ancak şu an için başka bir çıkış yolları da yok. Ekonomik verilerin yarattığı açlık, yoksulluk, işsizlik ve toplumsal buhran, AKP’yi eritiyor, Erdoğan’a olan güveni azaltıyor. Erdoğan seçilebilmek için “ilk turda en çok oyu alan kazansın” formülünü hayata geçirip şansını bir kez daha denemek istiyor.

Bakalım şimdiye kadar her istediğini yaptırabilen Erdoğan, son hedefini gerçekleştirebilecek mi?

Akşener ve Kılıçdaroğlu neden hata yapıyor?


Hepimiz tam ‘’Muhalefet toparlanıyor, halkın ilgi odağı oluyor’’ derken, önce İYİ Parti’nin Bingöl’de yaşadığı ‘’şehit ailesine küfür’’ olayı ardından ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hiçbir karşılığı olmayan ve CHP’yi gereksiz yere tartışmaya açan “Helalleşme’’ çıkışı geldi. İYİ Parti de CHP de ekonomiyi konuşmak yerine, kendi kendilerine yarattıkları sorunlarla boğuşuyor.

TABANIN SAHİPLENMEDİĞİ ÇIKIŞLAR

İYİ Parti buna ek olarak bir de kendi tabanının bile sıcak bakmadığı “Ömer’in Yolu’’ afişini savunmakla meşgul… AKP’nin deposundan bulup getirdikleri afişin üzerine logosunu basan İYİ PARTİ, neredeyse her gün bu afişte aslında ne anlatmak istediklerini izah etmeye çalışıyor.

[caption id="attachment_305124" align="alignnone" width="600"] Meral Akşener-Kemal Kılıçdaroğlu[/caption]

Peki neden böyle oluyor?

Neden her iki parti de ‘’liderler’’ düzeyinde hata yapıyor?

Bunun sebebi çok basit:

Çünkü her iki partinin lideri de ‘’ortak akıl’’la hareket etmiyor. “Helalleşme’’ ve “Ömer’in Yolu” gibi siyasi kırılmalara yol açacak çıkışlar, partilerin yetkili kurullarında konuşulmuyor. Fikir alınmıyor, istişare edilmiyor.

Emin olun ki; sizin benim gibi sıradan insanlar da bu partilerin etkili yetkili isimleri de afişleri ve  helalleşme çağrılarını twitterda yapılan paylaşımlar sonrası görüyor.  Hal bu olunca, arkayı toplamak ise parti emekçilerine kalıyor. Sonra da ‘’Aslında öyle demedik de şöyle dedik, böyle demek istedik’’ diye kıvranıp duruyorlar.

FARKI BULUN…

Partileri parti yapan temel unsur, ‘’farklı fikirler’’dir, ‘’orta akıl’’dır. Ancak ne yazık ki; AKP tüm bu demokratik teamülleri yok etti. Bu hastalık muhalefete de geçti. İşte bu yüzden AKP erise bile kitleler muhalefete akın etmiyor. Çünkü, arada çok büyük bir fark görmüyor.

HALK NEREDE?

Türkiye’ye demokrasiyi getireceğini iddia eden 6 partinin yetkilileri bir araya gelip anayasa ve seçim taslağı hazırlarken de aynı hastalık ortaya çıkıyor. TEK BİR PARTİ bile, yeni seçim kanunu taslağına, halkın söz hakkını kullanabileceği en ideal yöntem olan “ÜYEYE DAYALI ÖN SEÇİM’’ maddesini koydurtmuyor.

Çünkü; tüm genel başkanlar, tıpkı PATRONLU BAŞKANLIK SİSTEMİ’ndeki gibi sınırsız yetkilere sahip olmak istiyor.

İşte bu yüzden, ‘’HALKSIZ SİYASET’’ halkta karşılık bulmuyor.

Bizden söylemesi…