Tayyip Erdoğan daha ne desin?
SAYIŞTAY’A RAĞMEN...
Oysa ki; Sayıştay raporları, Osmangazi Köprüsü ve Avrasya Tüneli gibi birçok işletmenin firmalara verilen “geçiş garantisi”ni bir türlü karşılayamadığını ve bu yüzden milletin cebinden milyonlarca liranın çıktığını ortaya koyuyor. AKP iktidarı bu haklı eleştirileri duymuyor bile...
Muhalefet partileri, “AKP’nin yaptığı yanlış yatırımlar, halkın gelecek 30 yılını ipotek altına aldı. Halk, yandaş firmalara verilen geçiş garantisini tamamlayabilmek için milyarlarca lira ödeyecek’’ diye feryat etse de bir şey değişmiyor. Halkımız ödediği vergilerle, Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli, 3. Boğaz Köprüsü ve 3. Havalimanı’nın açığını kapatmaya çalışıyor. Bunlara şimdi bir de Çanakkale 1915 Köprüsü eklendi.
AÇIK AÇIK SÖYLEDİ
Geride bıraktığımız günlerde hizmete sokulan Çanakkale Köprüsü’nün açılışında konuşan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin yıllardan bu yana anlatmaya çalıştığı bir gerçeği, yaptığı konuşmada bir cümle ile özetledi. Erdoğan, başını Limak’ın çektiği yandaş firmalara verilen karlı geçiş garantisini şu sözlerle itiraf etti:
“Biliyorsunuz, Yap İşlet Devret ve yüklenici firma buradan aldığı parayla, eğer buradaki aylık, yıllık bedel eğer onun aleyhineyse, farkı kim ödeyecek? Onu bizler devletin kasasından ödeyeceğiz.”
Gerçekten; Tayyip Erdoğan daha ne desin?
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşısındaki kalabalığa ve ekranları başındaki milyonlarca insana, açık açık “Aradaki farkı siz ödeyeceksiniz’’ dedi.
Peki halk ne kadar borçlandı?
Onun cevabı da aşağıda...
Halk 2034’e kadar borç ödeyecek
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaptığı Çanakkale 1915 Köprüsü, hazinenin yeni kara deliği... Bölgeyi iyi bilen siyasetçiler ve ulaşım alanında uzmanlaşmış isimler, köprünün milletin sırtına 6.5 milyar TL’lik bir yük bindireceğini söylüyor.
RAKAMLAR ORTADA
Bu konuda çalışmalar yapan CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Ulaştırma Bakanı AKP’li Adil Karaismailoğlu’nun “Devletin kasasından 1 kuruş çıkmadı” dediği Çanakkale Köprüsü’nün, işletme süresinin uzatılması nedeniyle, hazineden 395 milyon 847 bin avro güncel kur ile 6 milyar 480 milyon lira fazladan ödeme yapılacağını açıklıyor.
Yavuzyılmaz’ın ayrıntılı olarak ortaya koyduğu tabloya göre, halk 2034 yılına kadar bu köprü için verilen garantiyi tamamlayacak ve geçmeyen aracın ücretini de cebinden ödeyecek.
MİLLET YAPTIRIYOR!
AKP’nin o çok övündüğü işletmeler, yükü halkın sırtına bindirilerek ve yandaş firmalara kaynak aktarılarak yapılıyor. Halbuki; böyle bir köprüye ihtiyaç varsa devlet bunu kendi imkanlarıyla yapar çok daha ucuza mal edebilirdi. Ancak amaç belli ki; yandaşlara rant aktarmak... Eğer öyle olmasa, günde sadece 10 bin aracın geçmesi beklenen köprü için “Her gün 45 bin araç geçecek’’ denilerek garanti verilmezdi.
AKP iktidarı için hava hoş; millet nasıl olsa vergileriyle yandaşları doyurmaya alıştı...
AKP’li başkana ‘dayak’ davası
Geride bıraktığımız aylarda, Ardahan’a bağlı Çıldır Belediye Başkanı AKP’li Kemal Yakup Azizoğlu ile belediyede çalışan Ozan Aktemur ve Behri Coşkun’un, başkanlık makamında iş insanı Mete Koç’u darp ettiği ve başkanın silah çekerek “Senin ananı avradını...’’ dediğini aktarmıştım. Başkanın yaptıkları bununla sınırlı kalmamış, iddiaya göre, AKP’li başkan iş insanı Mete Koç’a kafa da atmıştı.
İş insanı Mete Koç’un telefonda anlattıkları dehşet vericiydi...
“ÖLDÜRÜN...’’ TALİMATI
İddiaya göre, belediyenin iki personeli, Eylül ayında bir şikayet dilekçesi vermeye çalışan Mete Koç’u AKP’li başkanın talimatı üzerine, başkanın odasında şarjlı matkap ve sopalarla dövüyor, şikayetçi olduğu belediye personeli H.A. ise odaya girerek “Öldürün bunu” diyordu. (Olayın ayrıntılarına Korkusuz’un arşivinden ulaşabilirsiniz.)
Belediyedeki başkanlık makamında dayak yiyen iş insanı Mete Koç, uğradığı saldırı sonrası darp raporu aldı ve savcılığa gitti. Tam 6 ay önce yaşanan bu olayın soruşturması ise nihayet tamamlandı ve dava açıldı.
DAVA AÇILDI AMA...
Ancak saldırıya uğrayan Mete Koç, “Bu dava hukuken eksik” diyor. Koç, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bana saldıran başkan ve adamlarına TCK 86-2’ye göre kasten yaralamadan dava açıldı. Basit bir suç gibi... Cezası ise 4 ayla 1 yıl arası... Dava Haziran ayında başlayacak. Ancak; hukukçular ortada ağır cezalık bir suç olduğunu söylüyor. Çünkü; görevi kötüye kullanma, silahlı tehdit, kasten ve isteyerek yaralama, dilekçe kanununa muhalefet, dilekçeyi kabul etmeme, dilekçeye usulsüz cevap verme gibi suçlar var.’’
Mete Koç, “Başkanın AKP’li olması, soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmesini engelliyor” iddiasında bulunuyor.
Başkanlık makamındaki dayak davasının takipçisi olacağız...
