Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Tatlıses’in kadın versiyonu...

Işın Karaca, çok güçlü (Oktavlı) sese sahip...

Arabesk şarkıları orkestra eşliğinde çok başarılı yorumlayan bir solist...

Ama...

“Sanatçı mı?” diye sorarsanız...

Cevabım...

Kendisini yıllar önce (En az 20 yıl) Harbiye’de bir müzikholde ilk dinlediğim günden beri:

“Hayır...”.



Ancak...

Benim gözümde “sanatçı” olmaması...

Olağanüstü güçlü bir sesi...

Ve...

Konsantrasyonu yüksek yorumu olduğu gerçeğini değiştirmez...

[caption id="attachment_325967" align="alignnone" width="600"] İbrahim Tatlıses[/caption]



Nitekim Hanımefendi...

Benim için:

“Eğlence dünyası ünlülerinden biri” olarak tanımladığım yetenekli yurttaşlarımızdan biri...

Tıpkı İbrahim Tatlıses gibi...

Tıpkı Kibariye gibi...

O KAFAYLA SANATÇI OLUNUR MU?..


Gerçek bir sanatçı...

Bir anneyi:

“Kız annesi” ya da “erkek” annesi diye tanımlamaz...

Tanımlayamaz...

Tanımlarsa...

Kendisi için:

“Sanatçıyım” diyemez...



Ve fakat...

Ve ne yazık ki...

Işın Hanım, Gülşen Hanım’ı eleştirirken:

“Ben de bir kız annesi olarak” dedi...

[caption id="attachment_325968" align="alignnone" width="600"] Gülşen[/caption]



Yani...

Olaya “kıyafet” kültürü açısından bile değil...

“İslâm kültürü” açısından baktığını da gösterdi...



Demek ki...

Işın Hanım “erkek” annesi olsaydı...

Ya, umursamayıp deyip geçecekti...

Ya da “yakışmış karıya” diye söylenecekti...



Sözümün özü canlarım...

Işın Hanım “sanatçı” olmadığı gibi...

Bu kafayla hiçbir zaman da:

“Sanatçı” olamaz...



Çünkü...

Örümceklenmiş beyne sahip biri...

Dünyanın bir numaralı sesi de olsa:

“Sanatçı” kimliği kazanamaz...



Çünkü...

Hanımefendi’nin kafasıyla:

Sanat üretilemez...

KÜLTÜR, MEDENİYET MİDİR?..


Canlarım...

Sanatın ve sanatçının farklı kültürü olur...

Ama...

Sanatın ve sanatçının medeniyet anlayışı, demokrasi anlayışı farklı olamaz...



Çünkü canlarım...

Kültür yereldir...

Medeniyet ise küresel...





Işın Karaca’nın...

Kendisiyle farklı kültürde olan “medenî modern” Gülşen için:

“Ben de bir kız annesiyim, Gülşen bu ülkeye göre hareket etmeli” deyişi çağdışı...



Işın Karaca’nın:

Kültürüne...

İnancına...

Yaşam tarzına...

Ve...

Siyasi görüşlerine saygı duyarım...

Ama...



“Çağdışı” duruşunu...

“Çağdışı” bakışını...

Ve...

Yereli küresel gibi sunuşunu da eleştiririm...

SAVUNMAKLA KORUMAK AYNI ŞEY Mİ?..


Canlarım...

Youtube kanalımda sık sık:

“KHK’lıları savunmak FETÖ’yü savunmaktır” denilerek (Bazen çok ağır) eleştirilerin hedefi oluyorum...



Oysa...

Dijital Ailemin 280 bine yakın üyesinin %99’u biliyor ki...

Bu tür durumlarda savunduğum:

Kişi, kurum ya da topluluklar değil...



Aldığım eğitim ve öğrendiklerim bana:

Kişi, kurum ya da toplulukların değil...

Eylemlerin yargılanması gerektiğini öğretti...

[caption id="attachment_325970" align="alignnone" width="600"] Sedef Kabaş-Sezen Aksu[/caption]



KHK’lıları...

Sedef Kabaş’ı...

Veya...

Sezen Aksu’yu savunmuyorum...



Eylemlerinin (Daha doğrusu sözlerinin ve görüşlerinin) “suç” olmadığına inandığım için...

Eylemi değil...

El ele verip:

Kişileri yargılayan...

Hatta hapse atan...

Savcı ve yargıçları eleştiriyorum...



Haliyle...

Adını verdiğim kişileri de savunmuş oluyorum...

KHK’LILARA YAPILAN ADALETSİZLİKTİR ÇÜNKÜ...


Canlarım...

Devletin açık tuttuğu bir bankaya para yatırmakla terörist olunuyorsa...

O bankanın açılışına katılan...

O bankayı açık tutan (BDDK üyeleri başta olmak üzere) herkesi:

Tutuklamak gerekmez mi?..



Bir sivil toplum örgütüne...

Ya da...

Devleti yönetenlerin her ağızlarını açışlarında:

“Sevgi, saygı ve bağlılıklarını” sundukları bir dini cemaatle iltisaklı eğitim kurumlarına:

“Para yardımı yapmak” terörist olmaksa...



Memleketi yöneten:

Siyasetçi, bürokrat ve iş adamları...

Nasıl olup da:

Ülke yönetebiliyorlar?...

KİŞİLER YERİNE EYLEM YARGILANMALI...


“28 Şubat süreci” denilen süreçte Erdoğan’ı savunmadım ki...

Şiir okuduğu için onu belediye başkanlığı görevinden alıp, hapse atan yargıya karşı durdum...



“Suç olan fiili ve suçluyu övme” suçlamasıyla aleyhimde soruşturma başlatan Savcılık...

İfademi aldıktan sonra:

“Kovuşturmaya gerek yok” kararı verdi...



Bir başka savcı ise:

“Yargıya hakaret” suçlamasıyla soruşturma başlattıktan sonra...

Hem de ağır ceza mahkemesinde, kovuşturma talebinde bulundu...

Daha ilk duruşmada oy birliğiyle beraat ettim...



Yani canlarım...

Memduh Dedenin kişiler...

Ya da...

Kurumlarla derdi de yok...

Onlara hayranlığı da söz konusu değil...



İstediğim şu:

Yargımız...

Düşünceyi...

Kişiyi...

Kurum ya da toplulukları değil...

Eylemleri yargılasın...

MÜMKÜN MÜ?..


Türkler niçin, kişisel gelişimlerini tamamlayamıyor?..

Çünkü...

Ve bence...

Türklerin yarısından çoğu birer:

Küçük Tayyip Erdoğan...



Hoşuna gideni söylerseniz:

Sizi (Hem de acayip) seviyor...

Hoşuna gitmeyeni söylerseniz:

Sizden nefret ediyor...



Bu demektir ki:

Türklerin geneli düşünmüyor...

İyi ama...

Düşünmeden gelişmek:

Mümkün mü?..

GİT BAŞIMDAN...


Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çağrı:

“Krediyi kamu bankalarından temin edin...”.



İyi de Bay Genel Başkan:

Ülkede herkes AKP üyesi değil ki...



Yoksa?..

Yoksa?..

Git başımdan şeytan...

SİL BAŞTAN...


Neyzen Tevfik’e kendisini idama mahkûm eden 2. Abdülhamit’in torunu olduğunu...

Adını “ Ertuğrul” koyduklarını söylemişler...

“Eyvaah!” diye inlemiş şair... “Tam da gittiler derken en baştan başlıyorlar...”.



Gül’ün yerine bakanlığa Bozdağ atanmış da yani şey işte...