Aksak Timur olarak da bilinir... Tarihin yazdığı en büyük, en disiplinli ve en gaddar liderlerden biri olarak gösterilir... 1402’de Ankara Ovası’nda Yıldırım Beyazıt’ı yenerek, Osmanlı’nın yaklaşık 12 yıl “Fetret Devri” yaşamasına neden olan sultandır...
Bu yazının başlığında yer alan deyimin de ona ait olduğu da bir çok tarihçi tarafından dile getirilmiştir; 1400 yılında Viranşehir’i Hülagu’nun elinden alan Timur’un, burası için, teslim olmadığı gerekçesiyle “Taş üstünde taş, omuz üzerinde baş kalmayacak” emrini verdiği ve bu kentte tarihin en büyük katliamlarından birinin gerçekleştiği anlatılır!..
-Viran sözcüğünün de bu katliamdan sonra bu kentin adına eklendiği söylenir!
Bu tarihten sonra defalarca kullanılan bu deyim, önceki gün de Saray’da yankılandı; AKP’li Cumhurbaşkanı, önce Rusya ve İran ile sorunları olmadığının özenle altını çizdikten sonra aynen şöyle dedi:
-Belirlediğimiz sınırların dışına çıkmazlarsa omuzlarının üstündeki o başlar da kalmayacak!
Bu durumda son derece doğal olarak, omuz üstünde baş kalmayan yerlerde “taş üstünde taş da kalmayacak” diyebiliriz...
Cumhurbaşkanı, ayrıca kendisini “Türk askerini savunmasız, hava desteği olmadan ölüme gönderdiği” gerekçesi ile ağır şekilde eleştiren muhalefete de şu yanıtı verdi:
-Atatürk askerlerimize “Ben size ölmeyi emrediyorum” diyordu!
“Savaş bir cinayettir!..”
Çok doğru; Çanakkale’de İngiliz-Anzak birlikleri Conkbayırı’nı ele geçirmek üzereydi. Türk askerlerinin mermisi tükenmiş geri çekiliyordu...
Bundan sonrasını atıyla o mevkiye ulaşan Mustafa Kemal anlatsın:
“Niçin kaçıyorsunuz dedim”, “Efendim düşman” dediler... Kaçan efrada “Düşmandan kaçılmaz” dedim. “Cephanemiz kalmadı” dediler. “Cephaneniz yoksa süngünüz var” dedim ve süngü taktırdım. Bu efrat süngü takıp yere yatınca, düşman efradı da yere yattı. Kazandığımız an bu andır!”
İşte tam o anlarda 57. Alay, Conkbayırı’na yetişmişti. Mustafa Kemal, onlara savaşın kaderini değiştirecek şu emri verecekti:
-Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir!
Öyle de oldu. 57. Alay “Allah allah” nidalarıyla Conkbayırı’ndan aşağıya doğru yıldırım gibi aktı...O alay tamamen şehit oldu ancak o kahramanlar, süngüleriyle tarihe şu muhteşem satırları alın harflerle kazıdılar:
-Çanakkale geçilmez!..
AKP’li Cumhurbaşkanı eksik anlatmış, ben tamamını anlatayım istedim... Bir eksiği daha tamamlamak isterim; Çanakkale bir vatan savunmasıydı, yukarıdaki “ölüm emri” de bu savunmanın en kutsal anlarından biriydi. Üstelik birkaç yıl sonra başlayacak Kurtuluş Savaşı’nın da önsözü niteliğindeydi!. O savaş da Mustafa Kemal’in verdiği şu taarruz emriyle sona erecekti:
-Ordular ilik hedefiniz Akdenizdir, ileri!..
Şunu da hatırlatmak da yarar var tabii; hayatı cephelerde, savaşarak geçmiş Mustafa Kemal’in şu sözde kulaklara küpe olmalı:
-Ancak, milletin hayatiyeti tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir!
İşte büyük devrimci o nedenle dünya milletlerine şu ünlü vecizeyi armağan etmiştir:
-Yurtta sulh, cihanda sulh!
Batı yine kalleşliğini yaptı!
Bilgilerimizi tazeledikten sonra devam edelim...
Bir yandan Bahar Kalkanı Harekatı sürüyor... Diğer yandan yurt genelindeki tüm camilerde “Fetih” suresi okunuyor... Bir diğer yandan ise Cumhurbaşkanı, yarın Kremlin’de Putin ile yapacağı görüşmenin hazırlıklarını sürdürüyor...
Dün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’deki kapalı oturum öncesinde grup toplantısında konuşurken, Cumhurbaşkanı’nın Moskova’ya gidişini ağır şekilde eleştirdi ve şöyle dedi:
-Emperyal güçlerin maşası olanlar Türkiye’yi düzlüğe çıkaramazlar... Hani sen Başkomutandın? Vurulan senin askerin, benim askerimi vuran her devlet benim düşmanımdır. Topuğunuz k.’da Putin’e koşuyorsunuz!..
Kılıçdaroğlu ayrıca Cumhurbaşkanı’nın taa 2006’da Üsküdar’da “Biz Ortadoğu’da Kuzey Afrika projesinin eş başkanıyız. Biz orada görev de ifa ediyoruz. Böyle bir görev seçilerek verilmiştir” dediğini aktardıktan sonra şu yaşamsal soruyu sordu:
-Sana bu görevi kim verdi? Sana Ortadoğu Projesi’nin eş başkanlığı görevini kim verdi?!.
Gerçekten ağır sorular... Bu arada ABD cenahından beklenen açıklama da geldi, tam Amerikan tıynetine yakışır bir açıklama:
-İdlib’de Türkiye’ye hava desteği vermeyeceğiz!..
Avrupa deseniz, onların gözü mülteci korkusundan başka bir şey görmüyor! NATO, “Türkiye’nin yanındayız” sakızından başka bir şey çiğnemiyor! Geriye ne kalıyor peki?
-Putin ile anlaşma!
Neyin karşılığında olduğunu da yakında anlarız!.. Bir de son dakika haberi; İstanbul Valiliği, “Savaşa hayır” türü tüm etkinlikleri 10 gün süreyle yasakladı!..