Öne çıkarılan ana tema ise Suriye’nin birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasıydı! Devamında da BMGK’nin 18 Aralık 2015’te oy birliği ile kabul ettiği 2254 sayılı karar ve terör örgütleri ile mücadele gibi başlıklar yer aldı.
Tüm bunlarla birlikte üç ülkenin aynı düşüncede olduğu, Suriye’nin parçalanmasına karşı oldukları ve terörle mücadelede kararlılık sergilendiği algısı ısrarla işlendi.
Oysaki gerçek bu değildir!
Birincisi hem Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunup hem de BMGK’nin 2254 sayılı kararını savunmak akıllı insanın işi değildir. Üstüne üstlük Astana görüşmelerinin özü rejim muhaliflerinin istediği yeni anayasa komitesidir. Komiteye bakıldığında Suriye Arap Cumhuriyeti üçte bir oranında temsil edilmektedir.
Kaldı ki meşru bir devletin ve hükümetin ve Suriye halkının rıza göstermediği bir çalışmanın amacı Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunmak değildir…
Suriye, aynı Irak gibi toprak bütünlüğünü savunuyoruz diye diye bölünmüştür. Bugün Irak pamuk ipliğine bağlı bir federasyonla yönetilmektedir.
Anayasasını, hani Türkiye’den de gelip geçen McKinsey Şirketi var ya o yapmış, geçici yönetimler oluşturulmuş, başına ABD, İngiliz vatandaşları ( Ahmed Çelebi, İyad Allavi vb) getirilmiş ve Irak parçalanmıştır. (Dünyada Suriye’nin muhalifleri adı altında ilk toplantı 2011’de Antalya’da yapıldığında da katılanlar arasında Suriye vatandaşı yoktu!)
Hani bazen bir tercüman ya da bir seçilmiş, ABD vatandaşı, İngiliz vatandaşı diye şaşırıyoruz ya şaşırmayın! Herkes görevini yapıyor… Görevleri bitince de ABD’de veya İngiltere’de aldıkları o şatafatlı evlerine dönüp huzurla yaşamlarını sürdürüyorlar…
Bugün Suriye, kuzeyden BOP güçleri güneyden İsrail’in saldırıları altındadır. Suriye bildiğimiz Suriye değildir. Suriye parçalanmıştır…
Terörle mücadele başlığına gelince dünyanın en büyük ve en tehlikeli örgütü ABD emperyalizmidir. ABD ile işbirliği yapanlara da terör örgütü demeyi yeğlerim…
Diğer ABD’ye ve BOP eşbaşkanlarına hizmet etmeyenlere de terör örgütü denildiği bir dönemden geçiliyor…
Tek gerçek ise ABD BOP’u, Müslüman Kardeşler Teşkilatı’na verdiği için bugüne kadar görevli olan terör örgütleri ya İhvan’a biat edip emri altına girecekler ya da yok edileceklerdir.
Aynı hedefe gittikleri için bu yetki devrine hiçbiri hayır demez.