Bir süredir Türkçe-İngilizce sözlükler gibi Türkçe-Yandaş medya sözlüğümüz var malum. O mecralarda duyduklarımızı, okuduklarımızı kendi dilimize çevirmemiz gerekiyor. Bal gibi buz gibi zamlara, laf ebeliği ile “güncelleme” diyorlar yıllardır. Kimse istifa etmiyor. Görevden aflarını istiyorlar. Hayvanların katletmenin adı ötanazi ya da uyutma oluyor. Okumayan ve işi olmayan gençler “ev genci” diye tanımlanıyor. Örnekler çoğaltılabilir. Bu hafta listeye gerçek anlamıyla bir “güncelleme” geldi. Hem de en bombasından! AKP Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş’tan öğrendik ki, yeni tabirimiz erken seçim değil öne alınmış seçim. Elitaş erken seçimin gündemde olmadığını ama öne alınmış seçim yapılabileceğini söyledi. Buyur, buradan yak! Üstüne bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan cumartesi günü seçim konuşması gibi bir açıklama yapmasın mı? Üzerimize doğru gelen bir şeyler var belli oldu!
★★★
Erdoğan partisinin Bursa 8. Olağan İl Kongresi’nde son dönemin en kapsamlı konuşmalarından birini yaptı. Asgari ücretin içine sindiğini, tam da emeğin ve alın terinin karşılığı olduğunu söyledi. 2025’te başa döneceğimizi, faizin ineceğini, enflasyonun da bu sayede düşeceğini anlattı. (Enflasyon yükselsin diye mi faizi yükselttik sorusu cevapsız kaldı tabii ama oraya hiç girmeyelim). Bir de müjdesi vardı. Tam da yeni araştırmalara göre Türkiye’de ev almak için 631 maaş gerektiği ortaya çıkmışken, ortalama kira 18,600 liraya yükselmişken Erdoğan ülke genelinde sosyal konut seferberliği başlatılacağını açıkladı. Bu hamle önemli. Çünkü yıllardır Erdoğan’ı takip eden gazeteciler olarak biz bu temel atma törenlerine çok hakimiz. Cumhurbaşkanı sahneye çıkar, her tören birdenbire fiili bir mitinge dönüşür! Anlaşılan o ki, yine benzer planlar devrede. Suriye’de olan biteni, yakalanan rüzgarı konuşurken son birkaç gündeki bu gelişmeleri de takibe almakta fayda var. Belli ki seçimsiz seçim havasına girdik. Cümlemize hayırlı olsun.
Algı operasyonunda çıta arşa çıktı
Yukarıda da girizgahı yaptım aslında. İktidarın ve ona yakın medyanın kendilerine ait bir sözlüğü, dünyaya bakışı açısı var. Gerçeği bükerek algı yaratma konusunda ustalık dönemindeyiz. Güldür Güldür skeci gerçek oldu. Afyonkarahisar’da fiyatı artmasın diye ekmeğin gramajı 260’dan 220 grama düşürüldü. Yani aslında ekmeğe örtülü olarak yüzde 18 zam geldi. Ancak zammın örtülü olması yetmedi. Yeni Akit üstüne bir de çimento atıp saklayayım bu zammı derken, algı operasyonunda ölçüyü arşa çıkarttı. Haber internet sitesinde “Sağlıklı yaşama geçiş... Bir ilde ekmeğin gramajı düşürüldü!” başlığıyla verildi. Biri çıkar “Fakir hayat en sağlıklı hayat” der, diğeri çıkar böyle aklımızla dalga geçmeye kalkar... Kimse kusura bakmasın. İnsanlar dibin dibine batmış, son nefesleriyle geçinemiyoruz diye seslerini duyurmaya çalışırken artık bu kadarı da ahlaksızlık!
Tarihi bir beyin göçüne tanıklık edebiliriz
Dünyanın en büyük beyin göçüne hazır mıyız? ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, ABD’deki üniversitelerden mezun olanların ya da doktora yapanlara süresiz oturma ve çalışma izni sağlayan Green Card verilmesi gerektiğini söyledi. Bu adım şaşırttı. Çünkü yeni başkan seçim kampanyası boyunca ABD’deki işsizliği düşüreceğinin sözünü vermişti. Üstelik bir önceki görev süresinde göçmen karşıtı adımlarıyla dikkat çekmiş, hatta bir anda çoğu Müslüman 6 ülke vatandaşlarının ABD’ye seyahat etmesini bile yasaklamıştı. Fakat Trump 2.0 şimdiden farkını hissettirmeye başladı. Bir açıklaması daha oldu Trump’ın. Nitelikli ve alanında uzman akademisyen, doktor, mimar, mühendis gibi meslek dallarında çalışanlara verilen H1B vizesini destekleyeceğini duyurdu. Bu vize Güney Afrika/Kanada vatandaşı Elon Musk gibi Silikon Vadisi’ndeki birçok ismin ABD’de olmasının sebebi. Bu yüzden de özellikle Musk’ın şiddetle savunduğu bir konu. Nüfus artış hızındaki düşüşlerin bu denli tartışıldığı günlerde, Trump genç nüfusu en kalitelisinden “yenilemek” için sıra dışı bir adım atacak gibi görünüyor. Uygulama başlarsa dünyadaki birçok ülke nitelikli iş gücünü ABD’ye kaptırabilir. Ülkenin rekabet gücü ciddi manada artabilir. “Giderlerse gitsinler” diyerek ülkeden kovduğumuz(!) nitelikli nüfusumuzu seçim öncesi “Yuvanıza dönün” kamu spotları ile yana yakıla geri çağıranların umarım bu değişen şartlara göre de bir planı vardır.
Acısıyla tatlısıyla (tatlısı sayıca nispeten az olsa da) bir yılı daha geride bıraktık. Bu, yılın son yazısı. Güzellik yarışmalarındaki dilekler misali, 2025 için üzerimize sihirli bir değnekle inceden bir dokunuşa ihtiyacımız var. Yeni yılda bu köşede hep keyifli yazılar kaleme almak dileğiyle... Herkese mutlu yıllar!