Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Selçuk Özdağ'ı arayarak demokratik hukuk devletine bağlılıklarını gösteren Ak Parti milletvekillerini tebrik ediyorum...

Selçuk Özdağ üç dönem Ak Parti milletvekilliği yaptığı süreçte; dürüst, haysiyetli, onurlu, vicdan sahibi bir siyasetçi olarak tebarüz etti...

Şu anda aktif politikayı Meclis dışında (Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı) yapıyor...

Ve...

Yine dürüst...

Yine haysiyetli...

Yine onurlu...

Yine vicdan sahibi...



Büyük ihtimalle bazı siyasi ve iktisadi konularda aynı şeyleri düşünmüyoruz...

Buna rağmen bizi iki samimi dost yapan şeyler:

Demokrasiye...

Hukukun üstünlüğü ilkesine...

İfade özgürlüğüne...

Yargı bağımsızlığına...

Kuvvetler Ayrılığı ilkesine...

İnsan haklarına (Rengi, dini, dili, milliyeti ne olursa olsun)...

Ve...

Dürüst ve temiz siyaset anlayışına olan saygımız ve bağlılığımızdır...

 

[caption id="attachment_227627" align="alignnone" width="600"] Selçuk Özdağ[/caption]



Ve fakat canlarım...

Sevgili Özdağ kardeşim;

Çağdaş demokrasinin değerlerini halen içselleştirememiş...

Kendileri gibi düşünmeyenlere halen tahammül edemeyen...

“Ya benim gibi düşünüp bana destek vereceksin ya da seni yaşatmayız” kafasını “demokrasi” zanneden siyaset yamyamlarının saldırısına uğradı...



MHP susarak bu çirkin eylemi kabullenirken...

Ak Partili (O halen AKP diyemiyor...) kimi milletvekillerinin telefon ederek “geçmiş olsun” dileklerini iletmeleri...

Gelecekle ilgili umutlarımı diri tutmamı sağladı...



Çünkü...

Bu iyi dilekler ve geçmiş olsun telefonları...

Üç dönem, Meclis’te aynı sıraları paylaştığı Ak Partili kimi arkadaşlarının:

Vicdanlı olduklarının...

Siyasi yamyamlığa hoşgörüyle bakmadıklarının...

Ve bakmayacaklarının...

İşaret fişeğiydi...



Bu vesileyle...

Özdağ’ı arayarak demokratik hukuk devletine bağlılıklarını gösteren Ak Parti milletvekillerini tebrik ediyorum...

Bilsinler ki...

Hem Türkiye’nin...

Ve hem de...

Ülkemiz yararına çok iyi şeyler de yapan AKP’nin geleceği için:

Ümit verdiler...

SALDIRGANLAR BAŞARAMAMIŞ ÇÜNKÜ KORKUTAMAMIŞLAR...


Selçuk Özdağ’la telefonda görüştüm ...

Mücadelesini sürdürmekte kararlı olduğunu söylediğine göre...

Siyaset yamyamları başaramamışlardı...

Yani...

Özdağ’ı korkutamamışlardı...



Ses tonu ve cümlelerini kurarken kullandığı vurgulamalar:

Düşmanlık...

Pişmanlık...

Ve...

İntikam alma duygusundan daha çok...

Milletinin geleceğinden duyduğu kuşkunun arttığını gösteriyordu...

NE YAPALIM BU KADARINA DA ŞÜKÜR...


Değerli siyaset insanı Selçuk Özdağ’a ve onun nezdinde Gelecek Partisi teşkilâtlarına geçmiş olsun dileklerimi diletiyorum...

Ve... Ve... Ve...



Keşke tüm AK Parti milletvekilleri Özdağ’ı arayıp “geçmiş olsun” deseydiler...

Siyasi yamyamlığa...

Ve...

Siyasi yamyamlara izin ve imkân vermeyeceklerini gösterseydiler...



Ne yapalım...

Bu kadarına da şükür...

KEŞKE ATATÜRK’ÜN DEVLET ADAMLIĞINI TERCİH ETSE...


Atatürk’ün dediği gibi:

“Basın, milletin ortak sesidir... Basın özgürlüğünden doğan sakıncaların giderilmesinin yolu, yine basın özgürlüğüdür...”.



Atatürk işte bu güzel anlayışıyla ölümsüz...

Onun için vefatının üzerinden 83 yıl
geçtiği halde dünyanın en saygın devlet insanlarından biri
...



Keşke Sayın Erdoğan da...

Atatürk’ün devlet adamlığını tercih etse...

Keşke...

SÖZCÜ’yü düşmanlaştırmak yerine...

SÖZCÜ’nün gerçek bilgiye dayanan özgür ve yansız yayıncılığını koruması altına alsa...

TEMENNİ EDERİM Kİ BU FACİA KARARDAN GERİ DÖNER...


Diyanet İşleri Başkanı, geçtiğimiz ramazan ayının ilk günü okuduğu hutbede...

Kanunların yasaklamadığı cinsel özgürlüklerini kullanan yurttaşlarımızın neslimizi çürüttüğünü iddia etmişti...



Ankara Barosu da bu ilkel ve çağdışı suçlamaya itiraz etmiş:

Erbaş’ı “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ettiği için eleştirmişti...



Bunun üzerine Ali Erbaş, Ankara Barosu aleyhinde savcılığa suç duyurusunda bulunmuş...

Savcılık da Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni talep etmişti...

Bakanlık, savcılığa bu izni verdi...



Adalet Bakanlığı (Bence) yanlış yaptı...

Umarım savcı o yanlışı sürdürmez...

Deyin ki savcı da hatayı devam ettirdi...

İfadeleri aldıktan sonra dosyayı mahkemeye gönderdi...

Temenni ederim ki hakimlik faciadan geri döner...

AKP VE CHP ARALARINDA KULVAR TAKASI YAPTILAR...


AKP ilk kurulduğunda...

Ve hatta...

2017 yılına kadar...

“Milletin Partisi” olmak için...

En azından...

Çaba gösteriyordu...



Son 4 yıldır...

En samimi AKP seçmeninin bile (Bilinçli olanlarının...).

Oy verdiği parti için:

“Milletin Partisi” diyeceğine ihtimal vermiyorum...



Bugün siyasete aklı ve vicdanı ile bakan herkes görüyor ki:

AKP Devletin...

CHP ise Milletin partisi...

HİÇ KİMSE HAKARET DAVASI AÇMAYA KALKIŞMASIN...


Hüsmen hem iyi bir değirmenci ve hem de çok iyi bir insan...

Uzak yoldan gelip buğdaylarını öğüttüren kimi müşterisini o gece evinde misafir edecek kadar da yüce gönüllü...

Bir gün çevre köylerden bir adam gelmiş öküz arabasında birkaç çuval buğdayla...

Buğdaylar öğütülmüş ancak bu arada hava da kararmış ve çok da soğukmuş...

“Bu saatten sonra gidilmez be kardaşççıım... Misafirim ol da yarın gidersin” demiş Hüsmen...

Akşam yemeği için sofraya oturmuşlar...

Hüsmen çok yiyen biri değilmiş ve nitekim az sonra doymuş...

Doymuş ama...

Misafire ayıp olmasın diye sofrada oturmaya devam etmiş...

Ne var ki...

Misafirinin doymaya niyeti yokmuş...

Bir gözlemeyi neredeyse bir defada yutuyormuş...

Bu arada onuncu gözlemeyi ağzına atarken homurdanmış:

“Te be Üsmen agacım amma iyi oldu ani... İnanır mısın sabaadan beri açım... Senle ingem sayesinde mide deirmenim bayram etti...”.

Bunları söyledikten sonra devam etmiş misafir:

“A be ingem zaamet olmazsa ver ordan bi gözleme daa...”

Hüsmen dayanamamış:

“E kâfi artık be agacım kafi artık... Senin deirmen çalışmaa başladı ama kurkarım yarın benim deirmen çalışmaacak...”.



İyi pazarlar efendim...

Siyasi ve iktisadi amaçla anlatılmış bir fıkra değildir...

Yani...

Ördek Mustafa olmanın âlemi yok...

Yani...

Hiç kimse hakaret davası açmaya kalkışmasın...