Korkusuz

Savrulan Türkiye’den fotoğraflar...

Savrulan Türkiye’den fotoğraflar...
“Sonbahar’ da kesin tamam” dendi…

Şuradan buradan aralık ayına kaldığı duyuruldu…

2020 Ocak ayı başında tabelanın resmen asılacağı fısıldandı…

“Ahmet hoca” Üsküdar’ı geçti…

Bugünlerde ortalarda yeni fısıltılar dolaşıyor. Abdullah Gül himayeli Ali Babacan’ın partisi ocak sonuna hatta şubat ayına kalabilirmiş…

İktidar tarafındaki Abdulkadir Selvi, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrunnisa Gül’ün bir numaralı kurucu olmak istediği konuşuluyordu ama doğrulanmadı “diye yazdı.

Eğer doğruysa, Allah, Ali Babacan’a sabır versin, yardım etsin. İşi gerçekten daha da güçleşiyor. Babacan’ın yeni parti kurma çalışmalarında sıkıntı sadece hanımefendiden kaynaklanmıyor… Çok çeşitli iç çekişmeler kuruluş hazırlıklarının ilk gününde başlamıştı. Hala bitmedi. Abdullah Gül hakkındaki soru işaretleri ve Ali Babacan’ın o şemsiyenin altından çıkmaya pek niyetli görünmemesi hala tartışılıyor.

Abdullah Gül tarafındaki Fehmi Koru, “Yeni parti gecikiyor mu, yoksa kurucuları özlemi büyütüp heyecanın artmasına mı oynuyor? Araştırdım, sonucu ilan ediyorum… Ali Babacan’ın kurmaya çalıştığı bilinen yeni başka bir partinin levhasını asmakta fazla acele etmemesini ‘geç kalınıyor’ diye eleştirenler var; bir yönüyle haklı sayılabilirler, ama önümüzde kısa vadede bir seçim söz konusu olmadığına göre, yeni parti için gecikilmiş bir durum yok“ diye yazdı.

Başkentin klasik salısına dün Libya gündemi hakimdi. Liderler grup toplantılarında Libya ile ilgili gelişmelere değindi. Meclis kulislerinde ise ağırlıklı olarak iç politik konularda sohbetler edildi. “Erken seçim”, “Ali Babacan’ın yeni partisi”, ”AKP’nin önümüzdeki kongresinde yeni bir genel başkan ismi duyulur mu?.. Berat Albayrak olur mu?.. Binali Yıldırım daha mı yakın?.. Süleyman Soylu ipi göğüsleyebilir mi?.. Hulusi Akar nereye koşuyor?..”, “Devlet Bahçeli koltuğunu yeni bir isme bırakır mı?.. Bırakırsa, Tuğrul Türkeş’in şansı ne olur?. Ve diğer aday adayları…”

Hafızam beni yanıltmıyorsa; 2019 Ağustos ayı sonunda Ali Babacan ile hareket eden Beşir Atalay’ın AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’dan randevu istediği duyulmuştu. Erdoğan’ın “Partiden istifa etmiş. Benden randevu istiyor. Gelmiş 70 yaşına. Bu saatten sonra ne demeye geleceksin bana. Biraz tuhaf buldum açıkçası” dediği haberlere yansımıştı. Saray’daki bir kaynağım. Bir süre önce görüşmenin gerçekleştiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı;

“Abdullah Gül göndermiş. Yeni kurulacak parti olarak biz sana muhalefet etmeyelim sen de bize yüklenme mahiyetinde şeyler söylemiş. Erdoğan, Atalay’ı uğurlayıp görüşmenin içeriğini yakın çevresine anlattıktan sonra epey bir güldü.”

Ali Babacan cenahından işi sorguladım. Beşir Atalay görüşmenin ardından şöyle bir değerlendirme yapıyormuş;

“Tayyip Erdoğan niye erken seçime gitsin ki. Kaybedeceği bir seçme gitme gibi akılsızlık yapmaz. Önünde 2023’e kadar süre var. Onu doldurur.”

İç siyasetteki dağınıklığın fotoğrafı böyle!..

★★★

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın bu haftaki değerlendirme raporunda yine bomba bir haber buldum. Toprak, “Türkiye’ye gelmeden önce Şam’a sürpriz bir ziyarette bulunan Putin’in Şam yönetimi ile Suriyeli Kürtler arasında uzlaşı amaçlı önerileri ve Kürtlerin yönetimde temsili konusunda Esad’a telkinde bulunduğu ortaya çıktı” diyor. 10 maddelik bir plandan bahseden Toprak, şöyle devam ediyor;

“Rusya’nın Şam yönetimine ve Suriyeli Kürt oluşumlarına ilettiği, üzerinde büyük ölçüde mutabakata varılan siyasi yol haritasında şu maddeler yer alıyor:

- Cenevre’de BM gözetiminde başlatılan müzakerelerde Kürtlerin de yer alması ve Suriye Anayasa Komitesi’nin çalışmalarına katılması,

- Kürt siyasi partileri ve siyasi örgütlerinin Suriye merkezi hükümetinde temsil edilmesi,

- Yeni oluşturulan ve Kürt milislerin de resmi olarak bünyesinde görev alacağı Suriye sınır muhafızlarının, Irak sınırındaki Semelka’dan Menbic’e kadar olan bölgede Türkiye sınırına konuşlandırılması,

- Şam yönetimi ile Kürtler arasında ortak çalışmaları yürütecek, ekonomik ve askeri komitelerin kurularak doğrudan müzakerelerin başlatılması,

- Kürtler için resmi kimlik belgelerinin, Kürt öğrenciler için resmi diploma ve sertifikaların geçerliliği onaylanmış şekilde çıkarılması,

- Rojava Kürt özerk yönetimiyle Suriye Merkezi Hükümeti arasında diyalog süreci ve siyasi müzakerelerin başlatılması,

- Tarafların Rakka’nın Tabka kasabasındaki Fırat Barajı başta olmak üzere, su ve enerji kaynaklarından birlikte faydalanmalarını temin için bir koordinasyon merkezi ya da koordinasyon sisteminin kurulması,

- Rojava Kürt Özerk Yönetimi Bölgesi başta olmak üzere Suriye ordusunun Kürt bölgelerindeki kentlerden, okul ve üniversitelerden çekilmesi,

- Halep’i Elbukemal kasabası üzerinden Halep’i Irak sınırına bağlayan yolun açılması, ulaşımın güvenli bir şekilde sağlanması.

- Fırat’ın batısında (İdlib) Suriye ordusunun kontrol noktalarının güvenliğinin sağlanması, bu konuda Kürt güvenlik güçlerinin Suriye ordusu ile koordineli hareket etmesi ve güvenliğe katkı sağlaması.”

Erdoğan Toprak, “Putin’in Esad’ı Kürtlerle uzlaşıya yönlendirmesi, Suriye merkezi yönetiminde temsiline zemin hazırlaması ve Anayasa Komitesi’nde temsil vaadinde bulunmasını Türkiye ile olan ilişkilerde yeni sorunlar oluşturması ihtimaline rağmen Rusya’nın bu adımları atması üzerinde durulması gereken bir değişim!” diyor.

Putin İstanbul’a gelmeden önce bir zamanlar bizdekilerin namaz kılmaya niyetlendiği Emevi Camii’nde Esad ile birlikte çektirdiği fotoğrafları servis etmişti. Meğer adamın niyeti bizdekilerle kafa bulmaktan da öteymiş!..

Hala şehitler geliyor. Ne oldu Barış Pınarı Harekatı’na?.. Yıllardır bağırıp durdulardı, “Suriye ile Esad rejimi ile masaya oturmayız” diye… Reuters duyurdu (!), “Suriye İstihbaratının başı Ali Memlük ile temsil olunan Suriye tarafı, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan ile Moskova’da görüştü” diye…

Ee!.. Ne oldu?.. Bizdekiler, “Türkiye’nin menfaatleri için gerekirse gidin görüşün” deyince  “hain”, “terörist”… Putin emredince, “hay hay baş üstene efendim”… öyle mi?.. Çok yazık çoook!..